Dizi ve sinema oyuncusu Begüm Akkaya, “Uygar ve özgür bir ülkede kadınlarla erkekler siyasal, ekonomik, kültürel ve toplumsal hak eşitliğine sahiptir. Bunun mümkün olması için önce zihinlerin özgürleşmesi gerekiyor” dedi.

Önce zihinler özgürleşmeli

Işıl ÇALIŞKAN

72. Koğuş, Çukur, Doktorlar gibi dizi ve filmlerdeki rolleriyle hafızalara kazınan Begüm Akkaya, şimdilerde Fairfly isimli tiyatro oyunu ile seyirciyle buluşuyor. İspanya’nın ödüllü oyun yazarı Joan Yago imzalı oyun, günümüz iş dünyasındaki acımasız rekabete ve girişimcilik kültürüne ironik bir bakış açısı getiriyor.

Atakan Akarsu, Tuğçe Altuğ ve Barış Gönenen ile birlikte rol alan Akkaya, Fairfly için, “İçinde bulunduğumuz bu kaosu normalize etmememizi hatırlatan, ikiyüzlülüğümüzü suratımıza çarpan, üstüne konuşulması gereken bir oyun” tanımlaması yapıyor.

Dizi ve film sektöründe de birçok sektörde olduğu gibi kadınların koşullarının zor olduğunu ve erkeklerle eşit olmadığını ifade eden Akkaya, mesleki dayanışmanın önemine vurgu yaparak, “Ama hangi meslekten olursa olsun taciz ve şiddete maruz kalmış hiçbir kadın aksayan bu hukuk sistemine karşı yalnız ve çaresiz olmadığını bilsin” diye konuştu.

Akkaya ile Fairfly’ı ve kadın meselesini konuştuk.

Günümüz iş dünyasındaki acımasız rekabete ve girişimcilik kültürüne ironik bir bakış açısı getiren Fairfly oyunu ile seyirciyle buluşuyorsunuz. Bu oyunun günümüzde sahneleniyor olması neden önemli?
Günümüzde başarı, güç, para gibi motivasyonlar belki biz farkında olmadan okul yıllarından itibaren o kadar çok kodlanıyor ki yetişkin bireyler haline geldiğimiz zaman bunun korkunç zehirlenmesini yaşıyoruz. İçine düştüğümüz, eleştirdiğimiz kapitalist sistemin kendisi haline gelip bir zamanlar mağdurken şimdi ise mağdur etmeyi bir zafer olarak nitelendiriyoruz.

Gıda sektöründe çalışan dört beyaz yakalı, işlerinin tehlikeye girmesiyle hem kendilerini hem de dünyayı kurtarmak için daha önce hayalini kurup rafa kaldırdıkları projelerini yeniden gündeme getirirler. İlişkilerin, vicdanların, etik kuralların, başarı hırsının ve daha çok para kazanmaya saplantılı hale gelen karakterlerin sınandığı süreci komik ve ironik bir dille anlatıyor yazar.

Fairfly, içinde bulunduğumuz bu kaosu normalize etmememizi hatırlatan, iki yüzlülüğümüzü suratımıza çarpan, üstüne konuşulması gereken bir oyun.

İLK KEZ KOMEDİ OYNADIM

Fairfly’daki rolünüzün kariyerinize nasıl katkıları oldu?

Bu oyunun hayatıma kattığı en kıymetli şey hayranı olduğum oyuncularla oynama fırsatı sağlamam oldu. Aynı şekilde yönetmenimiz Mark Levitas, İstanbul Üniversitesi Devlet Konservatuvarı’ndayken hocamdı, onunla çalışmayı hep istiyordum. Beni bu ekibe dahil etmesi sayesinde seyirciler ilk defa komedi oynadığımı görmüş oldu.

En son fenomen dizi ‘Çukur’ ile iki çocuğuyla sefaleti yaşayan, kadın olmasının önüne çıkardığı engellere rağmen hayatta kalmaya çalışan güçlü bir kadın olan ‘Seher’i canlandırmıştınız. Kadın rollerinin konumlandırması toplumun kadına bakışını etkilemede ne kadar önemli sizce?
Televizyonların ve dijital kanalların salt eğlencelik bir seyirden ziyade seyircinin dünyasına girebilen ve onu ciddi şekilde etkileyen gücü olduğunu biliyoruz.

Belli normlar çerçevesinde sıkışmış, önceliği kendi olmayan, birinin annesi yahut birinin sevgilisi olmaktan öteye gidemeyen, fiziksel/psikolojik şiddete maruz kalan, özgür olmak yerine cesur olmak zorunda kalan kadın karakterler resmedildikçe her yaş grubundan izleyici bu sorunlu prototipi normalize ediyor ve toplum içerisinde öyle konumlandırıyor.

Kadın oyuncu tanımlaması size ne hissettiriyor?
Cinsiyetim yaptığım işte bir yeterlilik göstergesi değil. Dolayısıyla oyunculuk yapan insanları sadece oyuncu olarak tanımlayabiliriz.

Sektörde sırf “kadın” olduğunuz için yaşadığınız sorunlar var mı?
Her sektörde olduğu gibi kadınların koşulları zor ve eşit değil. Cinsiyet eşitsizliğini yıkmak için erkekler de kadınların yanında olmalı.

MESLEKİ DAYANIŞMA ÇOK ÖNEMLİ

Dizi ve film sektöründe çok sayıda kadın taciz ve şiddete maruz bırakılıyor. Buna rağmen müzisyenlerin sığınacağı herhangi bir platform yok. Bu durum örgütsüzlükle ne kadar ilişkili?

Mesleki dayanışma çok önemli. Ama hangi meslekten olursa olsun taciz ve şiddete maruz kalmış hiçbir kadın, aksayan bu hukuk sistemine karşı yalnız ve çaresiz olmadığını bilsin.

Peki daha özgür bir ülkede kadınları nasıl konumlandırırsınız?
Uygar ve özgür bir ülkede kadınlarla erkekler siyasal, ekonomik, kültürel ve toplumsal hak eşitliğine sahiptir. Bunun mümkün olması için önce zihinlerin özgürleşmesi gerekiyor.

8 Mart Dünya Kadınlar Günü için nasıl bir mesajınız var?
Mahsa Amini ile bir kez daha gördük ki dünyanın neresinde olursak olalım dini dili ırkı fark etmeksizin tek bir kadının bile öldürülmediği, özgür kaldığı güne kadar birbirimizi bırakmak yok, biz yalnız değiliz.