Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin gündemine bugünlerde ard ard Yasa Tasarıları geliyor. Sosyal Güvenlik Yasa Tasarısı'nın

ÖZLEM ZORCAN ANKARA / Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin gündemine bugünlerde ard ard Yasa Tasarıları geliyor. Sosyal Güvenlik Yasa Tasarısı'nın, Meclis'e sunulması ile yasalaşması bir oldu. Terörle Mücadele Yasa Tasarısı'nın 'gizli' içeriği tam olarak daha yeni ortaya çıktı. Milyonlarca çiftçinin hayatını ilgilendiren Tarım Yasa'sı Meclis gündeminde.

Günlük hayatımızın her noktasına temas eden ve değiştiren bu yasaların öncelikli muhatapları olan demokratik kitle örgütleri temsilcileri yasaların yeterince tartışılmadığını söylüyor. Ama daha da vahim olanı yasaları yapmakla yükümlü olan TBMM üyelerinin de bundan şikayet etmesi. Yasa tasarıları kamuoyunda yeterince tartışılmadığı gibi TBMM'de de neredeyse hiç üzerine tartışma yapılmadan Yasalaşıyor.

Türkiye'de yasaların hazırlanıp kabul edilmesi konusunda hukuk mevzuatımızdaki süreç işlemiyor, yasaları Meclis yerine bürokratlar hazırlıyor, milletvekillerine sadece parmak kaldırmak düşüyor. Mevzuatımız gereğince bir yasanın, ilgili bakanlık ve kuruluşta önce taslak metninin hazırlanması, bu metnin Bakanlar Kurulu'nda tartışılıp tasarı olarak Meclis'e sunulması, ihtisas komisyonlarında ele alınıp gerekli düzenlemelerin yapılması, bunun ardından Genel Kurul'da tartışmaya açılması ve son değişiklikler de yapıldıktan sonra kabul edilmesi gerekiyor.

Söz konusu süreç, yasanın Cumhurbaşkanı'nca onaylanması ve Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe girmesiyle tamamlanıyor. Cumhurbaşka-nı'nın veto etmesi halinde ise yasanın Meclis'te yeniden ele alınması gerekiyor.

JET HIZIYLA KABUL
Ne var ki, AKP Hükümeti döneminde bu süreç işlemez oldu. Tasarılar bürokradar tarafından hazırlandığı şekilde jet hızıyla Bakanlar Kurulu'nda kabul ediliyor, yine Meclis ihtisas komisyonlarında çoğu kez kelimesine bile dokunulmadan benimsenip Genel Kurula gönderiliyor. Genel Kurul'da da bazen muhalefete söz hakkı bile verilmeden, her madde çoğu zaman bir dakika bile görüşülmeden kabul ediliyor. Milletvekilleri genellikle hangi konuda oy verdiklerinin, verilen oyların neler getireceğini bile fark etmiyorlar. Meclis, bir çok hayati yasayı "hızlandırılmış" bir şekilde ele alıyor. Bunun son örneği sosyal güvenlikle ilgili yasa tasarılarında yaşandı.

Sözkonusu tasarıların ilk ayağı olan Emekli Sandığı, SSK ve Bağ Kur'un tek çatı altında birleşmesini öngören yasa, Meclis'te birkaç saatiik bir toplantının ardından kabul edildi. Maddeler üzerinde muhalefete söz hakkı verilmedi. CHP milletvekilleri, "Böyle yasa görüşülmez, bu şekilde yasama görevini yerine getirmek mümkün değil" diyerek Meclis Genel Ku-rulu'nu terk etti.

