Otomotivde blok zinciriyle sorumlu tedarik

BLOK ZİNCİRİ TEKNOLOJİSİ

Block zinciri (blockchain) teknolojisi, güvenilir ve paylaşılan bir veri ağı oluşturarak tedarik zincirindeki şeffaflığı önemli ölçüde artırır; malzemenin kaynağı hakkındaki bilgiler fark edilmeden değiştirilemez. Volvo, küresel batarya tedarikçileri Çinli CATL ve Güney Koreli LG Chem ile ve söz konusu kobalt izlenebilirliğini bu yıldan itibaren uygulayabilecek önemli bir blok zinciri teknolojisi şirketleriyle bir anlaşma imzaladı.

ŞEFFAFLIK VE GÜVEN

Bir blok zinciri, kriptografiyle bağlantılı kayıtların bir listesini içeren dijital bir ‘kitap’ gibi çalışıyor. Bu teknolojinin tedarik zincirlerinde kullanımı ise tutarlı kurallar uygulanarak toplanan verilerin değiştirilemeyecek işlemlerini ve kayıtlarını yaratmasına olanak sağlıyor. Böylece blok zinciri teknolojisiyle katılımcılar işlemleri bağımsız olarak doğrulayabiliyor. Şirketin, bu teknolojiyi tedarik zinciri yönetiminde kullanması ise elektrikli modellerinin üretiminde kullanılan kobaltın kökenini, ağırlık ve ebat gibi nitelikleri, uygunluk belgesini (CoC) ve katılımcıların davranışlarının ‘OECD Tedarik Zinciri Kılavuzları’na’ uygunluğunu denetleyen bilgileri içeriyor. Bu yaklaşım ise tedarik zinciri boyunca şeffaflık ve güven oluşturmaya yardımcı oluyor.

İsveç merkezli otomobil üreticisi, ilk elektrikli modeli olan Volvo XC40 Recharge’ı Ekim 2019’da sundu. Kompakt SUV model, şirketin elektrikli ürün gamı ‘Recharge’ ailesinin başlangıcını temsil ediyor. 2025’te şirket, küresel satışlarının yüzde 50’sini elektrikli model olarak üretmeyi hedefliyor. Tamamen elektrikli model serisiyle şirket, CO2 emisyonlarını 2025’e kadar yüzde 40 oranında azaltmayı amaçlayan ve eşzamanlı olarak tüm iş alanlarında ve tedarik zincirindeki etik sorumluluğu da dikkate alan iddialı bir iklim planını benimsiyor.