Birçok aktör Irak’ın geleceği konusunda ‘yol ayarı’ yapıyor. IŞİD’e karşı birleşik bir ittifak var. Ancak ittifakın bileşenleri IŞİD sonrası kimin bölgeye hakim konusunda fikir ayrılığı içerisinde

Ortadoğu uzmanı Dr. NIck Brauns: Musul’un nasıl  paylaşılacağı belirsiz!

BURAK SOYER

Uzun bir süredir beklenen Musul operasyonu üçüncü gününü de geride bıraktı. Irak ordusunun, Peşmergelerin, Şii milislerle Sünni gruplardan oluşan Ninova Bekçileri'nin dahil olduğu operasyon sadece Irak için değil Batı için de büyük önem taşıyor. Türkiye’nin operasyona katılmaktaki ısrarcı tutumu, ABD’nin planlarının ne olduğu, Kürtlerin rolü gibi cevaplanması gereken sorular var. Türkiye ve Ortadoğu uzmanı Alman Die Jungewelt gazetesi yazarı Dr. Nick Brauns, Musul operasyonunu BirGün için değerlendirdi.

»Musul operasyonu hakkında ne düşünüyorsunuz?
Resmi heyetin yaptığı açıklama operasyonun Musul şehrinin IŞİD’ten kurtulması için yapıldığı yönünde. Ama gerçekte durum farklı. Bölgesel ve uluslararası aktörler Irak’ın geleceği konusunda bir ‘yol ayarı’ yapıyorlar. Burada IŞİD’e karşı birleşik bir ittifak var. Ama bu ittifak ortakları, etnik gruplar ve dini topluluklar, Musul ve Irak’ın sonraki durumunun hakimiyeti konusunda fikir ayrılığına düşüyorlar. Bugünkü savaş tohumlarının atılmasının asıl sebebi bu.

»ABD ve Rusya’nın bu operasyondaki pozisyonu nedir?
ABD ve Rusya, IŞİD’in Musul’dan temizlenmesi konusuna bir hayli ilgi duyuyor. Ancak ABD'nin IŞİD’in selefi ‘Irak’taki El Kaide’nin ortaya çıkmasının başlıca nedeni olduğunu unutmamak gerekir. Burada şu soru sorulabilir: ABD gerçekten IŞİD’i zayıflatmak veya yok etmek mi istiyor, yoksa Suriye ve Ortadoğu üzerinde daha rahat hareket edebilmek için örgütü bir araç olarak mı kullanıyor? Rusya ise müttefikleri Suriye ve İran’ın çıkarları doğrultusunda hareket ediyor.

»Kürtlerin rolü nedir?
Kürtler - Peşmerge, Yezidi birimleri ve gerillalar – Irak ordusu ile birlikte şehrin kurtuluşu için bir güç oluşturuyorlar. KDP-Peşmerge de Musul operasyonu doğrudan değil kısmen katılabilirler. KDP-Peşmerge saflarında Türk özel kuvvetlerinin olduğu yönünde raporlar var. PKK ve Yezidi Sengal Direnç Birimleri (YBS) bölgedeki meşru siyasi ve askeri aktör olarak uluslararası alanda tanınmak istiyorlar. Göründüğü gibi, YBS birimleri ve PKK Musul kentine düzenlenen saldırılara direk katılmıyorlar, arka planda yer alıyor. Bu şaşırtıcı değil, çünkü askeri olarak Musul’u zapt etmek zorunda kalmıyor. Buradaki askeri amaç IŞİD militanlarının Musul’dan Rojava’ya hareketini önlenmemesi. Diğer taraftan Irak hükümeti PKK’nin hem askeri deneyimlerinden faydalanmak, hem de Arap Şiiler ve Sünniler arasında arabulucu olarak Musul operasyonuna katılmasını isterdi.

»Türkiye bu operasyona katılmak için neden bu kadar ısrar ediyor?
Türk hükümeti Kürtlerin Suriye'de toprak kazanmasını önlemek ve Musul yoluyla açılacak koridoru kontrol etmek istiyor. Her şeyden önce, Türk hükümetinin petrol kaçakçılığı dahil IŞİD ile işbirliğinin yakın tanığı IŞİD’in önde gelen isimlerini ele geçirmesi ve bu işbirliğinin tüm kanıtlarını yok etmesi söz konusu. Bunun yanında Şiilerin etkisini gerileterek Sünni ekseni güçlendirmek istiyor. AKP’li politikacılar sadece Sünni Araplar’ın Musul'da yaşaması gerektiğini açıkladı. Türkiye eski Osmanlı şehri olan Musul topraklarından asla vazgeçmedi. Şimdi de Erdoğan Neo-Osmanlı fetih planları çerçevesinde, Barzani hükümetinin yardımı ile Musul da dahil olmaz üzere bir petrol kasabası kurmak istiyor.

»Bu operasyonun IŞİD’i bitireceğini düşünüyor musunuz?
Kesinlikle hayır. Musul’un kaybı gerçek bir devlet olarak kendi işleyişinde IŞİD’e ağır bir darbe olacaktır. Ancak, IŞİD hâlâ başkent Rakka dahil Suriye'deki toprakları kontrol ediyor. IŞİD bir terör örgütü olarak işlev görmeye devam edecektir ve Ortadoğu'da yanı sıra Avrupa'da saldırıları yürütecektir. Ve IŞİD bir gün bitse bile yine Batı desteğine sahip benzer hedefleri olan ve IŞİD gibi yöntemlerle hareket eden El Kaide, El Nusra gibi diğer benzer gruplar var.

»Operasyondaki beklenti nedir?
Irak hükümeti Şiilerin desteğiyle Musul'dan IŞİD’i kovduktan sonra da kente istikrar ve huzur gelmeyecek. Sünni hakimiyetin yerine, yeni mezhepsel gerginlikler, katliamlar, etnik ve dini savaşla tehditleri sürecektir. Musul’un kontrolünü çok uluslu bir birliğe mümkün olduğunca çabuk vermek bir çözüm olabilir. Arap ve Türkmen birimleri dahil Kürtler, ittifaklar tarafından Kuzey Suriye şehirleri Tel Abyad ve Menbiç’in kurtuluş deneyimleri bu konuda önemli ipuçları verebilir.