Ortaçağ’da Dünya’nın düz olduğuna mı inanılıyordu?

KUTSİ AYBARS ÇETİNALP

Günümüzde süren yaygın bir kabule göre Ortaçağ’da insanlar dünyanın bir tepsi gibi düz olduğuna inanıyorlardı. Hatta Columbus’a karşı sunulan argümanların da bu yönde olduğu, şayet batıya yelken açarsa Dünya’nın “kenarından” aşağıya düşeceği iddia ediliyordu. Peki, Ortaçağ’da gerçekten Dünya’nın düz olduğuna inanılıyor muydu ya da Columbus’a karşı çıkanların argümanı bu muydu? Hayır, Ortaçağ’daki genel görüş dünyanın küre şeklinde olduğuydu. Hatta Dünya’nın küre şeklinde oluşu, günümüzdeki “düz Dünyacı” maskaralığının aksine Ortaçağ’da pek de şüpheyle yaklaşılan ya da karşı çıkılan bir konu değildi. Dünya’nın küre şeklinde olduğu Eskiçağ’dan beri biliniyordu. Pythagoras’tan (MÖ 570-495) Ptolemaios’a (MS 100-170) kadar pek çok isim bunu bazen felsefi çıkarımlarla bazen de matematiksel verilerle ifade etmiştir.

Örneğin, Eratosthenes (MÖ 276-194) meşhur deneyiyle Dünya’nın çevresini 252.000 stadion yani 46.620 km olarak bulmuştur (1 Olimpik stadion=185 m.). Bu, günümüzdeki 40.075 km’lik hesaba göre %16’lık bir hata payına sahiptir. Erken kilise babaları arasında Lactantius (245–325), Ioannes Khrysostomos (344-408) gibi düz dünya görüşüne sahip olanlar vardı. Bunlar argümanlarını genellikle kutsal metinlere dayandırıyorlardı. Örneğin, Kosmas Indikopleustes (ca. 6. yy) düz Dünya tasvirini Eski Ahit’teki ahit sandığına dayandırıyordu. Bu tarz görüşler pek etkili olmamış ve kabul görmemiştir. Augustinus (354-430), Hieronymus (347-420) gibi kilise babaları ise Dünya’nın küresel olduğunu savunuyordu. 476’da Batı Roma’nın yıkılması Avrupa’yı klasik kaynakların birçoğundan kopardı. Doğu Roma ve İslam uygarlıkları bu kaynaklardan mahrum değillerdi.

Zira 19. yüzyılda ortaya çıkan Ortaçağ düz Dünyacılığı mitinin odak noktası da Avrupa’ydı. Karanlık Çağ olarak adlandırılan Erken Ortaçağ’da Bede (672-735) bir yıl içindeki gün süresi farkından yola çıkarak dünyanın küre şeklinde olduğunu öne sürmüştür.

Eski Yunan ve İslam kaynaklarının 11. yüzyıl itibariyle Avrupa’ya tekrar girişiyle dünyanın küre olduğu görüşü daha fazla bahsedilir oldu. Bacon (1214-1292), Aquinas (1225-1274) gibi büyük isimler de dünyanın küre olduğunu söylüyordu. Hatta Dante’nin (1265-1321) Inferno’su ve Mandeville’in Seyahatnamesi gibi daha genele hitap eden edebi eserlerde de bundan bahsediliyordu. 13. yüzyılda yazılmış ve üniversitelerin müfredatında yer alan “De Sphaera Mundi” yine küresel bir Dünya’dan bahsediyordu. Berthold von Regensburg’un (1220-1272) Almanca verdiği vaazlarında küresel Dünya betimini kullanması bu bilginin halk tarafından da bilindiğini gösterir. Deniz yolculuğuyla dünyanın etrafının dolaşılabileceği ve yine aynı noktaya gelinebileceği biliniyordu.

Nitekim Columbus’a yapılan eleştiriler Dünya’nın düzlüğüyle ilgili değil Avrupa ve Asya arasındaki mesafenin uzunluğuyla ilgiliydi. Özetle, Ortaçağ’a atfedilen düz Dünyacılık 19. yüzyılda şekillenmiş romantik bir görüştü. Günümüzdeki düz Dünyacılık ise 20. yüzyılda ortaya çıkmış bir maskaralıktır.