Ölen 5 bin kişinin kimliği meçhul
Deprem bölgesinde yüzlerce kişi halen kayıp. Adli Tıp Uzmanı Prof. Dr. Hilal tahminen 5 bin kişinin kimliksiz gömüldüğünü söyledi. Prof. Dokgöz ise kimlik tespitinde kritik önemdeki sürenin aşıldığını aktardı.
Semra KARDEŞOĞLU
Deprem bölgesinde ölü ya da diri yakınlarına ulaşamayanlar var. Şu ana kadar kaç kişinin kimliksiz gömüldüğü ve kaç kişinin kayıp olduğuna ilişkin resmi bir açıklama yapılmadı. Yakınları kayıp olanlar onları bulmak için üç haftadır çalmadık kapı bırakmadı. Kayıplar için nasıl bir çalışma yürütülüyor. Adli tıp uzmanlarına sorduk.
HER ÖLENDEN DNA ÖRNEĞİ
Adli Tıp Hekimleri Derneği Başkanı ve Çukurova Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ahmet Hilal üç kişilik ekiple deprem bölgesinde inceleme yaptı. Prof. Dr. Hilal, toprağa verilen 5 bine yakın kişinin kimliğinin meçhul olduğunu söyledi. Hilal, iktidarın bu konuda şeffaf davranması ve kayıp olarak arananların sayısını açıklaması gerektiğini belirterek şu bilgileri verdi: Antakya’da kimliği belirsiz gömülenlerin oranı yüzde 10, İskenderun, Maraş, Adana ve Osmaniye’de yüzde 5. Bu bizim gördüğümüz kentler. Yakınlarına ölü ya da diri ulaşamamak çok ağır. Depremin hemen sonrasında savcılıklar beyana göre cenazeleri teslim etmiş. Normalde yakını olsa da DNA örneği alınmalıydı. Hatay ve Adana’da iki aile yanlış cenazeleri teslim almış. O iki kişi sonra hastanede çıkınca durum aydınlandı. Polis ve jandarma ölenlerden parmak izi aldı. Bu izlerle yeni tip kimlik kartı ya da pasaportu olanların kimlikleri karşılaştırıldı. En çok kimlik tespiti bu yolla yapıldı. Ama bu tür kimliği olmayan ya da enkazdan geç çıkarılıp parmak izi alınamayan kişiler de çok."
Ahmet Hilal bölgedeki izlenimlerini rapor haline getirerek yetkili birimlere sunacağını aktararak “Bu raporda öncelikle bu tür kitlesel olaylarda çalışacak özel ekipler kurulması, bir çalıştay yapılmasını önereceğiz. Adli Tıp Kurumu’nun üniversitelerle işbirliğine girmesini isteyeceğiz. Bir de bu tür durumlarda adli tıp uzmanlarının 5 günde bir değişmesini isteyeceğiz. Onlar da travmatik koşullara maruz kalıyor” dedi.
TESPİTTE GEÇ KALINDI
Mersin Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Halis Dokgöz de Prof. Dr. Hilal ile aynı ekipte görev yaptı. Dokgöz, bu tür durumlarda yapılan çalışmaya ‘Felaket kurbanlarının kimliklendirilmesi’ denildiğini belirterek şunları aktardı: Bu çalışmada akut evre çok önemli. Kimliklendirme için kritik olan ilk 24 saat bu depremde gerektiği gibi kullanılamadı. Deprem bölgesinde bu kez bu çalışmayı ilk olarak aile hekimi ve pratisyen hekimler yapmış. Normalde adli tıp uzmanları yapar. Normalde kurbanın kan örneğini alıp FTA kartlarına koymak gerekir. Ancak ilk gün geçmişse bu mümkün olmuyor. Bu durumda kemik ve dişten DNA örneği alınıyor. Polis ya da jandarma ise parmak izini alıyor.
Halis Dokgöz, sonrasında yakınlarını arayan kişilerden de örnek alınarak eldeki bu kayıtlarla eşleştirme yapıldığını belirterek şu bilgileri verdi; “Ölen kişinin hayatta olan çocuğu, annesi ya da babasından örnek almak ilk tercih. Eğer onlar yoksa ve kayıp olan erkek ise amca, dede, dayı gibi soydaki erkeklerden örnek alınır. Eğer kayıp olan kadınsa onun teyze, anneanne, hala gibi kadın yakınlarından örnek alınır. BU süreçte üniversitelerden de destek istenebilirdi. Kayıpların bir bölümü ilk dönemde kimlik belirlenmeden gömülmüş olabilir. Böyle bir şüphede mezarı açıp test yapılır. Bu daha zorlu bir süreç.”
***
"CENAZE BULDUĞUMUZA SEVİNECEK HALDEYİZ"
Depremde kaybolanlardan biri Ayşegül Aşkar. Eşi Cahit Aşkar 23 gündür elinde fotoğrafıyla onu arıyor. Hatay Çağ Apartmanı’nın enkazı önünde bekleyen Aşkar, "Kızım kurtuldu, oğlumu yitirdim. Eşimden ise bir iz yok. Hatay ve çevresindeki tüm hastanelere baktık, mezarlıklara gittik, yok. İki hafta önce eşimin babasından DNA örneği alındı. Halen sonuç bekliyoruz. Kurtarmaya gelmedikleri gibi, kayıp olanları da ararken yalnız kaldık. Artık cenazelerimizi bulup ölülerimize sevinecek hale getirdiler” dedi.
***
KAYIP ERVA’NIN KAMERA GÖRÜNTÜLERİ BULUNDU
Antakya’da çöken binanın enkazından 6 saat sonra sağ çıkarıldığı söylenen ancak bir daha haber alınamayan Mukaddes Erva Aktaş'a (10) ilişkin yeni bir gelişme yaşandı. Baba Abdullah Aktaş, kızının komşuları tarafından ambulansa teslim edildiğine ilişkin görüntülerin ortaya çıktığını söyledi. Güvenlik kamerası görüntüsünü polise teslim eden baba Aktaş, "Kızımın bir an önce bulunmasını istiyoruz" dedi.