İstanbul Ataşehir'deki yapılaşmamış arazilerin 2004 yılında, o tarihteki 1990 onaylı meri imar planına aykırı

ALİ ESER / İstanbul Ataşehir'deki yapılaşmamış arazilerin 2004 yılında, o tarihteki 1990 onaylı meri imar planına aykırı biçimde, ihaleler yapıldığı ve ihaleyi alan firmalarla sözleşmelerin imzalandığı iddia edildi.

İstanbul Mimarlar Odası İstanbul Büyükkent Şubesi, bu arazilerin Toplu Konut İdaresi (TOKİ) iştirakı olan Emlak Gayrimenkul Yatırım Ortaklığı A.Ş. tarafından pazarlandığını belirtti.

Mimarlar Odası, bu sürecin sonunda, Ataşehir’in yapılanmamış alanları ile ilgili olarak radikal bir plan tadilatı gerçekleştirilerek, ''önce pazarlamasonra planlama'' yöntemi uyarınca, planlar bu ihalelere uygun olarak tadil edildiğini ve Bayındırlık ve İskan Bakanlığı’ nca 29.04.2004 tarihinde resen onandığını açıkladı.

Odanın açıklamasında, şu görüşler dile getirildi:

''İhalelerin yapıldığı ve sözleşmelerin imzalandığı tarihte yürürlükte olan 1990 t.t. 1/5000 ölçekli meri planın söz konusu alana getirdiği nüfus 31 652 kişi iken, yeni planla aynı alana getirilen nüfus 68 628 kişidir. Söz konusu yeni tadilat planı ile bir yandan nüfus iki katından fazla artırılırken ve buna paralel olarak donatı alanlarının da artması gerekirken, tam tersine, meri imar planındaki mevcut donatı alanlarıbir kısmı kaldırılıp konut alanına çevrilerek, bir kısmı küçültülerekdaha da azaltılmıştır. Bunun yanısıra, yeni plandaki sosyal donatı alanlarının bir kısmına özel spor alanı, özel hastane, özel eğitim alanı, özel kreş gibigetirilen 'özel' ibaresi ile de, sosyal donatı alanlarının bir kısmı kamunun serbestçe kullanacağı alanlar olmaktan çıkarılarak özelleştirilmiş'' denildi.

MİMARLAR ODASI'NDAN:
“Bu alanda meri imar planı(1990 planı) yok sayılarak ihaleler gerçekleştirilmiş; ardından, bu ihaleleri yasallaştıracak biçimde bir plan tadilatı yapılmış. Söz konusu ihaleler, Başbakanlık Yüksek Denetleme Kurulu’nca hazırlanan "Emlak Gayrimenkul Yatırım Ortaklığı A.Ş. 2003 Raporu'' uyarınca TBMM KİT Komisyonu gündemine alınarak incelenmeye başlanmıştır. Tamamı kamu mülkiyetinde olan dava konusu planlama alanı içinde plan tadilatının onay tarihinden önce Emlak Gayrimenkul Yatırım Ortaklığı A.Ş. tarafından yapılan ihalelerle ilgili olarak Başbakanlık Yüksek Denetleme Kurulu tarafından hazırlanan ve bu ihalelerle ilgili ciddi yolsuzluklar ve yasal olmayan noktalar tespit edilmiş.”