KAMUOYUNDA TARTIŞILAMIYOR
Meclis Genel Kurulu'nun bu haftaki gündeminde çevre yasasında değişiklik öngören tasarı da var. Çok önemli hükümler getiren bu tasarının da kamuoyunda ilgili taraflarca yeterince tartışılmadığından yakınılıyor. Doğa Doğa Savaşçıları Çevre Örgütü Başkanı Zafer Murat Çetintaş, Çevre ve Orman Bakanlığı'nın çevre ile ilgili proje üretmekten aciz olduğunu ileri sürerek, yeni hazırlanan Çevre Yasa Tasarısı'nın sanayicilere ve talancılara yönelik çıkarılacağını iddia etti. Çetintaş, Meclis'te bekleyen ve çevre komisyonundan, hiçbir çevre kuruluşuna ve sivil toplum örgütüne sorulmadan geçirilen yeni yasa tasarısının kendileri için daha çıkmadan öldüğünü söyledi.

Yine Meclis gündemdeki Tarım Kanunu Tasarısı için Ziraat Mühendisleri Odası Başkanı Gökhan Günaydın tarımda önemli değişikleri getiren tasarının yeterince tartışılmadığından yakınarak dayatılan politikaların dış güçlerin işine yarayacağını söylüyor.

'Herkes terörist olabilir' yasası
Son şekli verilen ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın imzalamasından sonra Meclis'e gelecek olan Terörle Mücadele Yasası (TMY) da eleştiriler dikkate alınmadan son haline getirildi.

Genelkurmayın ve emniyet güçlerinin talepleriyle şekillendirilen TMY, Adalet Bakanı ve Hükümet Sözcüsü Cemil Çiçek'e göre "sade vatandaşlar"ın yaşamını etkilemeyecek ama hukukçu Erdal Doğan'a göre, Bakan Çiçek'in aksine, söz konusu taslakta herkesin "terörist" olma ihtimali temel görüş. Avukat Doğan bütün bu nedenlerle taslağın hem kamuoyundan hem de hukuk camiasından gizlendiğine de dikkat çekerek "Bir oldu bitti ile çıkarılarak hakim ve savcıların önüne konulacak" dedi.

ANAYASI'YI İHLAL EDİYOR
Hukukçulara göre Yasa tasarısı ile Ana-yasa'nın kişi dokunulmazlığını, maddi ve manevi bütünlüğünü, kişi hürriyeti ve güvenliği ile özel hayatın gizliliğini, haberleşme, yerleşme ve seyahat ile ifade özgürlüğünü ve hak arama hürriyeti yani adil yargılanma hakkı ile suç ve cezada kanunilik ilkesini düzenleyen maddeler ihlal ediliyor. Yine önemle dikkate alınması gereken AİHS' in tüm mevzuatı ile AİHM içtihatlarına açıkça aykırılık taşıyan bu düzenlemelerle, hakim ve savcıların yetkileri kolluk kuvvetlerine veriliyor. Artık itirafçı ifadeleri direkt delil olarak ele alınacak, avukatlar ve savcılar da bu bilgilere mahkeme aşamasında ulaşamayacaklar. Hakimler gizli oturumlarda bu kişileri gerekli görürse dinleyebilecek. Devlet sırrı niteliğindeki belgelerde sadece suçla ilgili kısımlar tutanağa geçirilebilecek. Artık sıkça kimliği belli olmayan ajan raporlarına dayanarak önleyici tedbirler alınabilinecek ve ceza hükümleri verilebilecek.

'VUR EMRİ' MEŞRULAŞIYOR
Kolluk kuvvetlerine her türlü silah kullanımı, vur emirlerinin yerine getirilmesi, cebir ve şiddet hukukileşip, meşru-laştırılıyor. CMK'da getirilen ama uygulanmayan tüm düzenlemelerin kısıtlayıcıları TMY pratiğinde uygulamaya alınıyor. Taslak, suçta ve cezada şahsilik ve kanunilik ilkesiyle ve masumiyet karinesini tümden bertaraf ederek , yaşam kadar önemli olan ifade özgürlüğünü ortadan kaldırarak her türlü muhalif düşünce ve ifadeye "terör" tehdidi ile yaklaşarak ağır yaptırımlar öngörüyor. Taslak yasa şiddet karşıtı olan ve barışçı aktivitelerde bulunan demokratik sivil toplum örgütlerini de şirketleri de hedef alıyor. Her an bu STK'lar ve siyasi partiler kapatılabilecek ve mallarına el konulabilecek. Şirketler tasfiye edilecek, yönetici ve üyeleri de "terörist" olarak yargılanabilecekler.

