Eğitimde gerici abluka, seçmeli ders düzenlemesiyle farklı boyuta taşındı. Öğrencileri, zorunlu din dersiyle seçmeli din dersi de seçmek zorunda bırakan düzenleme “Laik eğitim saldırı altında” diye yorumlandı.

Ortaokullar imam hatip gibi olacak!
Fotoğraf: AA

Mustafa BİLDİRCİN

Milli Eğitim Bakanlığı, gözünü bir kez daha seçmeli derslere dikti. Seçmeli ders saatlerinde yapılan değişiklikler, iktidarın tercih ve yönelimlerini 2023-2024 eğitim öğretim döneminde de öğrencilere dayatacağını gözler önüne serdi.

Değişiklik kapsamında tüm seçmeli dersler, “İnsan, Toplum, Bilim - Din, Ahlak ve Değer - Kültür, Sanat ve Spor” kategorileri altına toplandı. Öğrencilerin, kategorilerin her birinden en az bir dersi seçmesi zorunlu kılındı. Böylelikle, zorunlu olarak din dersi alan öğrencilere bir de seçmeli ders adı altında ayrıca din dersi dayatıldı. Değişiklik ile öte yandan, okullarda Arapça okutulmasının da önü açıldı. Arapça’nın seçmeli ders olarak okutulmasına olanak sağlayan MEB, Anadolu liselerinde ise ikinci yabancı dil olarak zorunlu okutulan Almanca ve Fransızcayı zorunlu olmaktan çıkararak seçmeli hale getirdi.

MEB’in tartışmalı değişiklikleri bunlarla da sınırlı kalmadı. Yönetmeliğe eklenen, “Velilerin talep ettikleri okullarda 10 ders saatine kadar her türlü eğitici faaliyet uygulanabilir’ ifadesiyle vakıf ve derneklerin okullarda faaliyet göstermesine kılıf hazırlandı.

Eğitimciler, öğrencilere din dersi dayatan düzenlemeye yönelik BirGün’e değerlendirmelerde bulundu. Eğitim İş Genel Başkanı Kadem Özbay, yeni uygulamayla birlikte önemli alanlarda uzmanlaşmış çok sayıda öğretmenin norm fazlası haline geleceğinin altını çizerken Eğitim Sen Bolu Şube Başkanı Zehra Kulalı Gezici, “Fiiliyatta veli ve öğrencinin önüne hiçbir zaman seçmeli ders çizelgesi konulmuyor” diye konuştu.

SİNSİ DÜZENLEME

Eğitim İş Genel Başkanı Kadem Özbay, “Sinsi düzenleme” olarak değerlendirdiği değişikliğe yönelik şunları kaydetti:

“Öğretmenler şimdi bir ‘oldu bitti’ mağduriyetiyle karşı karşıya bırakılmıştır. Şimdiye kadarki dayatmalar, zaten okullardaki norm dengesini alt üst ederek eğitim emekçilerini de mağdur etmekteydi. Yeni düzenlemeyle bu akıl almaz tablonun daha da kötüleşeceği, hem eğitimciler hem öğrenciler açısından yeni mağduriyetler yaratacağı açıktır.”

YÖNETMELİK YOK SAYILIYOR

Eğitim Sen Bolu Şube Başkanı Zehra Kulalı Gezici de din dersi dayatmasını eleştirerek, şu ifadeleri kullandı:

“Artık akademik liselerde öğrencilerin önüne zorunlu olarak bir din dersi daha konuluyor. Bizzat valilik bünyesinde oluşturulan komisyon ve il milli eğitim müdürlerinin talimatıyla öğrencilere seçmeli din dersleri dayatılıyor. AKP iktidarında laik eğitimin satın alınan bir metaya dönüştüğünü söyleyebiliriz. Veliler, laik eğitimi para ödeyerek satın almak zorunda kalıyor. Eğitime yönelik topyekun bir taarruz var.

Bu kararın hukuki olarak dayanaksız olduğunu belirtmek gerekir. Öğrencilerin seçme hakkı Talim ve Terbiye Kurulu kararı ile ortadan kaldırılamaz. Talim Terbiye Kurulu eliyle ortaöğretim kurumları yönetmeliği yok sayılıyor.”

MÜCADELEMİZ SÜRECEK

Eğitim Sen de konuya ilişkin yazılı açıklama gerçekleştirdi. Açıklamada “Bu düzenlemeye imza atanlar ve bu uygulamayı yaşama geçirenler anayasal bir suç işlemektedir. Çocuk haklarını yok sayan, pedagojiyi görmezden gelen ve seçmeli dersi zorunlu tutacak kadar mantık sınırlarını zorlayanların tek tip toplum inşa etme arzularının karşısında yılmadan, sinmeden mücadele edecek ve bilimsel, laik eğitim mücadelemizi kararlılıkla sürdüreceğiz. ÇEDES’e, karma eğitimi kaldırmaya yönelik adımlara, seçmeli din derslerinin zorunlu tutulmasına ve nihayet toplum mühendisliğine soyunarak eğitimi dinselleştirmeye yönelik uygulamalara hız veren siyasi iktidara karşı, toplumun tüm kesimlerini eşit yurttaşlık ve bilimsel eğitim mücadelemize güç vermeye çağırıyoruz” denildi.