ABD’yi arkasına alan İsrail’in saldırganlığı Ortadoğu’da yeni bir savaşı körüklüyor. İran 300’den fazla hava saldırısı gerçekleştirerek İsrail’i vurdu. Uzmanlar İsrail’in bir süredir İran’ı savaşa dahil etmek istediğinin altını çizerken Türkiye’nin üst perdesinde sessizlik hakim.

Ortadoğu’da saldırı kontrollü, gerilim yüksek

Dış Haberler Servisi 

ABD’nin Büyük Ortadoğu Projesi (BOP) ile beraber kan gölüne çevirdiği bölgede bir kez daha savaş çanları çalıyor.  

1 Nisan’da İsrail’in Şam'daki büyükelçilik yerleşkesinde yer alan konsolosluk binasına gerçekleştirdiği hava saldırısında İran Devrim Muhafızları Ordusu’ndan 2’si general toplam 7 kişi hayatını kaybetmişti. Bunun üzerine Tahran yönetiminin misilleme sözü önceki akşam gerçekleşen hava saldırılarıyla karşılık buldu. İran, İsrail’i 100’den fazla insansız hava aracı ve füze saldırısı ile vurdu. 

Saldırı sonrasında İsrail, İHA ve füzelerin birçoğunun bertaraf edildiğini bildirirken güneydeki bir askeri üsse füze isabet ettiğini doğruladı. İran’ın saldırısı sonrası ise bütün dünyanın gözü bir kez daha bölgeye çevrildi. 

ABD Başkanı Biden İsrail Başbakanı Netenyahu’ya desteklerini sunarken olayların daha fazla büyütmemesi uyarısında bulundu. 

İran devlet televizyonu ise Tahran yönetiminin İsviçre aracılığıyla ABD'ye bir mesaj gönderdiğini duyurdu. İran Silahlı Kuvvetler Genelkurmay Başkanı Tümgeneral Muhammed Bagheri devlet televizyonuna verdiği demeçte "İsrail İran'a misilleme yaparsa cevabımız askeri eylemden çok daha büyük olacaktır" dedi. İran'ın yaptığı uyarıda, Washington yönetiminin İsrail'in misillemesine destek vermesi durumunda ABD'nin askeri üslerinin hedef alınacağı kaydedildi. Yapılan açıklamada ABD'nin hangi üslerinin hedefe alınacağı belirtilmezken ABD'nin bölgede çok sayıda ülkede askeri üssü bulunuyor. ABD'nin Türkiye'nin yanı sıra Bahreyn, Katar, Birleşik Arap Emirlikleri gibi ülkelerde askeri üsleri bulunuyor. İran'ın misilleme saldırısından sonra Netanyahu’nun sosyal medya hesabından paylaştığı mesajı da dikkat çekti. Netanyahu, "Durdurduk, püskürttük, birlikte kazanacağız" ifadelerine yer verdi. 

İsrail ordusunun yaptığı açıklamaya göre ise İran’ın 300’ü aşkın saldırıda bulunduğu ve bu saldırıların yüzde 99’unun etkisiz hale getirildiği belirtildi. 

İran Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi, ülkesinin resmi ajansı IRNA’da İsrail’e düzenlenen saldırıyla ilgili açıklamalarda bulundu. Reisi, İsrail'e düzenlenen operasyonun Suriye'deki İran konsolosluğuna yönelik saldırıya karşı "meşru müdafaa" kapsamında gerçekleştirildiğini ifade etti. Reisi, ülkesi aleyhine gerçekleştirilecek her türlü girişime daha güçlü karşılık vereceklerini kaydetti. Devrim Muhafızları Ordusu Komutanı Hüseyin Selami de "İran çıkarlarını ve unsurlarını hedef alması durumunda İsrail'i hedef alacaklarını" söyledi. 

