Oğulları askerde öldü, aile icralık

Dilan Esen

Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK), şüpheli asker ölümleri nedeniyle kapalı bir kutu haline geldi. 2000 yılından bu yana binlerce asker şüpheli şekilde yaşamını yitirirken aileleri ise çocuklarından geriye kalan adalet mücadelesini sürdürüyor.

Muş’ta 2012’de zorunlu askerlik görevini yaptığı sırada henüz 20 yaşındaki oğlu Uysal Doğan’ı kaybeden Rıza Doğan’dan 2014’te 1 lira 11 kuruşluk kurşun parası istendi ancak askerin ölümü hâlâ aydınlatılmadığı gibi başvurular da sonuçsuz kaldı. Sosyal Güvenlik Kurumu’na (SGK) dilekçe vererek oğlunun şehit sayılması için başvuru yapan Rıza Doğan, devamlı reddediliyor. İdare mahkemesine de başvuran Doğan, SGK’nin ret kararı doğrultusunda buradan da olumlu yanıt alamıyor. İdare mahkemesi ret kararı verince dosya masrafları ise mağdur ailelere kalıyor. Dosya masrafları nedeniyle hem kendi hem de eşi icralık olan Rıza Doğan, “Mahkemeler devam ediyor, üst mahkemeye veriyoruz sonuçlanmadan icra geliyor” diyor.

22 sene boyunca süren davalar olduğunu söyleyen Doğan, şu ifadeleri kullanıyor: “Savcıların yüzde 80’i FETÖ’den tutuklandı. Bütün davaları yok saydılar ama askeri davaları bunun dışında bıraktılar. Bu aileler zaten çocuklarını kaybetmiş, mahkeme masrafları, mermi parası istendi, bunlar akla sığmıyor. Biz adil yargılama istiyoruz. Biz çocuklarımızı sağlam teslim ettik burada suçlu devlettir. Adil yargılama yapılsın sorumlu kimse oraya çıkartılıp cezayı alsın istiyoruz. Çocuklarımızın hakları verilsin. Sorumlular sadece aileler görülüyor.”

SORUMLU DEVLET

Ailenin avukatı Ahmet Çevik ise kimlerin şehit sayılacağına ilişkin tespitin yalnızca TSK’ye değerlendirmesine ve yargı kararlarına bırakılmaması gerektiğine dikkat çekiyor. “Askerlik te cephe gerisinde yaşamını yitiren erler Türkiye'nin kanayan yarası olarak kaşımıza çıkıyor ve bu durumun önlenmesi için gerekli yasal ve destekleyici adımlar da halen daha atılmış değil” diyen Çevik, söz konusu askerlerin ölümüne ilişkin soruların yanıtsız bırakıldığını aktarıyor.

Çevik, şöyle konuşuyor: “Şehit kavramının kapsamı ve şartlarına ilişkin çerçeve kanunla kapsamlı çizilmelidir. Kimlerin şehit sayılacağı hususunda kuşkuya yer vermeyecek şekilde yasal tanımlama yapılmalıdır. Silahaltına alınan yükümlüler Anayasa ile teminat altına alınmıştır, bulunan yaşama haklarının korunması, devletin görevidir. Diğer ifade ile bu hususta devletin kusursuz sorumluluğunun bulunduğunun kabulü gerekmektedir. Kaldı ki aile çocuklarının intihar etmek için nedenin bulunmadığını ne geldiyse başına zorunlu askerlik hizmeti sırasında geldiğini belirtiyor.”

***

Çatışmalarda daha az ölüm

Şüpheli asker ölümlerine ilişkin başlatılan soruşturmaların ve açılan davaların çok azından olumlu sonuç elde edilirken bazı davalar ancak 22 yıl geçtikten sonra sonuçlanabiliyor. Milli Savunma Bakanlığı (MSB) ise şüpheli asker ölümlerine dair veri özellikle son yıllarda paylaşmıyor. Bakanlığın son açıkladığı veriler 2000 ve 2012 yılları arasına ait. Buna göre 12 yılda 934 asker şüpheli şekilde yaşamını yitirdi. Söz konusu yıllar arasında çatışmalarda hayatını kaybeden asker sayısı ise 818. Yani şüpheli şekilde ölen asker sayısı çatışmalarda ölenlerden fazla. Şüpheli Ölümler ve Mağdurları Derneği’ne göre ise şüpheli şekilde hayatını kaybeden asker sayısı hayli fazla. Derneğin hazırladığı verilere göre 2000-2020 arasında 3 binin üzerinde asker şüpheli şekilde yaşamını yitirdi.