Özgür olmazsam üretme şansım yok
Yeni sezonuyla izleyicilerin karşısına çıkan Bonkis’in yaratıcısı Deniz Tezuysal, ana akım medyadaki sansürle ilgili “O sansürü bünyemde barındıramıyorum. Yazarken özgür olmazsam, üretim yapma şansım yok” diyor.
Sercan MERİÇ
Dijital mecrada yayınlanan en keyifli dizilerden birisi de Bonkis… BluTV’de yayınlanan dizi, ikinci sezonuyla izleyicilerin karşısında. Dizinin ilk sezonunda inatçı ve tutkulu bir kadın olan Deniz’in kafesi Bonkis’te yaşananlar keyifli bir şekilde ekrana yansımıştı. Mimarlık mesleğini yapmak yerine hayallerinin peşinden gidip kafe açan Deniz ve ekibi, ikinci sezonda Ege yollarına düştü. Biz de yeni sezonu, dizinin yaratıcısı ve başrolü Deniz Tezuysal ile Özberk karakterini canlandıran başarılı oyuncu Sergen Deveci ile konuştuk.
Bonkis’in hikâyesi nasıl başladı?
Deniz Tezuysal: 2016’da Bonkis’i bir kafe olarak gerçekten işletmeye başladım Moda’da. Sonra yavaş yavaş oradaki, içeride yaşanan hikâyelerin absürtlükleri, bir yandan gerçek olması, bir yandan yükselerek artan işsizlik durumu, boş zamanlarımda bir şeyler karalamaya itti. Yazdığım hikâyeler, bir noktada senaryoya evrilmeye başladı. Bu senaryolar bir şekilde birilerinin eline ulaştı. Okuyan insanlar bana inandılar. Bu senaryo BluTV’ye satıldı. Diziyi çekmek için kolları sıvadık.
Sergen Deveci: Müşteri gelmeyince dükkâna Deniz müşteriye gitmeyi tercih etti diyebilir miyiz?
Deniz Tezuysal: Baktım dükkâna gelen yok. Milletin evine gireyim arzusu bastı birden bire. Karakterler, oyuncular seçimi aşamasında Sergen’in videosu geldi bana. Sergen Deveci diye bir insanın varlığından haberim yoktu o zamana kadar. Meğerse arkadaş çok ünlüymüş. Özberk gerçek bir karakter aslında. Kafede birlikte çalıştığım arkadaşım. Onun karakterini hayal ederek yazdım. Sergen’i görünce “Aa Özberk bu” dedim. Ben de o zamanki yönetmenimiz Emre Erdoğu da “Özberk’i buldum Deniz” dedi.
Deniz Tezuysal
Özberk karakterine nasıl hazırlandanız?
Sergen Deveci: Bazı belgeseller vardır. Efsane isimlerin hayatını anlatır. O karakterleri oynamak manevi bir şeydir. Ben bilakis yakın bir arkadaşını oynadığım için çok zordu. Her baktığında bendeki eksiklikleri görüyordu. Yer yer Özberk’i aradığı yerler vardı. O yüzden benim için hem keyifliydi hem de manevi olarak boşlukları olan bir süreçti.
2. sezon bir yol hikâyesi. Yola çıkmaya nasıl karar verdiniz?
Deniz Tezuysal: İlk provadan sonra oturup baş başa “Özberk nasıl davranır burada? Sen bana biraz detaylı anlat” diye sorguladığı bir süreç olmuştu. Ona dedim ki, “Özberk’in sana en iyisi videolarını göstereyim.” Modern Türkiye kadının yapmak isteyip yapamadığı bazı klasik hayaller var. Kafe açmak bunlardan biri. Onun içinde yer alan aşk hikâyeleri, evlenmek istersin olmaz, aslında istemediğinin ne olduğunu anlarsın. Kafe açarsın, işler yürümez. Bunun devamında da klasik bir hayal vardır: Her şeyi bırakıp, güneye gideceğim.
Sergen Deveci: Bir karavan alacağım. Ne kadar dâhiyane!
Deniz Tezuysal: Aslında tamamen çıkış noktası o yani. O hayaller gerçekleştiğinde, aslındaki hayallerdeki gibi olmadığının bir göstergesi olarak yazmak istediğim bir sezondu 2. sezon. Bir şekilde yola düştüler. Çekmek ekstra keyifli oldu.