Karşı saldırıyı desteklemeyecek 

ABD Başkanı Joe Biden'ın, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'ya, "İsrail'in İran'a yönelik karşı saldırısına ABD'nin destek vermeyeceğini" söylediği iddia edildi. Amerikan CNN kanalına konuşan adı açıklanmayan kıdemli bir yetkiliye göre, Biden, Netanyahu ile yaptığı telefon görüşmesinde, Washington'ın pozisyonunu değerlendirdi. Biden, Netanyahu'ya "ABD'nin İsrail'e desteği tamdır" mesajı vermesinin yanı sıra İsrail'in İran'a yönelik herhangi bir karşı saldırısına destek olmayacaklarını belirtti. 

Haberde, Biden'ın, Netanyahu'ya, "Bu geceki tabloda İsrail'in kazandığını" ve İran'ın İsrail'e kayda değer bir zarar veremediğini söylediği aktarıldı. Konuyla ilgili Amerikan Axios haber sitesine açıklama yapan, adı açıklanmayan bir Beyaz Saray yetkilisi de benzer şekilde, İran'ı hedef alacak bir İsrail "karşı saldırısını" ABD'nin desteklemediğini kaydetti. 

G7’den iran’a kınama mesajı 

Öte yandan, G7 ülkelerinin liderleri video konferans yoluşla bir araya geldi. Avrupa Birliği Konseyi Başkanı Charles Michel yaptığı açıklamada "İran’ın İsrail’e yönelik saldırısını oy birliği ile kınadık. Tüm taraflar itidalli davranmalıdır. Gerilimin azaltılmasına yönelik çabalarımızı sürdüreceğiz. Gazze’deki krizin bir an evvel özellikle de acil bir ateşkes yoluyla sona erdirilmesi fark oluşturacaktır. Lübnan da dahil olmak üzere Ortadoğu’daki durum önümüzdeki hafta AB konseyinde ele alınacak" dedi.  

Rusya Dışişleri Bakanlığı da konuya ilişkin yazılı açıklama yaptı. İran’ın bu saldırıları Birleşmiş Milletler Tüzüğü’nün 51. maddesi uyarınca meşru müdafaa hakkı çerçevesinde ve Şam’daki Büyükelçiliğine yönelik saldırılara cevap olarak gerçekleştirdiğini duyurduğu hatırlatılan açıklamada, 1 Nisan’da İsrail’in Şam’daki bu saldırısını Rusya’nın şiddetle kınadığı ifade edildi. Açıklamada, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyinin Batılı üyelerinin tutumu nedeniyle bu saldırıya uygun yanıt verilemediğine dikkat çekildi. Bölgede bir başka tehlikeli gerilimin tırmanmasından Rusya’nın büyük endişe duyduğu vurgulanan açıklamada, Orta Doğu’da özellikle de Filistin-İsrail çatışması alanında "sorumsuz eylemlerle körüklenen krizlerin gerilimi arttıracağı" belirtildi. Açıklamada, "İlgili tüm tarafları itidalli davranmaya çağırıyoruz. Bölge devletlerinin mevcut sorunları siyasi ve diplomatik yollarla çözeceğini umuyoruz. Yapıcı uluslararası oyuncuların buna katkıda bulunmasının önemli olduğuna inanıyoruz” ifadelerine yer verildi. 

Füzelerin zararı 1,35 Milyar dolar 

İsrail medyası ise İran'ın gerçekleştirdiği insansız hava araçları (İHA) saldırılarının İsrail’e verdiği zararın 1,35 milyar dolar olduğunu yazdı. 

