İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisi’nden Dr. Cüneyt Canıvar, Çapa Tıp Fakültesi Hastanesi’nde geçen yıl lağım sularının bastığı katı temizlemeye zorlanan ve önceki gün yaşamını yitiren taşeron sağlık işçisi Zafer Açıkgözoğlu’yu yazdı

‘Ölmek istemiyorum’ demişti!

İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisi’nden Dr. Cüneyt Canıvar, İstanbul Üniversitesi Çapa Tıp Fakültesi Hastanesi’nde geçen yıl lağım sularının bastığı katı temizlemeye zorlanan, bu nedenle enfeksiyon kapan ve karaciğer yetmezliğinden önceki gün yaşamını yitiren taşeron sağlık işçisi Zafer Açıkgözoğlu’yu yazdı. Dr. Canıvar’ın sendika.org’da yayımlanan yazısını paylaşıyoruz:

“Bir yıl önce ‘hastanede iş cinayetine ramak kala’ diyerek yazmıştık Zafer arkadaşımızın başına gelenleri. Maalesef ramak da kalmadı, Zafer’i kaybettik.
14 Haziran 2013’te İstanbul Tıp Fakültesi Hastanesi’nin yağmur nedeniyle taşan kanalizasyonunun temizletildiği taşeron olarak çalıştırılan temizlik işçilerden biriydi Zafer. Logar kapağının açtırılmasıyla lağım suyunun içinde kaldıktan sonra bulantı, kusma, ishalle başlayan şikâyetler karaciğer yetmezliğine kadar ilerledi. Yoğun bakımda ölümün kıyısına gelen Zafer hızla gerçekleştirilen karaciğer nakliyle aramıza döndü.

Yapılan tetkiklerde Hepatit B virüsüne rastlandı. Zafer, hastanede işe başladıktan birkaç ay sonra eline iğne battığını ama bunu önemsemediğini anlatmıştı. Nakil sonrası kullanması gereken vücudun savunma sistemini baskılayan ilaçlar nedeniyle çok zor günler yaşadı. Nakilden aylar sonra vücudu yeni karaciğeri kabul etmedi ve organ reddi gelişti. Doktorları ikinci kez nakil olması gerektiğini, yoksa yaşam şansının olmadığını, ancak ikinci nakil ameliyatının da riskinin yüksek olduğu söylediler. İki ay önce hastane bahçesinde karşılaştığımızda ‘Hocam çok kötüyüm, çaresizim ama ölmek istemiyorum’ demişti. Zafer Açıkgözoğlu’nu 17 Ağustos 2014’te 28 yaşında kaybettik.
Peki neden kaybettik 28 yaşında ‘ölmek istemiyorum’ diyen gencecik bir insanı?

Zafer neden eline batan iğneyi önemsemedi?

Zafer neden çıplak elleriyle taşan kanalizasyonun kapağını itiraz bile edemeden açmak zorunda kaldı?

Çünkü Türkiye Cumhuriyeti’nde bir hastanede işçileri istediğiniz zaman işten çıkartabiliyorsunuz. İş tanımlarına uymadan çalıştırabiliyorsunuz. İşçi sağlığından ziyade ‘şirket sağlığı’ için yapılan göstermelik iş sağlığı ve güvenliği hizmetleri vererek çalıştırabiliyorsunuz.

Çünkü sağlık endüstrisinin kazanacağı paralar, siyasi iktidarın kazanacağı siyasi rant, sağlık çalışanlarının sağlığından çok daha önemli. Aynen, yerin dibinden çıkarılacak kömürün rantının maden işçisinden, moloz yığınlarının getirisinin inşaat işçisinden, toprak mahsulünün karının tarım işçisinden daha değerli olduğu gibi.
Sermaye büyüyor, arkasında dev bir işçi mezarlığı bırakarak…
Zafer ‘Hocam ölmek istemiyorum’ demişti…”

***

Taşeronun adaleti ölümdür

Taşeron sağlık işçisi Zafer Açıkgözoğlu’nun ölümüyle ilgili yazılı açıklama yapan DİSK Genel Sekreteri Arzu Çerkezoğlu, “Taşeronlaştırmanın adaleti sefalet ve ölümdür” dedi.

“İSKi’nin yapması gereken kanalizasyon suyunu boşaltma ve temizleme işi, hastanede çalışan işçilere nasıl yaptırılır?” diye soran Çerkezoğlu, temel işçi sağlığı ve güvenliği eğitimi dahi almamış, kişisel donanımları olmayan işçilere bu görevin verilmesinin taşeronlaştırmanın sonucu olduğunu vurguladı.
Çerkezoğlu, şunları kaydetti: “Zafer Açıkgözoğlu’nun ölümünün asıl sorumlusu, işçileri, başta yaşam hakkı olmak üzere kazanılmış tüm haklarını ortadan kaldırarak çalışmaya mahkum eden ve bir insanlık suçu olan taşeron çalıştırma düzenidir.  Zafer Açıkgözoğlu’nun ölümünde sorumlu olanlar derhal soruşturulmalı ve adalet önüne çıkarılmalıdır.”

***

Çapa’da eylem var

Çapa taşeron sağlık işçileri, bugün saat 12.30’da İstanbul Çapa Tıp Fakültesi Mono Blok önünde açıklama yaparak Açıkgözoğlu’nun ölümüne yol açan taşeron sistemini ve sağlıkta dönüşüm politikalarını protesto edecek. Eyleme İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisi de destek verecek.