19’uncu yüzyılda buharlı motorların yerlerini elektrikli ve içten yanmalı motorlara bırakmasıyla otomotiv endüstrisi için değişim kaçınılmaz olarak başlamıştı

Otomotivin gelecek perspektifi

ERSOY YAŞAR / ersoy@otosafari.com / @ersysr

Üreticiler geçen yüzyılda ‘daha hızlı’, ‘daha sağlam’, “daha işlevsel’ ve ‘daha konforlu’ otomobiller üretmeyi hedeflediler. Denetim kuruluşları otomobilleri farklı ölçütlerle değerlendirip puanladı. Yasa ve yönetmeliklerle standartlar oluşturuldu, bu standartlar ekseninde Ar-Ge çalışmaları ve inovasyon yatırımları yapıldı ve endüstri kendi gündemini belirledi

Takvim 2000 yılına yaklaşırken üreticiler insanı merkezde tutan farklı bir hedef belirlemişti: ‘daha güvenli’. Hava yastıkları ile başlayan girişim, farklı sürücü destek sistemlerinin geliştirilmesiyle biçim değiştirdi. Geçen zamanda otomobil bir araç olmaktan öte yaşam tarzının bir parçası olmuştu bile.

Geçen sürede, hibrit teknolojileri geliştirilmiş ve ‘plug-in hibrit’ araçlar satışa sunulmuş olsa da küresel ölçekte dikkate değer bir pazar payı elde edemedi. Elon Musk’ın agresif çabalarıyla Tesla’nın elektrikli araç pazarına girmesi ise pazarın dinamiklerini büyük ölçüde değiştirdi. Şüphesiz, Apple ve Google’ın otonom otomobil girişimleri de otomotivde rekabetin çok yakın gelecekte değişeceğinin de ipuçlarını veriyor.

2015 ise otomotiv endüstrisi tarihçesinde örneklemi değiştirecek bir gelişmeye sahne oldu. Otomotiv endüstrisinin en büyük üreticilerinden biri olan Volkswagen’in Amerika, Avrupa ve Asya’nın hızlı gelişen pazarlarında pay kazanmasını sağladığı yeşil ve çevreci imajı ortaya çıkan ‘emisyon skandalı’ ile sona erdi.

Yeni hedef: ‘daha çevreci’

Evet. Bazı üreticilerin uzun süredir gündeminde olan bu söylem önümüzdeki günlerde otomotiv endüstrisinin genel hedefi olacak. Otomotiv endüstrisinin hedef kitlesi, seçeneklerini artık bu ölçütü de dikkate alarak değerlendirecek. Üretimin, ekoloji ve çevre ile uyumu, sürdürülebilirlik ilkeleri ile ilişkisi, hatta karbon ayak izleri yakın gelecekte satın alma alışkanlıklarında öncelikli rol oynayacak.

Google, yayınladığı raporda otonom araçların yaygınlaşmasıyla sürücü hatalarından kaynaklı kazaların yüzde 90 oranında azalacağı yönünde bir görüş bildirdi. Geçen hafta yer verdiğim araştırmaya göre, bu durum ülkelerin sağlık harcamalarına da olumlu yönde etki edecek. Yeniliğe uyum sağlayan ve çevreye duyarlı markaların tüketici gözündeki itibarlarlarının daha yüksek olduğunu ise sanırım söylemeye gerek yok.

2015 gündemi de otomotiv endüstrisi devlerinin stratejilerini çevre ve teknoloji yönünde geliştirdiklerini doğruluyor. Ne dersiniz?