Antalya Manavgat’da aralarında 350 yıllık fıstık çamlarının da bulunduğu 200 bin ağaç ekolojik dengeyi alt üst etme pahasına golf turizmi için kesilecek. Tehdit yalnızca Sorgun Ormanı’ nın yok edilmesi değil. Aynı zamanda Antalya’nın...

YALÇIN ERGÜNDOĞAN / Antalya Manavgat’da aralarında 350 yıllık fıstık çamlarının da bulunduğu 200 bin ağaç ekolojik dengeyi alt üst etme pahasına golf turizmi için kesilecek. Tehdit yalnızca Sorgun Ormanı’ nın yok edilmesi değil. Aynı zamanda Antalya’nın yeraltı suları da, golf için aşırı su çekimi ve kimyasal ilaç kullanımıyla büyük tehdit altında. WWF Türkiye (Türkiye Doğal Hayatı Koruma Vakfı), yetkilileri bir an önce bu talana son vermeleri konusunda uyardı.

 Golf turizmi son yıllarda ülkemizin Akdeniz kıyılarında yaygınlaşıyor. Türkiye'de altısı AntalyaBelek’te olmak üzere toplam 9 golf sahası bulunuyor. Yatırımcılar tarafından Türkiye'nin golf turizmi açısından bakir bir ülke olduğu iddia ediliyor ve önümüzdeki dört yıl içinde 100 golf sahasının daha yapılması planlanıyor. Golf sporu için çok büyük çimenlik ve açık alan, çimenlerin uygun koşullarda tutulabilmesi için de çok fazla su gerekiyor. Uygun iklim şartlarında yapılabilen bir spor olan golf sahalarının, Türkiye gibi suyu zaten kısıtlı ülkelerde doğaya olumsuz etkileri olabiliyor. Golf sahaları yeraltı sularının tükenmesi ve kirlenmesi konusunda büyük tehdit oluşturuyor.

 GOLF SAHALARINDA SU TÜKETİMİ
 Golf sporu için çok büyük çimenlik ve açık alan gerekiyor. Çimenlerin uygun koşullarda tutulabilmesi için de çok fazla su. Bu yüzden golf sporu İngiltere gibi bol yağışlı ülkelerde doğmuş ve daha sonra yine aynı yağış şartlarına sahip kuzey ülkelerinde yer bulmuştur. Bir golf sahası yılda hektar başına ortalama 10 bin ile 15 bin m3 suya ihtiyaç duyuluyor. 100 hektarlık bir golf sahasının bir yılda tüketeceği su miktarı yaklaşık 1 milyon m3. Bu da 12 bin nüfuslu bir yerleşimin ortalama yıllık su tüketimine eşit. Türkiye, kişi başına ortalama yıllık bin 500 m3’lük kullanılabilir su miktarı ile su fakiri bir ülke. ABD gibi kişi başına yıllık kullanı labilir su miktarının 16 bin m3 olduğu ülkelerde bile, golf sahalarının su kaynakları ve doğa üzerine olumsuz etkileri tartışılıyor.

 WWF Genel Müdürü Filiz Demirayak , Antalya’da Serik ve çevresinin taşıma kapasitesinin üzerinde otel ve golf sahaları yapıldığını belirterek, sürdürülebilir olmayan turizm yatırımları ve politikaları nın zaman içinde doğal kaynaklar üzerindeki baskıyı artırdığını belirtti.

 KAYNAKLAR HEBA EDİLMESİN
 Sorgun Ormanı’nın golf uğruna harcanması, Serik ve çevresinde Köprüçay’dan su götürülmesinin benzeri yaklaşımların ürünü olduğunu kaydeden Demirayak, şöyle dedi:

 "Golf sahaları ve tesisleri uygun yapıldığında ekonomiye katkıları açısından önemli. Ancak su kaynakları ve ormanlar gibi doğal kaynakların üzerindeki etkileri değerlendirilmeden planlanan tesisler, doğaya zarar vermekte, su kaynaklarını miktar ve kalite açısından olumsuz etkilemekte ve işletim aşamasında önemli çevre sorunlarına neden olmakta. Golf sahalarının yer seçiminde özellikle arazinin ekolojik yapısı, tarımsal potansiyeli ve su kaynaklarının durumu büyük önem taşımaktadır. Ülkemizin kaynakları bu kadar hoyratça kullanılmamalıdır."

