Bodrum Belediye Başkanı Ahmet Aras, “Niyetimiz Bodrum’da yeni imar alanları, yeni yerler açmak değil. Bodrum’u korumak. Şu haliyle koruyabilirsek, tarihin bize yüklediği sorumluluğu yerine getirebiliriz” dedi

Önceliğimiz Bodrum’u korumak

BİRGÜN MUĞLA

Bodrum Belediye Başkanı Ahmet Aras ile Türkiye’nin belki de en değerli coğrafyalarından biri olan Bodrum’u ve geleceğini konuştuk.

31 Mart seçimlerinin üzerinden 4 ayı aşkın bir süre geçti. Bu süre içinde Bodrum’da neler değişti?

Çok yoğun bir tempoda, oldukça hızlı geçen bir dört ay yaşadık. Göreve başladığımız gün itibariyle tüm gücümüzle çalışmaya başladık. Sadece ben değil, meclis üyelerimiz, belediye personelimiz ve hatta Bodrum’daki tüm sivil toplum kuruluşlarıyla birlikte mesai kavramı olmadan gayret sarf ettiğimiz bir dönemdi. Böyle de devam edecek. Enerjimizi öncelikle turizm sezonuna yoğunlaştırdık. Göreve gelir gelmez sezonu kucağımızda bulduk. Bu dönemi kalıcı projelerin altyapısını tamamlamaya ve pansuman tedbirlere ayırmak zorundaydık. Belediyenin temizlik, yol ve sosyal hizmetler gibi rutin işlerini bir sisteme oturttuk. Bu arada proje ekiplerimiz de bir taraftan hazırlıklarını sürdürdü.

Kısa ve uzun vadeli projeleriniz nedir?

Çok fazla projemiz var. Şu an sezona yönelik palyatif tedbirleri alırken, bir taraftan da onların hazırlıklarını tamamlıyoruz. Bodrum’un tarihi, kültürü, doğası, kent mimarisi ile Ege’nin ve hatta Türkiye’nin en özel coğrafyalarından biri olduğu gerçeğinden hareket ederek oluşturuyoruz projelerimizi. Biz Bodrum’u Bodrum olarak değil, Karya coğrafyası olarak düşünüyoruz ve böyle ilerliyoruz. Öncelikle ekonomimizin başat aktörü turizm olduğu için turizme yönelik projelerimiz var. Altyapı projelerimizin her şeyi hazır, kasım ayı itibariyle kazma vurulacak. Bir taraftan trafiği rahatlatmaya yönelik projeler hazırlanıyor. Diğer yandan Bodrum’un yerel değerlerinin, tarihi ve kültürel zenginliğinin, tarımının, gastronomisinin turizmle entegre edilecek şekilde envanteri çıkarılıyor. Bizim önceliğimiz ve nihai hedefimiz, her şeyden önce Bodrum’u şu haliyle korumak.

Sizce Bodrum’un en öncelikli, çözüm bekleyen sorunu nedir?

Şu anda belediyecilik açısından baktığınızda öncelikli sorunumuz altyapı. Bütünüyle baktığınızda ise çevre. Atık su arıtma, katı atık bertaraf ve içme suyu tesisleri konusunda çok ciddi eksikliklerimiz var. Bütün bunlar beraberinde çevre kirliliğini de getiriyor. Bodrum’un dünyaya nam salan Mavi Yolculuğu, koyları, tepeleri, kıyıları tehdit altında. Bizim bu soruna bir an önce çözüm üretmek gibi bir sorumluluğumuz var.

Nereden başlayacaksınız?

Muğla Büyükşehir Belediyesi’nin Bodrum Yarımadası’nın altyapı yatırımları için ayırdığı 690 milyon liralık bir ödeneği var. Ve bu yatırımlar, sezon biter bitmez başlıyor. Aslında yeni ve modern otogar inşaatı ile ilk adım atıldı. Bu da 2020 yılı başında hizmete girecek çok önemli bir yatırım. Çünkü Bodrum’un merkez trafiğini büyük ölçüde rahatlatacak. Kasım ayı itibariyle Turgutreis ve çevresinin atık su arıtma tesisi için ilk kazmayı vuruyoruz. Ardından sırasıyla diğerleri gelecek.

Kararlarınıza ve projelerinize halkın katılımı hangi düzeyde sizce?

Bodrum’da hayata geçireceğimiz her projede halkın onayı ve katılımı olacak. Çünkü biz katılımcı, hesap verebilir bir belediyecilik anlayışıyla göreve geldik. Halkla, esnafla, muhtarlarımızla sürekli istişare halindeyiz. Sivil toplum kuruluşlarımızla işbirliği ve koordinasyon içindeyiz. Büyük projelerimizde hepimizin imzası olacak. Bunu daha da yaygınlaştırıp, hizmeti de birlikte yapmak istiyoruz. Yakın zamanda Bodrum gönüllüleri diye bir teşkilat kuracağız. Çevre, kaçak yapılaşma, deniz kirliliği konusunda çalışacak gönüllülerimiz; turizm konusunda da çalışacak. Bu başka kentlerde örneği olan bir çalışma. Bodrum bir belediye ile korunabilecek bir alan değil. Herkesin içinin cız ettiği bir kent olmak durumunda. Her konuda gönüllülere ihtiyacımız olacak bizim.

Bodrum bir turizm bölgesi. Buna nasıl artı değer kazandırmayı planlıyorsunuz?

Bodrum popüler ancak sınırlı bir sürede turizmi olan bir kent. Giderek bozulan ve hoyrat bir şekilde talan edilen doğası, çevresi bu popülaritesini zaman içinde yitirmesine yol açabilir endişesini yaşıyorum. Kaldı ki zaten turizm son yıllarda ivme kaybetmeye başladı. Bunda, turizmi çeşitlendirmeyi başaramamamızın etkisi çok büyük. Bodrum hala deniz-kum-güneş ve eğlence ile anılan, magazin yönü ağır basan bir turizm merkezi görünümünde. Bu döngüyü kırmamız gerekiyor. Attığımız her adımda bu amaca hizmet ediyoruz biz.

Bundan snrasına ilişkin ne tür adımlar atmayı planlıyorsunuz?

Bizim tek sanayimiz turizm. Turizmi çeşitlendireceğiz. İki aylık konaklama turizmi yeterli değil. Kültür, spor, tarım, sağlık turizmi yapacağız Bodrum’da. Bugüne kadar fuarlara katılım sağlıyorduk, bu konuda artık daha seçici ve bilinçli olacağız. Daha sınırlı sayıda katılım, ama daha etkili bir katılım öngörüyoruz. Çok güzel üretim yapılan bir Karaova’mız var. Yerel kültürü, el sanatları, bağbozumu şenlikleri ile değer kazandırabileceğimiz ve turizmle entegre edeceğimiz bu bölgede, üretimi teşvik edecek, üreticiye bağlayacağımız projelerimizi hayata geçirmeye başlıyoruz. Bunların da ötesinde tarihsel birikim ve değerlerimizle ilgili çalışmalarımız var. Bu da kültür turizmini geliştirmeye yönelik projelerin altyapısını oluşturuyor.