ANNE, BABAYA DA CEZA
Taslak yasada suçta ve cezada kanunilik prensibinin en ağır ihlali, "terörist" sayılan gençlerin anne ve babalarının da cezalandırılması. Yasaya göre resmi "terör" listesinde her an yer alabilecek örgüt, dernek, vakıf veya bir partinin amblem, işaret, renk, ses, bayrağının taşınması, bulunudurulması onlarca yıl hapis cezası alınması gibi vahim sonuçlar doğurabilecek. Kişinin üzerindeki üniforma olarak görülebilecek yerel bir giysi bile "terörist" olarak yargılanarak onlarca yıl tecrite maruz kalmasına neden olabilecektir.

Yasa ile Muhalif basın "kapatmalar, gazeteci ve yöneticiler ise ağır cezalarla karşı karşıya kalabilecek. TCK, CMK, ve Anayasa ve uluslararası sözleşmeler, bu TMY ile işlevini yitirecek, doğrudan savaş konsepti içeren TMY, mevcut tüm pozitif hukuku ortadan kaldırarak başlı başına tek belirleyen olacak. İnci Hekimoğlu

ANKARA: Başbakan Erdoğan kas spazmı geçirdi
BAŞBAKAN Erdoğan, geçirdiği kas spazmı nedeniyle Atatürk Eğitim ve Araştırma Hasta-nesi'nde kontrolden geçti. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve Sağlık Bakanı Recep Akdağ önceki gece 20.00 sıralarında Başbakanlık Merkez Bina'dan ayrılarak, Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesi'ne gitti. Hastanede yaklaşık 1 saat 20 dakika kalan Erdoğan, Sağlık Bakanı Akdağ ile birlikte hastaneden ayrıldı. Başbakan Erdoğan, daha sonra Keçiören'de bulunan konutuna gitti. Erdoğan'ın bel kaslarında spazm olduğu ve MR çektirdiği belirtilerek, yapılan kontrollerde başka herhangi bir olumsuzluğa rastlanmadığı açıklandı. Hastane yetkilileri, Erdoğan'a ilaçla tedavi uygulandığını ve evde istirahat önerildiğini kaydetti.

GENEL BAŞKAN BAYKAL: Başbakan ona saldırıyor, buna vuruyor
PARTİSİNİN TBMM grup toplantısında, Başbakanın, önüne gelene "saldırmaya" devam ettiğini, kabına sığamadığını, birileriyle çatışma duygusu içinde olduğunu iddia eden CHP lideri Deniz Baykal, "Bu, bana Amok koşucusunu hatırlatıyor. Hindistan'da, Malezya'da karşılaşılan bir durum. Stefan Zweig, kitabını yazdı. Elinde bir mızrak, ok, önüne geleni tahrip eder, vurur kırar, sonunda kendisi de kaybolur gider; verdiği zarar ortada kalır. Çıkmış ortalığa Başbakan, bir Amok koşucusu gibi, elinde ne bulursa, taştı, sopaydı, ona saldırıyor, buna vuruyor, uğraşıp duruyor" diye konuştu. Baykal, Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer'in, geçen hafta yaptığı konuşmada uyarılarda bulunduğunu, ancak, Erdoğan'ın "bundan rahatsız olduğunu" da söyledi.