Medyada Sorgun tartışması
» Hıncal Uluç (Sabah Gazetesi)
Bu ülkede ileri bir hareket yapı lmasın. Hemen çatlak sesler çıkar.. Golf için ağaçlar kesiliyormuş.. Doğaya ihanet ediliyormuş. (...) Kahkahalarla gülmek mi, oturup ağlamak mı gerek bilmem. Golf yeşil demek, yeşili korumak demektir. Bir ağaç kesmek zorunda kalırsan, 10 ağaç dikmeye mecbur olursun. (...) Kaldı ki ben, "Ağaçlık" denen yerleri de gezdim. Çalı ile ağacı kasten karıştırıyor, Akdeniz bitki örtüsü makileri, orman sanıyoruz.. Eğer doğayı ve ülkenizi gerçekten seviyorsanız, golfü alkışlamanız, golfe sahip çıkmanız gerek. Popülist yaygaralar koparıp, reklam peşinde koşanlara kimseler kanmasın!..

» Haşmet Babaoğlu (Vatan)
Belli ki doğal orman ile golf sahalarındaki yapay yeşillik üretimi arasında ekosistem açısında muazzam bir fark olduğ unu bilmiyorlar. Belli ki, günü geldiğinde o modern golf sahalarının yeşil çimlerinin boyanmak (evet, boyanmak) zorunda kalındığını bilmiyorlar. İsterlerse öğrenirler. Golf turizmine, yeni turizm yatırımlarına karşı biri olmadığımı söylemenin alemi var mı şimdi, bilmiyorum. Tek derdim şu: Madem golf yeşillik demek; Sorgun'da değil, yeşilden yana yoksul yerlerimizde yapsak şu işi! Olmaz mı?

HAYRETTİN KARACA: Orman, doğal gen kaynağı
Orman alanlarımızı sadece oksijen üreten dumansız fabrikalar veya bize ekonomik değeri olan çeşitli ürünler sunan alanlar olarak değerlendirmemeliyiz. Ormanlar suyu süzerek yeraltı kaynaklarına indirirler, taşkınları ve su baskınlarını önlerler. Havayı temizleme, gürültüyü emme, insan sağlığı için hammadde deposu olmanın yanı sıra biyolojik çeşitliliği ile doğal gen kaynaklarımızdır. Orman alanı içine golf sahası açmak, bir avuç golfseverden maddi gelir elde etmek uğruna geleceğimizi heba etmek demektir. Olayı salt ağaç kesmek kadar basite indirgememeli, bu teşebbüsün kıymetli bir ekolojik çeşitliliği ve dolayısı ile gen kaynakları nı geri gelmemek üzere yok edeceğ ini de göz önüne almalıyız.

 Ekolojik çeşitliliğin korunmasında yaşamsal zaruretlerin yanı sıra ekonomik, ekolojik, etik ve estetik değerler de söz konusudur. Çeşitlilik varlığımızın temelidir. Sorgun’da salt maddi gelir elde etmek amacıyla orman alanına yapılması planlanan golf sahası gerçekte ortak geleceğimizi yok etme çabasından başka bir şey değildir. Esas sorun ise, fotoğ rafın tümünü algılamaktan yoksun, ancak kısır rant döngüsü çerçevesi içinde sıkışıp kalan karar mercilerindedir..."

Sorgun Platformu miting düzenliyor
Cumartesi günü, "Sorgun Platformu" Ankara'da bir miting de düzenliyor. Miting GreenpeaceTürkiye, Türkiye Hayvan Hakları Platformu, AnkaraÇankaya Belediyesi, Biyologlar Derneği, Dünya Yalnız Bizim Değil Platformu, WWF Türkiye, Peyzaj Mimarları Odası, TEMA Vakfı, Alevi-Bektaşi Federasyonu, Türkiye Tabiatını Koruma Derneği gibi kuruluşlarca destekleniyor.

160 bin imza Cumhurbaşkanı’nda
» Sorgun Ormanı'nın golf sahaları ve otel yapılmak üzere tahsise açılması kararını protesto etmek amacıyla toplanan 160 bin imza, aktris Pelin Batu, Mor ve Ötesi grubundan Harun Tekin ve Side Doğa Gönüllüleri adına Ali Yüksel aracılığıyla Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer'e iletildi.