Öğretmene 'yazma' cezası

Birgün ve Cumhuriyet gazetelerinde makaleleri yayımlanan öğretmen Ünal Özmen'e, Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik'in talimatıyla soruşturma açıldı. Özmen'in, Talim ve Terbiye Kurulu (TTK) ile ilgili görüşlerinden ötürü 23 Kasım'da ifadesi alındı. Oysa Devlet Memurları Kanunu, memurların yalnızca kamu görevleriyle ilgili "bilgi veya demeç" vermesini yasaklıyor. Özmen ise yalnızca düşüncelerini dile getirdiği yazılar yazmıştı.

Akılcı eğitim anlayışını öne çıkardıklarını sık sık dile getiren Hüseyin Çelik, bir öğretmenin sorunları dile getirmesinden rahatsız oldu. Eğitim materyallerinin üretimi, niteliği; ders programları ve Milli Eğitim mevzuatı konularında Birgün ve Cumhuriyet gazetelerinde görüş ve önerilerini yazan Ünal Özmen'e, yazılarından dolayı soruşturma başlatıldı. Soruşturma talimatının Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik tarafından verildiği belirtildi. Ünal Özmen'in "Talim ve Terbiye Kurulu" başlıklı yazısından dolayı 23 Kasım günü bakanlık müfettişi tarafından ifadesi alındı.

Ünal Özmen, söz konusu yazısında; Talim ve Terbiye Kurulu'nun, Türk eğitim sisteminin sorunlarının tartışılıp çözümler üretildiği bir kurum haline getirilmesi görüşünü dile getirerek bu kurumun siyasetin etki alanından da korunması gerektiğini savunmuştu.

KİTABINI AÇIP BAKSA…

"Türkiye'de Değişim Demokrasi ve Aydınlar" kitabında, "Demokrasi, farklılıklara tahammülün esas olduğu rejimdir. İnsanları tornadan çıkmış sopalar gibi standart hale getirmek mümkün olmadığına göre işe farklı eğilimleri kabullenerek başlamak lazım" diyen Hüseyin Çelik'in, görüşlerini dile getiren bir öğretmene yönelik çelişkisini oluşturdu.

YASAYA AYKIRI DEĞİL

657 sayılı Devlet Memurları Yasası, insanların düşüncelerini dile getirmesini engellemiyor. Yasanın ilgili maddesinde, "Devlet Memurları, kamu görevleri hakkında basına, haber ajanslarına veya radyo ve televizyon kurumlarına bilgi veya demeç veremezler" deniliyor.

ÖZMEN: MESLEĞİMİZ ENGELLENİYOR

Birgün'ün sorularını yanıtlayan Ünal Özmen, "Yasal sonuçlarını önemsemiyorum. Ancak düşünce temelli bir mesleğin temel unsurlarının düşünce üretmesinin engellenmesini son derece tehlikeli buluyorum. Eğitim sistemimizin yaşadığı sorunlarda öğretmenlerimizin sistemin dışında tutulmasının büyük payı olduğunu düşünüyorum. Bu gün içimizden bir Fakir Baykurt çıkarmak bir yana öğrencilerimizin okuyacakları kitapların seçimini bile gazetecilere, politikacılara yaptırıyorsak öğretmenlerin sistemin neresinde olduğu bile tartışılmalıdır" görüşlerini dile getirdikten sonra "Öğretmenlik, verilen işin ücret karşılığı yapıldığı bir meslek gibi düşünülmemeli, öğretmenlerin de üniversitelerde olduğu gibi akademik özgürlüğünün olması gerekir" diye konuştu.