Google Play Store
App Store

Meraklısı İçin Darbeler Kitabı’nın yazarı Murat Yetkin, AKP'nin OHAL’i Meclis’i devreden çıkarmak için kullandığını söyleyerek “Darbe girişimi sonucunda demokrasinin kalitesinin dört yıl öncesine göre gerilediği görülebiliyor” dedi.

OHAL sonrasında demokrasi geriledi

Sercan Meriç

Gazeteci, Yazar Murat Yetkin, ‘Meraklısı İçin Entrikalar Kitabı’ ve ‘Meraklısı İçin Casuslar Kitabı’nın ardından ‘Meraklısı İçin Darbeler Kitabı’nı da kaleme aldı. Doğan Kitap’tan yayımlanan eserde, ülkedeki darbeler tarihine mercek tutulurken içinde bulunduğumuz coğrafyadaki darbeleri de anlatılıyor.

Murat Yetkin ile yeni kitabını ve darbeleri konuştuk.

► ‘Meraklıları İçin’ serisinin üçüncü kitabında darbeler tarihine göz atıyorsunuz. Darbeler tarihini seçme nedeniniz neydi?
Darbeler de devrimler ve karşı devrimler gibi toplumların siyasi, ekonomik ve toplumsal hayatında kırılmaları, kesinti ve sıçramaları temsil ediyor. Tabii bu sıçramalar çoğu zaman yukarı doğru olmuyor. Gelişmelere bir türlü kendi dar penceremizin dışında bakmayı beceremiyoruz. Tabii ki her darbede asıl belirleyen iç dinamikler ama uluslararası politikada da bir yere oturuyor. Bizde darbeler deyince çoğu zaman basmakalıp ve sadece Türkiye’yi ilgilendiren şeyler akla geliyor.

Darbe girişiminden önce akşam saatlerinde İngiltere'nin Ankara Büyükelçisi Richard Moore ile çarpıcı bir konuşmanız var. İngilizler haberdar mıydı darbe girişiminden?
Onu bilmem mümkün değil. Bana sorduğu “Sahi sizin askerler ne yapıyor?” sorusu vardı. Meğer o sırada asker içinden birileri hükümeti devirmeye, Meclis’i ortadan kaldırmaya çalışıyormuş.

ohal-sonrasinda-demokrasi-geriledi-821620-1.► Kitabın yazım sürecinde birçok istihbaratçı, siyasetçi ve bürokrat ile görüştüğünüzü anlıyoruz. 15 Temmuz'un püskürtülmesinde en önemli nokta neydi?
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın CNNTürk üzerinden yaptığı “Direnin” çağrısı en önemli psikolojik kırılmaydı. Keza Meclis’teki siyasi partilerin meydanı bırakmaması, insanların sokağa dökülmesi de öyle. Ordunun çoğunluğunun kalkışmaya katılmaması en önemli unsurdu. Kalkışma liderliğine etkili bir üst komutan bulamamış bir cunta hareketi olarak kaldı ve ezildi.

DEMOKRASİ KALİTESİ GERİLEDİ

CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, 20 Temmuz'da bir sivil darbe yapıldığını söyledi. Bugünkü demokrasi 4 yıl öncesine göre hangi düzeyde?
Kılıçdaroğlu OHAL ilanını kast ediyor. OHAL belki bir darbe girişimi sonrası çoğu hükümetin alabileceği bir önlemdi. Ne var ki AKP iktidarı OHAL’i ülkeyi Meclis’i devreden çıkararak yönetecek şekilde değerlendirdi. Kanun hükmünde kararnameler, kanunun kendisi oldu. Yargıda Fethullahçıların yerini bu defa hem partizan hem daha acemi bir takım aldı. Meclis neredeyse devre dışı. Darbe girişimi sonucunda demokrasinin kalitesinin dört yıl öncesine göre gerilediği görülebiliyor.