Kraliyet hava kuvvetleri düşürdü 

İngiltere Başbakanı Rishi Sunak, İran'ın İsrail'e hava saldırısının ardından Kraliyet Hava Kuvvetleri (RAF) jetlerinin İran'a ait birkaç insansız hava aracını düşürdüğünü teyit etti. Sunak, sosyal medya platformu X'ten İran'ın İsrail'e hava saldırısına ilişkin yaptığı açıklamada, bunu "tehlikeli ve gereksiz tırmanış" olarak niteleyerek, en güçlü şekilde kınadığını belirtti. Ülkesinin, İran'ın saldırısını engellemek amacıyla uluslararası koordineli çabada yer aldığı bilgisini paylaşan Sunak, "İngiltere'nin de katıldığı uluslararası koordineli çaba sayesinde bu füzelerin neredeyse tamamı engellenerek sadece İsrail'de değil, Ürdün gibi komşu ülkelerde de hayat kurtarıldı." ifadesini kullandı. Sunak, RAF'ın bölgeye ilave uçaklar gönderdiğini doğrulayarak, "Uçaklarımızın bir dizi İran saldırı uçağını düşürdüğünü teyit edebilirim" açıklamasını yaptı. 

3 ülkenin büyükelçisi bakanlığa çağrıldı 

Öte yandan İran, Tahran'daki Fransa, İngiltere ve Almanya Büyükelçilerini "İsrail'in İran aleyhine girişimleri karşısında sorumsuz tutum sergiledikleri" gerekçesiyle Dışişleri Bakanlığı'na çağırdı. 

Yapılan yazılı açıklamada şu ifadelere yer verildi: “Siyonist rejimin ülkemizin vatandaşlarına ve çıkarlarına karşı gerçekleştirdiği ve sonuncusu Şam'daki ülkemizin büyükelçiliğine korkakça saldırı olan bir dizi eylemine İran İslam Cumhuriyeti'nin tepkisi konusunda bazı İngiliz, Fransız ve Alman yetkililerin sorumsuz tutumlarını takiben, İngiliz Büyükelçi Simon Shercliff, Fransız Büyükelçi Nicola Resch ve Alman Büyükelçi Hans Udo Muzel bu sabah Dışişleri Bakanlığı'na çağrıldı." 

Savaş kabinesi misillemeyi ele aldı 

İsrail’in Birleşmiş Milletler (BM) Daimi Temsilcisi Gilad Erdan, İran’ın İsrail’e yönelik hava saldırılarını görüşmek üzere BM Güvenlik Konseyini (BMGK) acil toplantıya çağırdıklarını belirtti. Erdan, açıklamasında, "Konseyin acilen toplanmasını, İran’ın İsrail’e yönelik saldırılarını kesin şekilde kınamasını ve İran Devrim Muhafızları Ordusunu bir terör örgütü olarak kabul etmesini talep ettim." ifadelerini kullandı. 

İran’ın saldırılarının "dünya barışına açık bir tehdit" olduğunu öne süren Erdan, BMGK’nin elindeki tüm araçlarla İran’a karşı harekete geçmesi gerektiğini savundu. 

Öte yandan İsrail’de savaş kabinesi, İran’ın insansız hava aracı saldırısı başlatmasının ardından bir araya geldi. Başbakan Binyamin Netanyahu’nun başkanlığında Tel Aviv’de toplanan savaş kabinesi, İran’dan başlatılan İHA saldırısını ele aldı.  

Saldırıdan önce herkesi bilgilendirdik 

İran Dışişleri Bakanı Hüseyin Emir Abdullahiyan, ülkedeki yabancı ülke büyükelçileri ile bakanlık binasında bilgilendirme toplantısı düzenledi. Abdullahiyan, saldırıya ilişkin değerlendirmesinde, "Bölge ülkelerini, saldırıdan 72 saat önce saldırının mahiyeti konusunda, ayrıca kısıtlı ve misilleme amaçlı olduğu hususunda bilgilendirdik" ifadesini kullandı. Saldırıyı "meşru müdafaa" olarak nitelendiren Abdullahiyan, İran silahlı kuvvetlerinin "doğru hesaplamalarla, insansız hava araçları ve güdümlü füzeler ile İsrail’e ait askeri üssü hedef aldığını", söz konusu üssü, İran’ın "Şam’daki konsolosluk binasına düzenlenen saldırıya katılan F35 uçaklarının kullandığını" ifade etti. Abdullahiyan, İsrail’in önemli bir merkezini hedef aldıklarını aktararak, "Meşru savunmanın sınırlı olması ve Siyonist rejimin cezalandırılması, yanıtımızda herhangi bir sivil noktanın hedef alınmadığı anlamına geliyor" diye konuştu. 

