Otelde, sendika ve Alevi var!

GÜLFER AKKAYA

Sosyal medyaya bir haber düştü. Alevi olduğu için uzun süre mobinge maruz kalan otel çalışanı bir kadın işten çıkartılmıştı. Mobing nedeni kadın çalışanın Alevi olmasıydı.

Ancak otelde yaşanan sorun ayrımcılıkla sınırlı değilmiş. Meğer otel çalışanları aynı zamanda sendikalı olmak için mücadele başlatmışlar. Anlayacağınız hikâyenin iki yüzü var. Sendikalı olmak, Alevi olmak. Hikâyenin bir yüzü kısaca şöyle:

İstanbul Dora Otel çalışanları henüz bir yaşında olan Turizm Otel Spor Emekçileri Sendikası’nda eylül ayında sendikal mücadeleye başlayınca ekim ayında 23 kişi işten atılır. İşçilerden dördü sendikal faaliyette bulunduğu için mobinge maruz kalıp işten ayrılır.

İşten atılan işçilere evvela fazla mesailer nedeniyle zorunlu izin verilir. Zorunlu izin dönüşünde tazminatsız olarak işten çıkartılırlar. İşçilerin bir kısmı kadrolu, diğer kısmı ise saati kaça ve kaç saat çalıştıkları belli olmayan taşeron işçilerinden oluşmakta. 

Ancak işten atılan işçilerin ortak noktası sendikalı olmaları. 

İşlerinden edilen işçiler ekim ayından bu yana İşçilerle Dayanışma Platformu ile beraber her cumartesi günü saat 09.30’da İstanbul Dora Otel önünde eylemler yapmakta. 

İşlerine dönme talebiyle verilen mücadelede işçiler çeşitli yollara başvurur. Bunlardan biri otellerin beraber çalıştığı acenteleri ziyaret edip yaşadıklarını onlara anlatmak. İşçilere destek veren acenteler olur. Diğeri, otel sahiplerinin başka üç ilde bulunan işyerleri önünde eylemler yapmak olur. Eylemler ilgi görür. 

Hikâyenin diğer yüzü ise inançsal ayrımcılıktır.

İstanbul Dora Otel’de daha sendikal mücadele başlamadan mayıs ayından bu yana Arap Alevi kadın çalışan Esin’e yönelik ayrımcı muamele başlar. Ayrımcılık özellikle ramazan ayında iyice dayanılmaz hal alır. 

Yemeğe çıkmak için yerinden ayrılan Esin’e yanında çalışan iki erkek işçi “Ne yemeği, ramazan ayındayız” diye uyarı yapar. Ve ardından “Ah elbette sen Alevisin. Alevilerde oruç olmaz” diye mobing devam eder.

Tüm çalışanlar önünde yapılan bu ayrımcılık uzun süre devam eder. Şikâyetlere rağmen otel yönetiminin görmezden gelmesiyle ayrımcılık, iki işçi tarafından daha sistematik hal almaya başlar.

Nihayet işyerinde eylül ayından itibaren başlayan sendikal çalışma ile ayrımcılık katlanarak devam eder.  

Otel yönetimi, sendika çalışması yapan işçileri bölmek için Alevilik meselesini kullanmaya başlar. Ancak planları tutmaz. İşçiler önce bu ayrımcılığı teşhir eder, aynı zamanda sendikal çalışma için kenetlenirler. AKP’li, MHP’li ve solcu işçiler, Alevi-Sünni demeden hakları için otel yönetimine kazan kaldırır. Birleşirler.

Esin’e ise başta ve en çok Sünni işçiler sahip çıkar. Alevi olduğu için mobinge maruz kalan Esin, Pir Sultan Abdal Canlar Derneği’ne başvurur. Dernek “Bizim işimiz sadece cem kurup, semah dönmek değil, her yerde hak aramaktır” diyerek sahip çıkar Esin’e. Dernek, otel ile görüşür. Talep açıktır; Esin’e karşı saldırgan dil kullanan ve ayrımcılık yapan iki işçinin işten atılması ve bu ayrımcılığa/mobinge göz yumarak destek veren amirin de işten çıkartılmasıdır. İki işçi işten çıkartılır. Ancak amire bir şey olmaz. Olmadığı gibi amir aynı tutumunu sürdürür.

Uzun lafın kısası İstanbul Dora Otel’de iki boyutlu sorun yaşanmakta. İnançsal ayrımcılık ve sendikal mücadeleye karşı başlatılan mücadele.

Ayrıca otel, sendikal mücadele veren işçileri haksız ve onları mahkeme önünde şüpheli göstermek için uydurma bir hırsızlık davası da açmış bir işçi üzerinden. İşçiler bu davaya da karşı. Davanın kapanmasını istiyorlar.

İşçilerin somut taleplerine gelince; işe iade davaları açılmış, işlerine geri dönmek istiyorlar. Alevilik, cinsiyetçilik, hırsızlık, gibi ayrımcı, işçileri karalamaya yönelik uygulamalardan vazgeçilmesini talep ediyorlar.

Ayrıca Turizm Otel Spor Emekçileri Sendikası tüzüğüne cinsiyetçiliğe, inançsal ve her türlü ayrımcılığa karşı ilkeler koymuş bir sendika. Eş başkanlık ilkesini de sahipleniyor. 

İşçiler, otel yönetiminin her türlü böl-yönet politikalarını boşa çıkartmış. Bundan sonrası için ise umutlular. Bu mücadelenin bir yansıması olarak Taksim-Talimhane civarındaki (İstanbul’da önemli oranda otelin olduğu bölge burası) otellerde çalışanların hakları yüzde 30 oranında iyileşmiş. İşçiler durumlarının neden düzeldiğinin farkında. Ve bu sendikal mücadeleye destek veriyorlar.

Biz de yalnız bırakmayalım, sahip çıkalım. Bu hepimizin mücadelesi.

Not: Esin ile yaşadığı inançsal ayrımcılık üzerine bir de röportaj yaptım. Röportajı 22 Aralık Pazartesi günü siyasihaber.org adresinden okuyabilirsiniz.