Jeotermal Enerji Santralleri’nin (JES) yoğunlaştığı illerin başında gelen Aydın’da, 156 bin 824 hektar alan içinde istenilen her hangi bir noktasında 64 adet sondaj yapılmasını sağlayacak ihaleye çıkılacağı duyuruldu. Konunun Resmi Gazete’de yayımlanmasının ardından Aydın halkı büyük tepki gösterdi. ÖDP İl Örgütü de yaşanan gelişmelerin ardından yazılı bir açıklama yaparak tepki gösterdi. Yapılan açıklamada, “Aydın ilinde […]

ÖDP Aydın İl Örgütü: “Topraklarımızı şirketlerin istilasından kurtaralım”

Jeotermal Enerji Santralleri’nin (JES) yoğunlaştığı illerin başında gelen Aydın’da, 156 bin 824 hektar alan içinde istenilen her hangi bir noktasında 64 adet sondaj yapılmasını sağlayacak ihaleye çıkılacağı duyuruldu. Konunun Resmi Gazete’de yayımlanmasının ardından Aydın halkı büyük tepki gösterdi. ÖDP İl Örgütü de yaşanan gelişmelerin ardından yazılı bir açıklama yaparak tepki gösterdi.

Yapılan açıklamada, “Aydın ilinde 64 jeotermal kuyusu ve 39 adet mineralli su alanı arama ruhsatının daha ihaleye çıkarılacağı resmi gazetede yayınlanmıştır. Aydın’da mevcutta 36 jeotermal enerji santralinin yarattığı tahribat ve Kızılcaköy başta olmak üzere birçok köyde JES’e karşı direnişler sürerken Aydın halkını görmezden gelircesine açılan bu ihale derhal durdurulmalıdır!” ifadelerine yer verildi.

“AYDIN’IN HAVASI VE TOPRAĞI MEVCUT JES’LER ELİYLE DE KİRLETİLMİŞ DURUMDADIR”

Yapılan açıklama şu şekilde:

“Topraklarımızı şirketlerin istilasından kurtaralım. Ülkemizde en temel tarım ürünleri dışarıdan alınırken, ucuz ve temiz gıdaya erişim zorlaşmışken, birinci sınıf tarım arazisi açısından altın boynuz olan Aydın Menderes ovası toprakları, havası, suyunu kirleten, yaşamı söndüren, insanları hastalandırılan bu projelerde ısrar edilmesinin tek bir gerekçesi olabilir; sermaye ve şirketlere rant sağlanması.  Bu ihalenin açılması AKP iktidarının pusulasını şirketlere ve sermayeye çevirmiş olduğunun göstergesidir.  Son birkaç yıldır Aydın’da JES yapılan bölgelerde zeytin ve incir ağaçları kurumuş, Aydın’ın havası ve toprağı mevcut JES’ler eliyle de kirletilmiş durumdadır. Halkın sağlığı ise yayınlanan istatistiklere göre bozulmuş, kanser vakalarında artış gözlenmiştir.”

“AYDIN’IN 3’TE BİRİ İHALEYE AÇILMIŞ DURUMDA”

“Valiliğin ve AKP Aydın milletvekillerinin yaptığı açıklamaya göre bu ihalenin sağlık turizmi ve tarımsal amaçlı sera için açıldığı belirtilmektedir. Ancak bununla ilgili kamuoyuna açıklanmış herhangi bir proje ve belge bulunmaması olayın gerçekliğine şaibe düşürmektedir. Dolayısıyla Aydın halkı kaptı kaçtı ile karşı karşıya bırakılmak istenmektedir. JES’lerin kanuna uygun denetlendiği, kurallara uygun çalıştığını, ekonomiye katkıda bulunduğunu belirten AKP milletvekillerini, Aydın’da yaşanan tahribatı görmeleri için halkın arasına katılmaya davet ediyoruz. İhale ilanlarına göre;-Bozdoğan ilçesinin yüzde 14,25’i-Çine ilçesinin yüzde 11,52’si-Didim ilçesinin yüzde 28,37’si-Efeler ilçesinin yüzde 5,84’ü-Germencik ilçesinin yüzde 8,76’sı-İncirliova ilçesinin yüzde 20’si-Karacasu ilçesinin yüzde 6,11’i-Koçarlı ilçesinin yüzde 2,65’i-Köşk ilçesinin yüzde 35,11’i-Kuşadası ilçesinin yüzde 25,29’u-Kuyucak ilçesinin yüzde 44,16’sı-Nazilli ilçesinin yüzde 38,56’sı-Söke ilçesinin yüzde 36,3’ü-Sultanhisar ilçesinin yüzde 28,06’sı-Yenipazar ilçesinin yüzde 22,24’ü ihaleye açılmıştır. Aydın’ın toplam yüz ölçümü 8 bin 116 kilometrekare. İhaleye çıkan alanların toplamı 2 bin 760 kilometrekare. Yani Aydın’ın 3’te biri ihaleye açılmış durumda.”

“HİÇBİR GÜÇ HALKIN BİRLEŞİK MÜCADELESİNİ YENEMEZ!”

“Kuşadası, Didim gibi turizm konusunda önemli olan ilçelerin neredeyse yüzde 30’u, Kuyucak’ın yüzde 44’ü, Nazilli’nin yüzde 38’i ihaleye açılıyor. Bu ihalenin gerçekleşmesi sonucu oluşacak ekolojik, yaşamsal tahribatın yanında turizm de bitirilmiş olacaktır. Neo-liberal politikaların sürdürücüsü olan Siyasal İslamcı rejimin ekolojik yıkıma neden olacak olan bu projelerine dur diyelim! Aydın’a ekolojik, sosyal ve ekonomik yıkım getirecek olan halk düşmanı bu politikaları ancak ve ancak halkın birleşik mücadelesi durdurabilir. Geleceğimize, çocuklarımıza yaşanılabilir bir ülke ve dünya bırakmak bizlerin boynunun borcu. Tarıma, toprağa, tohuma, suya, havaya, yaşam hakkına, çocuklarımızın geleceğine sahip çıkalım! Şirketlerin topraklarımızı istilasına, işgaline son diyelim! Hiçbir güç halkın birleşik mücadelesini yenemez!”