Sizi dram yapımında görmek isteyenler de bir hayli fazla…
Sergen Deveci: Bunu duymak bence çok güzel bir şey. Benim için mutluluk verici bir şey. Bir gün böyle bir şey gelirse, o zaman cevap vermek daha doğru olur. Şimdi çıkıp “Çok iyi dram oynarım” diyemem. Yaptığım işle bunun cevabını vermek daha güzel olur. Bazı kısa filmler yaptık. Oralarda da çok tatmin oldum. İyi karşılıklar aldık. Daha derin, alt metni olan bir dram yapımında yer almak isterim. Ben de kendimi orada görmek isterim.
Deniz Tezuysal: Bence 2. sezonda onu gösteriyor. Sergen’in sahnelerini özellikle seviyorum. Ilgın’la başarısızlık halini nasıl kabullenemeyip, aslında kabullenmiş görünen bir adamı oynayışı… Baya iyi iş çıkardı.
Sergen Deveci
Yemek yapmakla aranız nasıl?
Sergen Deveci: Arda Türkmen olmasam da yemek yapmayı ben de seviyorum. Bence bir erkeği seksi gösteren bir şey. Yemek yapmayı seven birisiyim. Bana lezzetli geliyor. Mutfağım ne kadar iyi olursa, o kadar güzel yemek yaparım gibi geliyor.
Deniz Tezuysal: Bak ya yine sekse bağladı konuyu.
Ana akım kanallarda yoğun bir sansür var. Bonkis’te ise birçok konunun rahatça diyaloglara yansıdığını görüyoruz. Ana akım medya için bir şey yazmayı düşünür müsün?
Deniz Tezuysal: Yazamam ki. O sansürü bünyemde barındıramıyorum. Yazarken özgür olmazsam, üretim yapma şansım yok. O kanallara iş yapabilen arkadaşlar büyük başarı gösteriyorlar. Olabilecek bir şey değil çünkü… Sanatçıya sansür uyguladığında sanatı bitiriyorsun. Bence o şartlar altında devam ettirebilenler varsa bravo, onlara kolay gelsin diyorum. Bizim için mümkün değil.
Deniz Tezuysal: Seks hayatın bir gerçeği. Deniz’in yazdığı yerde hayatın gerçek noktasından yola çıkıyoruz. Bunu bir nesne olarak kullanmıyoruz. Deniz’in yaşadığıyla diğer karakterlerin yaşadığı eşleşince gerçek bir dramla karşılaşıyoruz. Mesela bir mantık vardır. Bir dizinin reytingi düşüyorsa “seks kurtarır” diye. Deniz’in yazdığında öyle bir mantık yok. Orada seksin dramatik bir anlatımı güzel bir hikayeydi.
Dizide 2 kafe arasındaki rekabete de şahit oluyoruz. Sektörde sağlıklı bir rekabet ortamı var mı?
Sergen Deveci: Bizde rekabet olayı biraz farklı anlaşılıyor. Herkes yaptığı için en iyisi olduğunu düşünüyor. Stand-up yapıyorum mesela. Çok daha iyileri var. Onları izlemek, onlarla yarışmak bana çok şey katıyor. Dizinin hikâyesinde de rakip kafenin daha iyi olması, fakat Deniz’in kendisine dönmesi olayı bambaşka hale getiriyor. Amerika bulundu. Tekrar bulmaya gerek yok, ama küçücük fikirler hikâyeyi başka yere götürebiliyor.
Deniz Tezuysal: Sadece senden daha iyi olduğunu düşündüğün rakiplerin yok. Senden daha iyi olmadığını bilmediğin rakiplerinle dolu etraf. Asıl mesele onlara karşı güçsüz olmadığını hissetmek. Bunu yakalamak çok zor hayatın içinde. Bonkis’in anlatmak istediği şey de bu: Umutsuzluk yaşamak için doğru bir yol değil. Minik bir noktada kendine umut bulursan, bütün o denyoları alt edebilirsin. Ben buna inanıyorum. Daha biz yapamadık ama yapacağız elbet. Pes etmiyoruz (Gülüyor).
Bonkis devam edecek mi?
Deniz Tezuysal: Verdiğimiz net bir karar yok. Aklımda devam ediyor. Sergen’le de konuşuyoruz. Hepimiz devam etme taraftarı gibiyiz. Kanalla birlikte verdiğimiz bir karar yok.