KARAYALÇIN: y Enstitüleri bugün bile örnek alınabilir
SOSYALDEMOKRAT Halk Partisi (SHP) Genel Başkanı Murat Karayalçm, "Köy Enstitüleri, bugün bile pek çok ülkeye örnek olabilecek kuruluşlardı" dedi. Karayalçın, partisinin, Köy Enstitüleri'nin kuruluşunun 66. yıldönümü etkinlikleri kapsamında Afyonkara-hisar'da düzenlediği toplantıya katıldı. Murat Karayalçın, burada yaptığı konuşmada, Köy Enstitüleri'nin sadece Cumhuriyet tarihi için değil, insanlık tarihi için de son derece önemtaşıyan bir proje olduğunu söyledi. Köy Enstitüleri projesini Birleşmiş Milletler'in dünyanın diğer devletlerine örnek göstermesinin dikkat çekici olduğunu belirten Karayalçın, "Köy Enstitüleri, bugün bile pek çok ülkeye örnek olabilecek kuruluşlardı" dedi.

AKP GRUP TOPLANTISI: özgürlüklerden geriye gidiş olmayacak
DIŞİŞLERİ Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Abdullah Gül, hükümet olarak ülkenin hiçbir meselesinde zaaf göstermedikleri gibi, terörle mücadele konusunda da en ufak bir zaafa düşmeyeceklerini belirtti. Gül, TMY'de yapılacak değişiklikle ilgili olarak, temel hak ve özgürlüklerden geriye gidiş olmayacağını söyledi. AK Parti TBMM grup toplantısında konuşan Erdoğan, Terörle Mücadele Yasası'nda yapılacak değişiklikle ilgili bilgi verdi. Hükümet olarak yaptıklarının "teröre gerekçe bırakmayacak" çalışmalar olduğunu kaydeden Gül, kimsenin ülkede terör için gerekçe gösteremeyeceğini ifade etti. Abdullah Gül ,Türkiye'nin, giderek daha çok demokratik-leştiğini ve kalkındığını da iddia etti.AA

Çevreciler Çevre Yasası'na karşı

ÇEVRECİLER Çevre Yasası'nın talancı ve sanayiciler için çıkarıldığını iddia ediyor. Yasa'nın getirdiklerinden bir kısmı: »Egzoz ölçümü yaptırmayanlara 250 YTL, standartlara aykırı emisyona neden olanlara 500 YTL para cezası uygulanacak. »Gürültü ve titreşime neden konutlar 200 YTL, ulaşım araçları 600 YTL, işyerleri ve atölyeler 2 bin YTL, fabrika, şantiye ve eğlence gürültüsü yapanlar da 6 bin YTL ceza verecek. »Yasaklara aykırı olarak ülkenin denizlerinde ve doğal veya suni göller ve baraj gölleri ile akarsularda, katı atık, atıksu, petrol ve petrol türevleri tahliyesi veya deşarjı yapan tankerlere, groston başına 20 YTL ceza verilecek. » Kamuya açık yerlerde çekirdek kabukları, çikolata ambalajı, sigara izmaritini yere atarak çevreyi kirletenler 50 YTL ödeyecek. » Çevre kirliliğinin önlenmesi için gereken kaynak bir takım kesintilerle sağlanacak. İthaline izin verilen kontrole tabi yakıt ve atık bedelinden yüzde 1, hurda bedelinden binde 5 oranında pay alınacak. Belediyelerce tahsil edilen Çevre Temizlik Vergisi'nin yüzde 20'si, havayolu bilet bedelinin yüzde 1'i ve taşınan yıllık yük için ton başına I YTL çevre yatırımlarına tahsis edilecek.

