40 yıl önceki ekipten sadece Mustafa Yalçıner vardı ODTÜ Bahar Şenliği’nde. Yalçıner o günleri anlattı: Aslında tek istediğimiz bağımsız bir Türkiye’ydi. O duygularla yazdık ‘Devrim’ yazısını”...

1968 yılında ODTÜ’lü gençler Yusuf Aslan, Hüseyin İnan, Taylan Özgür, Alpaslan Özdoğan ve Mustafa Yalçıner daha güzel bir dünya umuduyla ODTÜ stadyumunun tribününe dev harflerle  “Devrim” yazmışlardı. O günden bu güne tam 40 yıl geçti.

ODTÜ’lü gençler, geçtiğimiz günlerde düzenledikleri Bahar Şenliği’nde “Devrim” yazısının 40’ıncı yıldönümünü de kutladılar, yaşamları acı bir şekilde noktalanan yazının ilk “müellifleri” Yusuf, Hüseyin ve Taylan’ı bir kez daha saygı ile andılar. Bu arada, stadyumun ortasına yanan mumlarla ilk günkü kadar büyük bir “Devrim” yazmayı da ihmal etmediler.

12 Mart 1971 düşlerin üzerine serilen bir sis bulutu oldu. İdamlar, işkenceler, kayıplar vardı o dönemde. Bütün devrimci demokrat örgütler kapatıldı. İlerici devrimci insanlara karsı “Balyoz harekâtı” düzenlendi. Ülkenin dört bir yanında işkence tezgâhları kuruldu.

Ve o dönem jandarma karakolu kuruldu, stadyumunda devrim yazılı üniversiteye.

O dönemlerde yazıyı yok etmek adına güvenlik güçlerince üzeri boyanıyordu. Kışın yağmur yağdığında üzerindeki boya çıkıyor, yazın güneş sonradan üzerine sürülen boyayı solduruyordu. Yıllar boyunca sürdü bu uğraşlar ve her defasında yine gösterdi yüzünü devrim yazısı.

40 yıl önceki ekipten sadece Mustafa Yalçıner vardı Bahar Şenliği’nde. Gözleri dolu dolu oldu, o günleri anlatırken… “Büyük bir heyecan içindeydik” dedi, “Aslında tek istediğimiz bağımsız bir Türkiye idi. ABD emperyalizmine karşı çıkıyor, ülkemizin, halkımızın sömürülmesini istemiyorduk. O duygularla yazdık o yazıyı. Hepimiz devrime, daha güzel bir dünyanın var olduğuna inanıyorduk…”

“AYAKLAR BAŞ OLACAK’

Baştan sona bir duygu seli halinde geçti Bahar Şenliği. Binlerce gencin Fizik Bölümü önünde toplanıp “Ayaklar baş olacak. Tek yol devrim” pankartıyla yürümeleri, “Yaşasın devrim ve sosyalizm”, “Yaşasın halkların kardeşliği”, “Sermaye defol, üniversiteler bizimdir” sloganları atmaları görülmeye değerdi doğrusu

Yürüyenler arasında Hatırla Sevgili isimli televizyon dizisinin oyuncuları Barış Koçak, Murat Zubi ve Feride Çetin de vardı. Bu dizi, Deniz’i, Yusuf’u, Hüseyin’i, Taylan’ı genç kuşaklarla buluşturmuş, onların trajik biten onurlu yaşamlarını hafızalarına adeta çakmıştı.

Öğrenciler stadyuma girdiklerinde Sevinç Eratalay, birbirinden coşkulu marşlarla karşıladı onları. Gelenler, Atalay’ın söylediği “Gün doğdu, hep uyandık” marşını hep birlikte söyledi.

ŞİLİ’DEN GELEN EZGİLER

Şenliğin sürpriz bir konuk grubu da vardı. Ta Şili’den kalkıp gelmişti Ankara’ya. Latin Amerika müziğinin en güzel, en kıpır kıpır şarkılarını ardı ardına seslendirdi İnti İllimani. Grup sözcüsünün, “Daha iyi bir gelecek için savaşıyoruz, adalet için, kadınlara eşitlik için mücadele ediyoruz” sözleri de bu gruba olan sempatiyi bir anda büyüttü, tribünler Şarkıları ayakta eşlik etti.

ODTÜ’lü gençlere çok tanıdık bir grup da vardı şenlikte. ODTÜ Fen ve Edebiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Yavuz Ataman, “Kurşun Kalem” ismini verdiği grupla sahne aldı ve unutulmaz rock parçalarını ardı ardına seslendirdi.

Şenlik sona ererken öğrenciler karışık duygular içindeydiler. Arkadaşlarıyla hoşça vakit geçirmişlerdi ama sahanın ortasında mumlarla yazılı “Devrim” yazısının ilk “müellifleri”ni de hatırlamamak ve üzülmemek elde değildi.

‘DEVRİM’ YAZISI ATEŞLE DE YAZILMIŞ

ODTÜ Stadyumundaki ‘Devrim’ yazısının nasıl yazıldığı konusunda bir çok efsane var. Bir anlatıma göre, öğrenciler yazıyı yazıldıktan sonra boyayı ateşe vermişler. Boya sabaha kadar yanmış. Ve ‘Devrim’ yazısı adeta taşlara nakşedilmiş. Yazının çok düzgün olması ise şöyle sağlanmış; stadyumun tam karşısındaki spor salonunun damına çıkan öğrenciler, dürbün ve inşaat bölümünde kullanılan ölçüm aletlerinin yardımıyla, yazıyı yazanlara rehberlik etmişler.

 

‘DEVRİM’ YAZISI NEDEN SİLİNMİYOR?

ODTÜ stadyumunun tribün merdivenlerinde boydan boya ‘Devrim’ yazıyor. Okulda anlatılana göre, bu yazı, 1980 öncesi kimya mühendisliğinde okuyan öğrencilerin hazırladığı özel bir boyayla yazılmış. Yönetim tarafından defalarca üzeri boyanan, silinen, kazınan bu yazı bir türlü silinmiyor. Özellikle yağmur yağınca neredeyse yeni yazılmış kadar net okunuyor. Denilene göre, bu boyanın formülünü sadece bu boyayı hazırlayan öğrenciler biliyormuş. ZEHRA ŞAHİNDOKUYUCU ANKARA