DİLARA ŞİMŞEK İSTANBUL Kartal’da 10 kişinin öldüğü 13 kişinin yaralandığı faciada arama kurtarma çalışmaları ile birlikte incelemeler de sürüyor. Binanın 1992 yılında 5 kat olarak izin alarak yapıldığı ancak 1994 sonrası 3 katın kaçak olarak çıktığı anlaşıldı. İlk belirlemelere göre 14 dairenin bulunduğu apartmanda kolonlar plan dışı oluşan yükü taşıyamayarak çöktü. Bina için herhangi bir […]

Ölümüne barış

DİLARA ŞİMŞEK

İSTANBUL Kartal’da 10 kişinin öldüğü 13 kişinin yaralandığı faciada arama kurtarma çalışmaları ile birlikte incelemeler de sürüyor. Binanın 1992 yılında 5 kat olarak izin alarak yapıldığı ancak 1994 sonrası 3 katın kaçak olarak çıktığı anlaşıldı. İlk belirlemelere göre 14 dairenin bulunduğu apartmanda kolonlar plan dışı oluşan yükü taşıyamayarak çöktü. Bina için herhangi bir risk başvurusu yapılmadığı bu nedenle çevresindeki bazı binalar gibi yıkım gerçekleşmediği de belirlendi.

İMAR BARIŞI İHANETTİR

Ancak, Yeşilyurt Apartmanı için kısa bir süre önce İmar Barışı’ndan yararlanmak amacıyla Yapı Kayıt Belgesi başvurusunda bulunulduğu ortaya çıktı. İnşaat Mühendisleri Odası İstanbul Şube Başkanı Nusret Suna, olayın ardından bölgeye ekip gönderdiklerini ve kamera kayıtlarını incelediklerini aktararak şunları söyledi: Zemin kat kolonlarında ani çökme oluyor. Tekstil atölyesinde kolonların kesildiği öne sürülüyor. Bir bina 5 kata göre planlanıp 8 kata çıkarsa kolonların taşıma kapasiteleri zorlanır ve en ufak fiziki müdahalede çöker.

Binadaki hak sahiplerinin İmar Barışı’ndan faydalanmak için yapı kayıt belgesi başvurusunda bulunduğunu söyleyen Suna, şöyle devam etti: İmar barışı kente yapılacak en büyük ihanet. Yapılar risk açısından incelenmeden yapı kayıt belgesi verildiği takdirde maalesef bu sonuçlarla karşılaşılacak.

ONLARCA RİSKLİ BİNA VAR

Kartal Belediye Başkanı Altınok Öz de binaya 94 yılı sonrası kaçak kat çıkıldığını söyleyerek şu bilgileri verdi:

“Bina için risk tespit başvurusu yapılmadı. Çevresinde bazı binalar için bu rapor alındı ve ardından bu binalar yıkımı gerçekleştirildi. Binanın altında bulunan konfeksiyon atölyesinin ruhsatsız olduğu zabıta tarafından tespit edilmiş ve 3 ay önce boşaltıldı.”

Öz, bölgede özellikle 94 sonrası yapılmış çok sayıda kaçak katlı bina olduğunu da belirterek “1,75 imar oranına rağmen 5 6 ile yapılan binalar var. Binada beton yapısı ve demirler standart dışı. Yapılması gereken düzenlemede boş alanlara imar hakkı transferi” dedi. Başkan Öz, çökme sırasında apartmandaki bir daireye misafir olarak gelen başka bir ailenin de bulunduğunu söyledi.

Binanın 1992 yılında 5 kat olarak izin alınarak yapıldığı ancak 1994’ten sonra 3 kat daha kaçak kat çıkıldığı anlaşıldı.

***

İnsan hayatı ne zaman öncelikli olacak

İnşaat Mühendisleri Odası İstanbul Şubesi’nin faciaya ilişkin yaptığı basın açıklamasında kentteki yapı stokunun büyük bölümünün ruhsatsız ya da kaçak olduğu belirtilerek şöyle denildi: Mühendislik hizmeti almadan üretilmiş. Meydana gelen her olay ister istemez depremi akla getirmekte. Olası bir depremde İstanbul yapı stokunun ne tepki vereceğini tahmin etmek için inşaat mühendisi olmaya gerek yok. Açık ki İstanbulluların can ve mal güvenliği bulunmamakta. İmar Barışı ismi altında başlatılan ve esasen imar affı olarak uygulamaya alınan girişime yaptığımız itirazın ne kadar dayanaklı olduğu açığa çıkmıştır. İstanbul’da pek çok bina aynı durumda ve ne yazık ki bu sebepten dolayı haklı çıkmaya devam edeceğiz.

Mühendislik hizmeti almadan üretilen yapıların yasal statü elde ederek mevcudiyetini sürdürmesinden ne gibi bir yarar umulmakta? Yoksa karar vericileri harekete geçiren imar affı başvurularından toplanacak para mı? İnsan hayatı ne zaman öncelikli olacak? Yapılar güvenli hale getirmek yerine imar affı ilan etmek kent ve insanlık suçu olarak tarihe geçecektir.