Daha önce “gazetecilikten yargılanan yok” diyen, sonrasındaysa “Sadece 8 kişi var” demeciyle kendini yalanlayan Adalet Bakanı...

Daha önce “gazetecilikten yargılanan yok” diyen, sonrasındaysa “Sadece 8 kişi var” demeciyle kendini yalanlayan Adalet Bakanı, çelişkili matematiğini açıkladı.
 
Siyasi davaların iddianamelerinde “örgüt yararına haber yapmak” ya da “haber yapmaktan ziyade kamuoyunu etkileme niyetiyle faaliyet göstermek” gibi soyut dayanaklarla gazeteciler “terör örgütü üyeliği ve terör örgütüne yardım” gibi suçlamalarla yargılanmaya devam ederken, Adalet Bakanı Sadullah Ergin, son açıklamasında yine kimsenin gazetecilikten yargılanmadığı savına sarıldı.
 
MESLEK HANESİ DOLDURULDUĞU İÇİN OLMUŞ
 
Bakanlığın resmi sitesinde yayımlanan açıklamaya göre, gazeteci örgütleri ve Bakanlık arasındaki rakam çelişkisinin nedeni 32 hükümlü ve tutuklunun, mesleğini basın mensubu olarak bildirmesinden kaynaklanıyor. Peki bu 32 kişi neyle mi yargılanıyor:
 
"Silahlı terör örgütüne üye olmak" suçundan 20; "Örgütün propagandasını yapmak" suçundan 2; "Nitelikli yağma" suçundan 3; "Anayasal düzeni zorla değiştirmeye kalkışmak" suçundan 2; "Devletin güvenliğine ilişkin belgeleri tahrip etme, amacı dışında kullanma, hile ile çalma" suçundan 2;"Devletin egemenliği altında bulunan topraklardan bir kısmını devlet idaresinden ayırmaya çalışmak" suçundan 1;"Yasadışı silahlı örgüt kurmak veya katılmak" suçundan 1; "Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini ortadan kaldırmaya ve görevini yapmasını engellemeye teşebbüs…"
 
‘GAZETECİLİKLE ALAKASI YOK’
 
Daha önce de “Gazetecilik faaliyetiyle ilgisi olmayan iddialara dayalı tutuklama ve mahkûmiyet kararlarının, basın özgürlüğünün ihlali olarak yorumlanması mümkün değildir” ifadelerini kullanan Ergin, yine bu çerçevede bir açıklama yaptı:
 
“Hakkında dava açılan veya mahkûmiyet kararı verilen bu kişilerden sadece ikisinin, basın yoluyla işlenen suçlar arasında sayılabilecek olan ‘terör örgütünün propagandasını yapmak’ suçundan dolayı ceza infaz kurumlarında bulunduğu; Diğer kişilerin ise ‘silahlı terör örgütü üyeliği’, ‘Nitelikli yağma’ ve ‘Devletin güvenliğine ilişkin belgeleri tahrip etme, amacı dışında kullanma, hile ile çalma’ gibi gazetecilik faaliyetiyle ilgisi olmayan suçlardan dolayı ceza infaz kurumlarında bulundukları; anlaşılmıştır.”   
 
NEDEN ÖNEMLİ?
 
Tanıklık Günleri devam ediyor   
 
Bakan, Türkiye’de kimsenin gazetecilikten yargılanmadığını söyleyedursun; habercilik faaliyetleri nedeniyle tutuklu yargılanan gazeteciler için İstanbul Çağlayan Adliyesi’ndeki Tanıklık Günleri devam ediyor.
 
6 GAZETECİ İÇİN TANIKLIK EDİLDİ
 
Dünkü eylemde buluşan gazeteciler ve gazeteci yakFınları, bu kez Aydınlık gazetesinden Deniz Yıldırım, Red Dergisi’nden Hakan Soytemiz, DİHA’dan Mazlum Sezer, Mehmet Karaaslan, Kamu Emekçileri Cephesi dergisinden Musa Kurt ve Demokratik Modernite dergisinden Nahide Ermiş için tanıklık etti. Açılış konuşmasını yapan insan hakları savunucusu Şanar Yurdatapan, 17 yıl önce de DGM’ler önünde hapisteki gazeteciler için eylemler yaptıklarını, halen bu eylemlerin yapılmasının üzücü olduğunu söyledi. Yurdatapan, “İçerideki arkadaşlarımız, yetkililerin söylediğinin tam aksine, yazdıkları, çizdiklerinden dolayı içerideler” dedi.
 
‘BİZE DİZ ÇÖKTÜREMEZLER’
 
Aydınlık Dergisi çalışanı Deniz Yıldırım için Ulusal Kanal Haber Müdürü Ufuk Akkaya tanıklık etti. Yıldırım’ın Erdoğan’ın basına sızan telefon görüşmelerini haberleştirdiği için 32 aydır tutuklu olduğunu söyleyen Akkaya, “Özel yetkili mahkemelerin yetkilerini düzenlenmesinden medet ummuyoruz” dedi.
 
RED Dergisi çalışanı Hakan Soytemiz için tanıklık eden mesai arkadaşı Hakan Gülseven ise savcılığın Soytemiz’le ilgili ortaya tek bir maddi delil koyamadığına dikkat çekerek, "Soytemiz’in yazdıkları ortadadır, yarın biz de herhangi bir davadan içeri alınabiliriz. Asla diz çökmeyeceğiz” şeklinde konuştu. DİHA Mersin muhabiri Mehmet Karaaslan için tanıklık eden mesai arkadaşı Cahit Çakmakçı, Karaaslan’ın diğer özgür basın çalışanları gibi sadece yaptığı haberlerden dolayı içerde olduğunu belirtti. Demokratik Modernite dergisi çalışanı Nahide Ermiş için konuşan Şükran Ercan ise “Nahide de diğer arkadaşlarımız gibi haksız yere tutuklandı” dedi. CAN BURSALI