► "27 Mayısçıların amaç ve söylemleri arasında Atatürk ilke ve inkılapları bulunmamaktaydı" diyorsunuz. Nasıl bir darbeydi 27 Mayıs?
Darbe bildirgelerine baktığınızda apaçık görüyorsunuz. 27 Mayıs’ta, Alparslan Türkeş’in o da NATO’ya ve CENTO’ya bağlılık bildirimi, yani dış politika çerçevesinde bildirgeye son aşamada eklediği Atatürk’ün “Yurtta sulh, cihanda sulh” ilkesi dışında doğrudan bir atıf yok. Celal Bayar’ın ifadesiyle, Cumhuriyet’in ilanıyla siyasi iktidardan dışlanmış kesimlerin yeniden iktidara ortak olma hamlesidir. Bence de darbedir.

► Türkiye'deki darbelerde en farklı dinamikleri olan hangisiydi?
Bence 12 Eylül. Dış dinamiklerle en çok iç içe olan odur. Ayrıca Türkiye’nin sadece siyasi değil, ekonomik yapısında da kırılmayı mümkün kılmıştır.

Hükümet ve Cumhurbaşkanı Erdoğan, darbelerin CHP zihniyeti ürünü olduğunu yıllardır dile getiriyor. Gerçekten böyle mi?
Kısmen 27 Mayıs için söylemek mümkün. İsmet İnönü’nün darbe sonrası idamları engellemek için sonuçsuz kalan çabaları bir yana, cuntacıların bazı CHP yöneticileriyle dirsek teması olduğu anlaşılıyor. 12 Eylül’de ise CHP etkisini göremiyoruz. İşte o Yeşil Kuşak teorilerine en çok oturan darbe 12 Eylül darbesidir.

► Bugün için "Türkiye'de darbeler tarihi kapanmıştır" diyebilir misiniz?
Sadece Türkiye’de değil, hiçbir dönem hiçbir ülkede kapanmamış darbeler dönemi. Covid-19 virüsü sadece kendisini çok abartan insan evladının değil, kurulu siyasi ve ekonomik sistemlerin de ne kadar kırılgan olduğunu gösterdi. Askeri örgütlenmeler bu kadar güçlü olmasaydı, pandemi ile mücadele çok daha başarısız kalabilirdi. Siyasi ve ekonomik yapıların kırılgan hale geldiği her dönemde, her ülkede, askeri olsun olmasın darbe ihtimali varmış gibi bir demokratik uyanıklık halinde bulunmakta yarar var.

ohal-sonrasinda-demokrasi-geriledi-821621-1.KAPİTALİZM ARTIK SÜRDÜRÜLEMEZ

Dünya ölçeğinden bahsederken "ABD'de asker göreve çağrılarının yapılabildiği bir dönemdeyiz" diyorsunuz. Bu siyasal gerileme sizce ne kadar devam edecek?
Ne kadar devam edeceğini bilemem, kimsenin bileceğini de sanmıyorum. Ancak kapitalizm sürdürülebilir olmaktan çıktı. Bu sistemin kendi ağırlığı altında kalıp yenilenmesini bekliyoruz şu anda.

SİYASAL İSLAM VE AKP'NİN GENİŞ ÇIKAR İLİŞKİSİ

► Son olarak siyasal İslam’ın çöktüğüne dair analizleri yıllardır okuyoruz ancak AKP ve Erdoğan seçimlerde birinci çıkıyor. Sizce siyasal İslam dönemi bitti mi?
Bitmedi ama bölündü ve şekil değiştiriyor. AKP iktidarının ideolojik köklerinin siyasal İslam’da olduğu açık ama sınıfsal olarak bakınca, geniş bir çıkar ilişkileri ağı çıkıyor ortaya. Bence Kılıçdaroğlu 2019 yerel seçimlerinde başarılı olan ittifaklar politikasıyla o ilişkiler ağını kırmaya çalışıyor. Tabii Erdoğan da boş durmuyor ve Bahçeli ile el ele Kılıçdaroğlu’nun başta Akşener ile ittifakını bozmaya diğer taraftan HDP’yi siyasetten izole etmeye çalışıyor. Muhalefet diye homojen bir yapı olsa “Şunu yapmalı” demek daha kolay olurdu belki.