Halka rağmen Sosyal Güvenlik Yasası
SOSYAL
Güvenlik Yasa'sı özellikle sendikaların büyük muhalefetine rağmen Meclis'ten jet hızıyla çıkarıldı. Emek Platformu Yasaya ilişkin eleştirilerini aylar önce kamuoyuna açıklamıştı. »Emekli olabilmek için 9 bin gün prim ödeme zorunlu oldu

»Esnek çalışanlar, belirli süreli çalışanlar, mevsimlik işlerde çalışanlar, sözleşmeli olarak çalışanların emekli olabilmeleri hayal ve hatta ancak mezarda

»Emekli aylıkları daha da azaltılarak, emekliler sefalet ücretine mahkum edildi. » Kapsam dışında bıraktığı kesimler nedeniyle, sosyal sigortalar toplumun tümü için güvence sağlanamıyor

» Sağlık temel hak niteliğinden uzaklaştırılarak, devletçe ödediğimiz vergilerle karşılanan sosyal bir hak olmaktan çıkarılıyor »Genel sağlık sigortası primlerini ödemeyen esnaf ve sanatkarlar ile çiftçiler sağlık hizmetinden yararlanamıyor

»Prim ödeyemeyeceklerin sayısı, işsizler, kayıt dışı ekonominin büyüklüğü ve kayıt dışı istihdamın yaygınlığı nedeniyle herkesi kapsayacak genel sağlık sigortası için yeterli kaynak gösterilmiyor.

Aile içi şiddette ceza indirimi
YENİ
Türk Ceza Yasası'nda, aile içi şiddete verilen cezalarda şikâyet aranıyor. Ceza Yasası'nın "Vücut Dokunulmazlığına Karşı Suçlar- Kasten Yaralama" başlıklı ikinci bölümünün 86. maddesinde şöyle deniyor:

"Kasten başkasının vücuduna acı veren veya sağlığının ya da algılama yeteneğinin bozulmasına neden olan kişi, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır".

Burada, "üstsoya, altsoya, eşe ve kardeşe karşı" suç işlenmesi halinde şikâyet aranmaksızın verilecek cezaların yarı oranda artırılacağına dair madde de yeralıyor.

Hazırlanan tasarının 156. maddesine göre kasten yaralama suçunun üstsoya, altsoya, eşe veya kardeşe karşı işlenmesi halinde şikâyet şartı aranacak. Şu anda geçerli olan yasada, cezalar bir yıldan üç yıla kadar tanımlandığı halde tasarıda bu oran üçte bire düşürülüyor. Maddenin değişiklik gerekçesinde ise şöyle denildi: "Aile bireylerine karşı işlenen kasten yaralama suçunun ağırlığına bakılmaksızın, resen yani şikâyet aranmaksızın soruşturulabilir bir suç haline getirilmesi, örneğin bir tokat atılması halinde dahi aile bireyleri arasındaki ilişkiye hukuk adına müda-hil olmayı gerektirmektedir".

Tarım Yasa Tasarısı Meclis'te
»ÇİFTÇİLER
ödemeler, bütçe çerçevesinde ve programların niteliğine bağlı olarak, denetimlerin tamamlanmasından sonra yapılacak. »Tarım politikaları AB mevzuatı ve uluslararası taahhütlerle uyumlu olacak, üreticiler piyasa koşullarında faaliyet yürütecek. »Tarım destekleme programlarına ayrılacak kaynak, GSMH'nin yüzde Tinden az olamayacak. »Tarımsal destekleme programlarının finansmanı, bütçe kaynaklarından ve dış kaynaklardan sağlanacak. Haksız yere yapılan destekleme ödemeleri, gecikme zammı oranları dikkate alınarak hesaplanan yasal faizi ile geri alınacak. »Haksız ödemenin yapılmasında ödemeyi sağlayan belge veya belgeleri düzenleyen gerçek ve tüzel kişiler, geri alınacak tutarların tahsilinde müştereken sorumlu tutulacak. »Destekleme ödemelerinden, idari veya kişisel hata sonucu düzenlenen belgelerle yapılan ödemeler hariç, haksız yere yararlandığı belirlenen üreticiler, 5 yıl destekleme programından yararlandırılmayacak.

»2004 doğrudan gelir desteği uygulamasının 2005 ve 2006'daki ödemeleri, 2004'te yürürlükteki mevzuat hükümlerine uygun olarak yapılacak