Abdullahiyan, "Amerika’nın askeri üslerinin bulunduğu bölgedeki kardeşlerimize ve dostlarımıza, meşru savunmadaki amacımızın sadece İsrail rejimini cezalandırmak olduğunu, bölgedeki Amerikalıları ve üslerini hedef almadığımızı duyurduk" diye konuştu. İran’a verilen tavsiyelerin İsrail’e yapılmadığını söyleyen Abdullahiyan, bu tutumu eleştirdi. Reuters’a konuşan bir Türk diplomat ise İran’ın operasyon öncesinde Türkiye’yi bilgilendirdiğini söyledi. Şu ifadelere yer verdi: 

"İran, Türkiye üzerinden ABD’ye operasyonun sadece büyükelçilik saldırısına müdahale olacağını, daha ileri gitmeyeceğini söyledi. ABD, operasyonun belirli sınırlar içerisinde olması gerektiğini Türkiye üzerinden İran’a iletti" açıklamasında bulundu. 

***

ABD uçakları füzeleri durdurdu

İran’ın gerçekleştirdiği 300’ü aşkın hava saldırısının önlenmesinde bölgedeki ABD üsleride etkili oldu. ABD’nin Türkiye’nin yanı sıra Bahreyn, Katar, Birleşik Arap Emirlikleri gibi ülkelerde üsleri bulunuyor. 

***

Her iki ülkenin de işine geliyor

İlhan Uzgel - CHP Dış Politika Sorumlusu

İran şimdiye kadar devletlerarası bir çatışmaya girmekten kaçınıyordu. Yani bu İran-Irak savaşından bu yana devam eden politikası çünkü çatışma İran'ı çok zayıflattı. Çok zarar verdi. Onun yerine Lübnan'dan Yemen'e kadar daha çok vekillerle mücadele yürütüyordu. Bölgesel stratejisini bu vekil savaşı üzerinden yürüten bir ülkeydi. İsrail'e karşı ilk defa devletten devlete bir çatışma pratiğini hayata soktu. Her dış politika eyleminin bir iç politik boyutu vardır. İran içeride çok zayıfladı. Tabii bu kendini konsolide etme çabası da burada söz konusu. Bu açıdan biraz önemli. 

Öte yandan İsrail 1973 yılından bu yana ilk kez bir devletin saldırısına uğradı. Genelde İsrail'e yönelik çatışmalar Hizbullah ve Hamas gibi devlet altı gruplar tarafından yapılıyordu. İlk defa İsrail bu kadar uzun menzilli füze saldırısına maruz kaldı.  

Saldırı birkaç etki yaratır.  Bir defa daha güvenlikçi yapıları güçlendiriyor. İsrail’de Netanyahu hükümeti de İran’da içeride oldukça sıkışmıştı. Ekonomik koşullar çok kötüydü. Halkın İran rejimine, İslami rejimi yönelik rızasında büyük bir düşüş var. Bunu hatırlatmak gerekiyor. Şu anda içsel olarak zayıf bir ülke. O yüzden her iki yönetim de bu tür bir çatışmadan fayda çıkarmaya çalışıyor. 

Yani içeride çok büyük Netanyahu karşıtı gösteriler vardı. Bu rehine ailelerinin gösterileriyle birleşti ve Netanyahu zordaydı. Batı dünyasında İsrail lehine hava çok değişti. Yani Biden da İsrail'den artık bu savaşı yani Gazze'ye yönelik acımasız, insanlık dışı bombalamayı durdurmasını istiyordu. 

İngiltere keza öyle… İsrail’e silah satışı tartışılmaya başlandı. İspanya Başbakanı ki Sosyalist Enternasyonal'ın başkanı aynı zamanda. O da Filistin’i tanıyacaklarını ilan etti. Dolayısıyla hani bölgede İsrail'in konumu değişiyor. Netanyahu yönetimi İran üzerinden meşruiyet üretiyor. Yani Gazze sorununun çözümünü zorlaştırıyor İran. 

