İstanbul Valiliği, kentteki 238 okulun, Bilal Erdoğan ve çok sayıda yandaş ismin yönetiminde bulunduğu TÜGVA’ya tahsis edilmesinin ardından gerici bir derneğe açılmasını onayladı. Valilik onayına göre, dernek, okullarda yaz okulu düzenleyebilecek. Protokole tepki gösteren Eğitim Sen 5 No'lu Şube Yürütme Kurulu, MEM'e uyarıda bulunarak "Kamusal bir hizmet olan eğitim, eğitim emekçileri tarafından sürdürülür. Protokollerle mesleğimizi, mesleki haklarımızı, öğrencilerimizin eğitim hakkını hedef alan uygulamaları yaşama geçiremezsiniz" dedi.

Okullar gerici bir derneğe daha açılıyor

Mustafa KÖMÜŞ

Valilik onayı ile İstanbul’un farklı ilçelerinde toplam 238 okulun, Bilal Erdoğan ile çok sayıdaki yandaşın yönetiminde yer aldığı TÜGVA’ya tahsis edilmesinin ardından gerici bir derneğe daha okullar açılıyor.

Kartal Kaymakamlığı, İnsan Medeniyet Hareketi Hicret Derneği’yle yapılan protokole dayanarak derneğin okullarda yaz okulu düzenlemesine izin verdi.

Dernek 8 Haziran’da bunun için ilçe milli eğitim müdürlüğüne başvurdu. İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü de bu talebi uygun gördü.

Okullara gönderilen yazıda şu ifadeler kullanıldı:

“İnsan Medeniyet Hareketi Hicret Derneği olarak, 3 Temmuz 2023 - 4 Ağustos 2 tarihleri arasında 7-13 yaş grubu kız ve erkek öğrencilere yönelik Kartal Halk Eğitim Müdürlüğü ile yapılan protokol kapsamında okullarda Elif-Ba, Kuranı Kerim , Temel Dini Bilgiler Zeka Oyunları ve Sportif faaliyetler alanında yaz okulu düzenlemek istemektedir. Söz konusu talep müdürlüğümüzce uygun görülmektedir.”

EĞİTİM SEN'DEN PROTOKOLE TEPKİ

Eğitim Sen 5 No’lu Şube Yürütme Kurulu, yaptığı yazılı açıklama ile Kartal Milli Eğitim Müdürlüğü’nün (MEM) oluru ve Valilik onayı ile 3 Temmuz ve 4 Ağustos tarihleri arasında ilkokullarda uygulanacak olan yaz okulu protokolüne tepki gösterdi.

Yürütme Kurulu, 7-13 yaş arası kız ve erkek öğrencilere dini ve sportif faaliyetlerde bulunma yetkisi verilerek kamu okullarında yaz okulu açma yetkisine ilişkin “Türkiye’de siyasi iktidarın eğitim sistemini siyasal-ideolojik hedefleri doğrultusunda, dini kural ve referanslara göre biçimlendirme isteği yetkili konumlardaki kişiler tarafından sıklıkla ifade edilmiştir, çeşitli uygulamalarla bu istek yaşama geçirilmiştir” dedi.

“EĞİTİMİN DİNSELLEŞME SÜRECİ HIZLANDIRILMIŞ”

AKP iktidarında MEB ve Diyanet İşleri Başkanlığı, dini vakıf ve dernekler arasında çok sayıda iş birliği protokolü imzalandığına dikkat çekilen açıklamada, “Bu ortak projeler üzerinden eğitimi dinselleşme süreci hızlandırılmış, doğrudan laik eğitimi ve laik yaşam tarzını hedef alan uygulamalar hayata geçirilmiştir. MEB’ in dini yapılarla, vakıflar, derneklerle imzaladığı protokollere karşı açtığımız ve kazandığımız davalarda bir kamu hizmeti olan eğitim öğretim hizmetinin devletin hizmet alanı içerisinde ancak genel idare esaslarına göre memurlar ve diğer kamu görevlileri eliyle yürütüleceği belirtilmiştir. Bir kamu hizmeti olan eğitim öğretim hizmetinin üçüncü kişilere devredilemeyeceği ise açıkça belirtilmişti” ifadelerine yer verdi.

Kartal İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü’ne uyarıda bulunulan açıklamanın devamı şöyle:

“Kamusal bir hizmet olan eğitim, eğitim emekçileri tarafından sürdürülür. Protokollerle mesleğimizi, mesleki haklarımızı, öğrencilerimizin eğitim hakkını hedef alan uygulamaları yaşama geçiremezsiniz.

Eğitim kamusal bir hizmettir ve bu nedenle kamu görevlileri tarafından, kamusal mekanlarda, kamu kaynaklarıyla ve kamunun sorumluluğunda sürdürülmelidir. Siyasi iktidara yakın veya uzak, diğer kurumlara, cemaatlere, dini yapılara, vakıflara, derneklere mesleki haklarımızı, öğrencilerimizin eğitim hakkını teslim etmenize izin vermeyecek, demokratik ve hukuki tüm haklarımızı kullanacağız.

“LAİK EĞİTİM MÜCADELEMİZi KARARLILIKLA SÜRDÜRECEĞİZ”

Okullaşma politikasından, müfredat değişimine, sınav sistemi değişikliklerinden, okul öncesi eğitim kurumlarından yükseköğretim kurumlarına imzalanan protokoller ve işbirliklerine eğitimi;  İnsan Medeniyet Hareketi Hicret Derneği ve ya Ensarlara, TÜGVA’lara devretmeye çalışan karanlığınıza teslim olmayacak, laik eğitim mücadelemizi kararlılıkla sürdüreceğiz.

Milli Eğitim bakanlığı, Diyanet İşleri Başkanlığı ve Gençlik ve Spor Bakanlığı, bizzat iktidar eliyle hayata geçirilen ve birbirinden ayrı olması gereken eğitim alanı ile inanç alanlarının birbirine karıştırılmasına yönelik yaz okulu protokolü, ÇEDES ve benzeri uygulamalardan derhal vazgeçmelidir.

“ÇOCUKLAR, SİYASAL-İDEOLOJİK HEDEFLERİN PARÇASI HALİNE GETİRİLEMEZ”

Çocuklarımız, yaz okulu protokolü, ÇEDES ve benzeri projelerle siyasi iktidarın siyasal-ideolojik hedeflerinin parçası haline getirilemez! Bu konuda eğitim emekçileri başta olmak üzere, öğrencilerimizi, velilerimizi ve demokratik kamuoyunu birlikte tavır almaya ve ortak mücadeleye davet ediyoruz.

Eğitim Sen 5 Nolu şube olarak okulları dini referanslı faaliyet ve etkinliklerin değil, laik ve bilimsel eğitimin mekânları olması için yürüttüğümüz mücadelemizi kararlılıkla sürdüreceğimizin bilinmesini istiyoruz.”