'SORUŞTURULMASI GEREKLİDİR'
"Emlak GYO A.Ş.’nin varlık ve kaynaklarında azalmaya yol açan örtülü işlemlerin ilgili mevzuat çerçevesinde Sermaye Piyasası Kurulu tarafından incelenmesi ve denetlenmesi; Kamuya ait varlık ve kaynakların yönetilmesi, değerlendirilmesi ve korunmasında gerekli önlemlerin alınmaması ve özenin gösterilmemesi sonucunda, şirketin varlık ve kaynakları nda azalmaya yol açmak suretiyle gelir kaybı şeklinde kamu zararı oluşmasına neden olan mevzuata aykırı, usulsüz ve hatalı işlemlerin, Borçlar Kanunu, Devlet Memurları Kanunu, Türk Ceza Kanunu, Türk Ticaret Kanunu, Sermaye Piyasası Kanunu, İmar Kanunu, Çevre Kanunu ve Vergi Kanunları’nın ilgili hükümleri çerçevesinde Başbakanlık Teftiş Kurulu ve Sermaye Piyasası Kurulu tarafından birlikte soruşturulması gerekmektedir'' denmektedir. Üyeler Kurulu’nun 28.12.2004 tarihli toplantı sında kabul edilmiş olan EMLAK GAYRİ MENKUL YATIRIM ORTAKLIĞI A.Ş. 2003 YILI RAPORU’ nun Öneriler Bölümü’nün 2. maddesinde değinilen ve Rapor eki olan "Emlak Gayrimenkul Yatırım Ortaklığı A.Ş. tarafından 20032004 Yıllarında Kaynak Geliştirme Projeleri Adı Altında Kat Karşılığı / Hasılat Paylaşımı Yöntemiyle İhale Edilen Yedi Ayrı Yapı İşiyle İlgili Olarak Tespit Edilen Mevzuata Aykırı İşlemler Hakkında Özel İnceleme Raporu'' konuyu tüm detaylarıyla ele alarak, bu ihalelerdeki yolsuzluğu detaylı bir biçimde ortaya koymaktadır.

HUKUK DIŞI İHALE
Meri imar planını yok sayarak ihale yapmanın ve ardından da bu ihalelere uygun plan tadilatını gerçekleştirmenin hukuk dışılığının da ötesinde, söz konusu ihalelerin soruşturma gerekecek biçimde başka yolsuzluklar da içerdiği bu raporda açıkça vurgulanıyor. Başbakanlık Yüksek Denetleme Kurulu Raporu’nda belirtildiği üzere, 2003 ve 2004 yıllarında Emlak GYO AŞ tarafından beşi İstanbul-Ataşehir, biri İstanbul-Ümraniye, biri de İzmir Mavişehir bölgelerinde olmak üzere, Sermaye Piyasası mevzuatı ile şirketin kendi yönetmeliklerine aykırı olarak Hasılat Paylaşım Modeli’yle gerçekleştirilen ihalelerde hukuka aykırı olarak kamu zararlarına yol açılmış.

Emlak GYO AŞ tarafından 2003 ve 2004 yılında yapılan 7 ihalenin, kanun ve yönetmeliklere aykırı olarak gerçekleştirilmesi nedeniyle iptal edilmesini ve bu işlemleri yapanların hukuki ve cezai sorumluluklarının saptanmasını gerektirmektedir.

Başbakanlık Yüksek Denetleme Kurulu Raporu TMMOB KİT Komisyonu’nda incelemededir.

İNCELEME TAMAMLANMADI
İnceleme henüz tamamlanmadan, ihale edilen bu alanlarda inşaatlar başlamış, hatta satı şların bir kısmı da gerçekleştirilmiştir. İnşaatların Başbakanlık Yüksek Denetleme Kurulu Raporu’nun KİT Komisyonu’nca incelenmeye başlanmasından sonra, adeta bu soruşturmanın ciddiye alınmadığını ilan edercesine başlatılmış olması dikkat çekicidir. Emlak Gayrimenkul Yatırım Ortaklığı A.Ş., söz konusu ihale alanlarına ilişkin imar durum ve ruhsatlarını TBMM KİT Komisyonu çalışmaları tamamlanmadan talep edip almış; ardından da, Ataşehir’in Batı bölgesindeki ihaleleri alan üç firma inşaatlara ve satışlara başlamıştır.