İsrail bu saldırıya hiç karşılık vermeyebilir. Amerika buna itiraz ediyor açıktan en azından. Ya da sınırlı karşılık verebilir. Yani İran'ın vekillerini vurabilir. Üçüncüsü de kendisine yapılan saldırı tarzında bir karşılık verebilir. Yani drone fabrikalarını vurabilir. Böylelikle Batı'nın da hoşuna giden bir eylemde bulunabilir. İsrail'in elinde uzun menzilli füzeler olduğu tahmin ediliyor. Bunlarla İran'daki stratejik bazı noktalara sınırlı saldırı yapabilir. 

Ayrıca tarihsel önemde bir olaydan söz ediyoruz. Türkiye’nin bu kadar sessiz kalması, bu kadar açıklama yapamadan hareketsiz kalmasını mümkün değil. Türkiye’nin barıştan yana tavır alması gerekiyordu. İnsandan adaletten yana tavır alması gerekiyordu. ‘Bölgede bizden habersiz bir şey olmaz’ deyip durdular bize. Bir sürü şey oluyor ve Türkiye'nin esamesi okunmuyor. Hiçbir bölgesel gelişmede Erdoğan'a başvuran yok. Erdoğan'a ne düşünüyorsun diye soran yok. Türkiye yapıcı rol oynayacak araçlara sahip. Aynı anda hem NATO üyesi hem de İslam İşbirliği Teşkilatı üyesi. Bize çok yakın coğrafyada gerçekleşiyor bunlar. Türkiye barıştan yana, sorunların çözümünden yana girişimci olmalı. Atak olmalı, iddialı olmalı. 

***

Bekle izle gör taktiği uygulaması

Faik Bulut - Ortadoğu Uzmanı

Uzun bir süredir İsrail, İran’ı savaşa çekme taktiği uyguluyordu. Ve bu taktik önceki akşam itibarıyla karşılık buldu. İran biraz da hem içerideki hem de dışarıdaki baskıyla mecbur kalarak İsrail’e saldırdı. Ancak burada önemli noktalardan birisi saldırıdan önce İran saldıracağını bir nevi ilan etti. ABD’ye de ‘İsrail’i vuracağım ama bunu bir sınırda bırakacağım’ dedi adeta. Yani bu saldırı İsrail aklını başına alsın mesajını taşıdı onlar için. 

Saldırı sonrasında ABD’nin ilk tepkisi de bunu kanıtlıyor bizlere. Biden, İsrail’e desteğini sunarak daha fazla uzatma şimdilik zaten saldırının çoğunu bertaraf ettin dedi. Dolayısıyla bu saldırı şimdilik burada kalacağa benziyor. Öte yandan İran, Arap toplumunda bir sempati topladı. Ama Batı ülkeleri ve ABD yeniden İsrail’in mağduriyeti üzerinde duracaktır. 

Gün sonunda dengelerde ise çok bir değişiklik yok. Çok büyük saldırılar gerçekleşmedikçe bölgede her şey bilindiği gibi devam edebilir. 

Öte yandan Türkiye’deki bu suskunluk hali iktidarın bekle izle gör politikasına geçmesi demek. Sadece Dış İşleri Bakanlığı’ndan gelen itidal çağrısı ülkede bir açmaza işaret. Seçimlerde de gördük ki İsrail meselesi iktidarın elini kolunu bağlıyor. Sol kesimlerin ve Yeniden Refah’ın da çokça yüklendiği bu mesele iktidarı suskunluğa itiyor. Saldırıların ABD üslerinden de yolda durdurulduğunu hatırlatmakta fayda var. Kürecik ve İncirlikte bulunan ABD üsleri de ilişkiler bakımından suskunluğun bir diğer sebeplerinden.