Diyarbakır İl Milli Eğitim Müdürlüğü’nün Nurcu Hazreti Süleyman Vakfı’yla yaptığı protokol hakkında yürütmeyi durdurma kararı verildi. Kararda eğitimin ‘vakıflara devredilemeyeceği’ne vurgu yapıldı.

Nurcu Hz. Süleyman Vakfı’yla yapılan protokol durduruldu
Vakfın birçok ilde yurtları bulunuyor.

Haber Merkezi

Diyarbakır 4’üncü İdare Mahkemesi Eğitim Sen’in başvurusu üzerine İl Milli Eğitim Müdürlüğü’yle Süleyman Vakfı Başkanlığı arasında imzalanan protokol hakkında yürütmeyi durdurma kararı verdi. Diyarbakır ilinde bulunan pansiyonlu okullarda kalan öğrencilere yönelik olarak “Değerler Eğitimi” kapsamında söyleşi/seminer/konferans düzenlenmesine dair İl Milli Eğitim Müdürlüğü ile Nurcu Hazreti Süleyman Vakfı Başkanlığı arasında protokol imzalanmıştı. Eğitim Sen protokolün iptali için dava açmıştı. 

SORUMLU DEVLET

Açılan davada “Değerler Eğitimi Protokolü”nün; Anayasa’ya, 1739 ve 657 sayılı Yasa ile 652 sayılı KHK’ye ve Milli Eğitim Bakanlığına Bağlı Resmi Okullarda Yatılılık, Bursluluk, Sosyal Yardımlar ve Okul Pansiyonları Yönetmeliği’ne ve pansiyon binasının başka bir amaçla kullanılmasının veya başka bir kurum/kuruluşça işletilmesinin açık olarak mevzuata aykırı olduğu ifade edildi. Ayrıca eğitim öğretim hizmetinin yürütülmesinden, gözetim ve denetiminden, eğitim ve öğretim programlarının hazırlanması, uygulanması ve güncellenmesinden asıl olarak Milli Eğitim Bakanlığı’nın sorumlu olduğuna vurgu yapıldı. Başvuru inceleyen Diyarbakır 4’üncü İdare Mahkemesi protokol hakkında yürütmeyi durdurma kararı verdi.

Kararın gerekçesinde şu ifadeler kullanıldı: “…eğitim öğretim faaliyetlerinin kamu denetiminde ve gözetiminde olması gerektiği, çağdaş bilimsel ilkeler çerçevesinde gelecek nesillerin yetiştirilmesinin devlet memurları eliyle yürütülmesinin gerektiği, bu sebeple kamu kuruluşu niteliğinde olmayan kurum ve kuruluşlar vasıtası ile eğitim ve öğretim faaliyetinin yürütülmeyeceği…”

Kararda ayrıca şu tespit yapıldı: “…davaya konu protokolün hedeflerine ilişkin olarak pansiyonlu örgün eğitim kapsamındaki öğrencilerin milli ahlaki, insani, manevi ve kültürel değerlerini benimseyen, koruyan ve geliştiren; ailesini, vatanını, milletini seven ve daima yüceltmeye çalışan bireyler olarak yetişmesi ve geleceğe hazırlanması ihtiyacı ile, etkileşimli tahtalar, tabletler, ders kitapları ve ileri teknolojinin imkanları ile hazırlanmış diğer ders materyallerine ruh katacak mili ve manevi değerlere olan ihtiyacı gidermek, çocukların zihinlerini bilgi ile dolduracak öğretim yaparken gönüllerine sevgiyle donatıp onların ahlaklı birer fert olarak yetişmelerine yönelik konferans, seminer, söyleşi gibi etkinliklerin, devletin faaliyet alanı içerisinde, bizzat vakıf yetkilileri eliyle yürütülmesi, eğitim ve öğretim sürecine diğer kurum, kuruluş ve bireylerin katılımını aşar niteliktedir. Dolayısı ile bir kamu hizmeti olan eğitim öğretim hizmetinin, Devletin hizmet alanı içerisinde ancak memurlar ve diğer kamu görevlileri eliyle yürütüleceğini kurala bağlayan Anayasanın amir hükmüne aykırılık teşkil edecektir.”

Mahkeme, “Toplumu Bir arada Tutan Unsurlar ve Değerler Eğitimi Protokolü”nün, bir kamu hizmeti olan eğitim öğretim hizmetinin, devletin hizmet alanı içerisinde ancak genel idare esaslarına göre memurlar ve diğer kamu görevlileri eliyle yürütülmesine ilişkin Anayasanın amir hükmüne ve milli eğitimin temel ilke ve kurallarına uygun olmadığı, dayanak hukuksal düzenlemelerin amaç ve kapsamını aştığı anlaşıldığından, davaya konu protokolün hukuka aykırı olduğu sonucuna vardı.