SUÇ DUYURUSUNDA BULUNULDU
Bir TOKİ iştirakı olan Emlak Gayrimenkul Yatırım Ortaklığı A.Ş.nin, Başbakanlık Yüksek Denetleme Kurulu’nun şaibeli olduğunu açıkça belirlediği ihalelerin, üstelik de konu TBMM Kit Komisyonu’na havale edilip inceleme başladıktan sonra, inşaat ve satışlarına başlanmış olması hukuka aykırı ve açıkça suç teşkil eden bir işlemdir. Ve bu işlem, herkesin gözü önünde fütursuzca devam etmekte; şaibeli ve yasa dışı ihalelerle gerçekleştirilen konutlar, daha inşaatları bitmeden pazarlanıp satılmaktadır. Konu ile ilgili olarak, ihaleleri kılıfına uydurmak amaçlı yeni planların iptali talebiyle Danıştay’da dava açılmış, Kadıköy Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulunulmuş, TBMM Dilekçe Komisyonu Başkanlığı’ na konu ile ilgili bilgi verilerek Kit Komisyonu çalışmalarının ne safhada olduğu hakkında bilgi sorulmuş; bütün bunların yanında, Cumhurbaşkanlığı’na, Anayasa’nın 108. maddesi uyarınca Devlet Denetleme Kurulu’nu harekete geçirmesi talebinde bulunulmuştur.

'TOKİ kuruluş amacından uzaklaştı'
MİMARLAR Odası Çevre Danışma Kurulu Sekreteri, yüksek mühendis ve mimar Mücella Yapıcı: TOKİ kuruluş amacından tamamen saptı. TOKİ Türkiye'deki düşük gelirli vatandaşların konut sorunlarına çozüm bulmak için kuruldu. Ama malesef bugün geldiği nokta ortada. Kamu eliyle spekülasyon yapan bir kurum haline geldi. Amacından uzaklaştı, kar amaçlı ortaklıklar kurmaya başladı. Ayrıca yüksek gelirliye hizmet ediyor. Özel kuruluşlarla yatırım ortaklığı yapıp özel bir şirket olarak çalışmaya başladı. Ataşehir gibi planlı bir bölgede kurallar ihlal edildi. Kamu arsaları önce pazarlanı yor, sonra söz verilip satılıyor. Bunlar çok tehlikeli işler. Hiçbir Avrupa ülkesinde bunu yapamazsınız.

Türkkent Eski Genel Başkanı Oğuz SOYDAN: 'BEN İKTİDARIM HER ŞEYİ YAPARIM ANLAYIŞI'
TÜRKKENT Eski Genel Başkanı Oğuz Soydan konuyla ilgili olarak,”İddialar eğer doğru ise bu kabul edilemez birşeydir. İktidarların plan yapma yetkisinin değişik kurumlara veriliyor olmasını kullanmaya çalışıyorlar diyebiliriz. Bunun doğru olup olmadığını bilemiyoruz. Sonuçta bir iddiadır. Ama eğer böyleyse bunu kabul etmek mümkün değil.

Düşünebiliyormusunuz tarla olan bir yeri önce pazarlıyor sonra planlıyorsunuz. Ve diyorsunuz ki, 'Ben iktidarım, ben her şeyi yaparım.' Bu anlayış var burada. Esas yanlışlık da zaten burada yatıyor. İktidarlar plan yapma yetkisinin değişik kurumların veriyor olmasını kullanmaya çalışıyorlar. Bir kere kentin yapılaşması, geliştirmesi işini kim düzenler, ya da halkın talepleri ile kim uğraşır...

Tabi ki belediyeler” dedi.

'BAŞKA ÖRNEKLER DE VAR'
Konuya teşkil etmesi için Ataköy Konakları'nı örnek olarak veren Oğuz Soydan, konakların planlama yetkisi için belediyeye başvurulduğ unu ama belediyenin bunu reddettiğini belirterek, ''Toplu Konut İdaresi ise plan yapma yetkisi kullanarak konakları planladı. Bu nasıl zihniyet. Konut sayısını da kafasına göre yükseltiyor. Kısacası TOKİ, 'benim plan yapma yetkim var' diyor. Bunu kabul ederseniz sonu gelmez ki. Yarın öbür gün başka başka şirketler de orayı burayı planlamak için sıraya girer, bu hakkı kendinde görür. Herşey temelden yanlış. Nerden tutsan elinde kalıyor yani. Biz buna karşıyız'' diye konuştu.