Ülkedeki kültürel çoraklaşma büyüyor. Yabancı konserler ekonomik nedenlerden dolayı bir bir iptal oluyor. Bilet fiyatlarını kur oranında artıramayan organizatörler biletlerin tamamı satılsa dahi zarar ettiklerini söylüyor.

O efsane konserler şimdi hayal oldu

Işıl Çalışkan

Madonna, Bon Jovi, Michael Jackson, Scorpions… Kimler geldi, kimler geçti sahnelerimizden. Bir kısmı bu dünyadan göçse de hâla yaşayan o efsaneleri canlı dinlemek ülkemizde hayal oldu. Döviz kurlarındaki önlenemeyen artış nedeniyle yabancı sanatçıların konserleri bir bir iptal oluyor. Sigur Ros, The Prodigy, M83 bunlardan bazıları.

Dolar ve avronun karşısında günden güne eriyen TL ile yurtdışından sanatçı getirmek ülkemizde neredeyse imkansız hale geliyor. Eskisi kadar yabancı konser olmuyor, ya da eskisi gibi büyük isimleri kimse getiremiyor. Yapılanlar az sayıda konser de oldukça zor şartlarda yapılıyor. Eskisi gibi büyük festivaller ya da stadyum konserleri yapılamıyor. 


Sanatçı kaşesinin yanı sıra ulaşım ve kargo maliyetleri döviz kuruyla birlikte artıyor. Organizasyon firmaları yurt dışından getirdikleri sanatçı bütçelerinin geçen yıla oranla 3-4 kat artığını belirtiyor. Bilet fiyatlarına getirilen vergi oranının yüzde 8’den 10’a çıkartılması ise cabası. 


Zincirin bir diğer halkasını da sanatseverler oluşturuyor. Alım gücü düşen dinleyici eskiden 10 etkinliğe katılabileceği bütçeyi şimdi 3-4 etkinliğe ayırabiliyorlar. Bilet fiyatlarını giderleri oranında artırmayan organizatörler biletlerin tamamı satılsa dahi zarar ettiklerini ifade ediyor. 

Arka planda neler döndüğünü organizatörlerle konuştuk.

***

Organizatör Serkan Fidan: Biletler satılsa dahi zarar ediyoruz

Geçen sene yapılan bir konserin ya da festivalin maliyeti ile bu seneki arasında 3-4 kat bir fark oluştu. Bu farkı bilet fiyatlarına yansıtmak mümkün değil. İnsanların satın alma gücü çok düştü. Sürdürülebilirlik için artan maliyetleri dinleyicilerin sırtına yüklemeyecek formüller bulmak gerekiyor. Sponsorların daha fazla sorumluluk alması ve daha aktif olması gerekiyor bence. Özellikle gençlere ürünler satarak büyüyen firmaların daha fazla destek olması gerektiğini düşünüyorum.

Türk lirasının sürekli olarak değer kaybetmesinin yabancı konserleri yapılamaz bir hale getirdi. Maliyetleri göz önüne alarak bir bilet fiyatı belirliyorsun. Bu rakam sanatçının turnesinin diğer ayaklarına göre çok düşük bir fiyat olmasına rağmen ülkemizdeki müzikseverlerin ödemekte zorlandığı bir rakam oluyor. Zaten ortada bıçak sırtı bir denklem varken kurdaki artış sebebiyle iptaller de kaçınılmaz oluyor. Zira bilet fiyatını yükseltmek mümkün olmadığı için etkinlik tüm biletler satılsa dahi zarar eden bir işe dönüşüyor.

***

İstanbul Caz Festivali Direktörü Harun İzer : Sponsor destekleri elzem

Kurlar yükselirken bilet fiyatlarını sabit tutmak pratikte mümkün değil. Zaten enflasyonun kur artışları ile paralel gittiği de aşikâr. Sektör genelinde bilet fiyatları geçen yıla oranla en az iki kat kadar arttı ama satış rakamları maalesef o derece artmadı.

Bazı konserler iptal oldu ama çok iyi satış rakamları yakalayan veya dolu dolu geçen etkinlikler de var. Bu yıl biz de İstanbul Caz Festivali’nde zor bir sezon geçirdik ama çeşitli etkinliklerde toplam 35 bine yakın seyirciyi ağırladık. Sponsorlarımızın festivale olan desteğinin de büyük katkısı var. Bu tür işbirlikleri artarsa zor zamanlarda bile güzel konserler izlememiz daha çok mümkün olur.

***

Organizatör Ahmet Can Taşdemir: Maliyetler yüzde 40 arttı

Bir vatandaş evin ekonomisini tutturmakta nasıl zorlanıyorsa biz de etkinliklerin ekonomisini tutturmakta aynı şekilde zorlanıyoruz. Çünkü işin matematiği tutmuyor. Zaten çok büyük riskler alarak bir işe kalkışıyorsunuz ve bir anda maliyetleriniz yüzde 30-40 artıyor. Bunu bilet fiyatına aynı oranda yansıtamıyorsunuz ve etkinliğiniz “sold out” olsa bile zarar edeceğiniz bir denkleme dönüşüyor.

Büyük ‘promoterların’ bu işlere girmesi çok daha zorlaşacak. Sadece zararına konser yapma lüksü olanların bu konserleri yapabildiği bir çeşit tekelleşmeye tanıklık edeceğiz. Bu da yeterli bir durum değil. Özetle ekonomi düzelmeden büyük yabancı konserler hayal etmemek lazım. Kısa dönemde de ekonomide bir düzelme beklemiyoruz. Kültür politikası içerisinde müzik sektörünün yeri asıl tartışılması gereken konu. Bunun uzun vadeli bir kültür politikasının bir parçası olarak desteklenmesi konuyu bambaşka yerlere getirebilir. Hem ülkeye önemli bir döviz getirisi hem de ülke imajına ciddi bir katkısı olacaktır.

***

MÜZİK TARİHİNİN EN ÖZEL MEVSİMİ

Türkiye müzik tarihinin en etkileyici yazlarından biri olarak anılan 1993 yazında dinleyiciler adeta yıldızlar geçidine şahitlik etti. 1993 yılındaki konser trafiği şöyleydi: