Öztrak, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun randevu alamadığı Et ve Süt Kurumu'na gitmesine ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Öztrak, "Sayın Genel Başkanımız, ülkemizdeki çocuklarımızın açlığına dikkat çekmek için Et ve Süt Kurumu’na gitti. ‘Öğün atlamak zorunda kalan çocuklarımızın kursağından et ve süt geçsin’ dedi. Genel Başkanımıza bugün kapatılan kapılar, aslında bu yavrumuzun yüzüne kapatıldı" dedi.

Öztrak: Genel başkanımızın yüzüne kapatılan kapılar, aslında yavrularımızın yüzüne kapatıldı

CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Faik Öztrak, parti genel merkezinde basın toplantısı gerçekleştirdi.

Öztrak, Kılıçdaroğlu’nun bugün Et ve Süt Kurumu’na alınmamasına ilişkin, “Bir nesli kaybediyoruz. Çocuklarımızın yeterli beslenme hakkı artık milli öncelik, milli bir meseledir. İşte bugün Sayın Genel Başkanımız; çocuklarımızın açlığına dikkat çekmek için Et ve Süt Kurumu’na gitti. ‘Öğün atlamak zorunda kalan çocuklarımızın kursağından et ve süt geçsin’ dedi. Beşli çeteye verilen milyarlarca doların binde biriyle, ülkede açlık sorununun biteceğine işaret etti. Genel Başkanımıza bugün kapatılan kapılar, aslında bu yavrumuzun yüzüne kapatıldı” dedi.

Öztrak’ın konuşmasından öne çıkanlar şöyle:

"TÜİK’in makyajlı rakamlarıyla bile üretici enflasyonunda Azerbaycan’la beraber, dünya şampiyonuyuz. Tüketici enflasyonunda ise dünya altıncısıyız. Dünya enflasyon liginde adımızın yan yana yazıldığı ülkeler; Zimbabve, Surinam, Lübnan, Sudan…2023 için verdiği sözleri tutmayan hükümetin başı şimdi çıkıyor, ‘bu bizim kızıl elmamız oldu’ diyor. Lafın kısası, ilk 10 ekonomi arasına girmek artık hayal oldu diyor. Bıraktık kızılını yeşilini devri iktidarlarının sonunda milletimizi, sofrasına çıkma elma bile koyamaz hale getirdiler. Ama sıkılmadan hala konuşuyorlar.

Soruyoruz, ülkemizi bu hale getiren kim? Bir numaralı halk düşmanı olan enflasyonu azdıran kim? Enflasyon canavarını hortlatan kim? Sorumlusu havaya bakıp ıslık çalıyor. Hamaset yapıyor. İşler yolundayken ‘ekonominin sorumlusu benim, ben’ diyen, sıkılmadan ‘ben ekonomistim’ diyen, ‘faiz sebep, enflasyon sonuç’ safsatasını, milletin başına bela eden, Merkez Bankası kasasındaki 128 milyar doları damadıyla bir olup talan eden Merkez Bankası’nın hini hacette kullanılacak ihtiyat akçelerine bile el koyan kim? Sarayın çakma ekonomisti ve onun atama hükümeti…

"TÜİK’İN MARKETLERİ NEREDE SÖYLEYİN?"

Çarşı pazar yangın yeri, millet market raflarına, pazar tezgâhlarına yaklaşamıyor ama mart ayında TÜİK marketinde balın, kaşarın, tulum peynirin, beyaz peynirin, salçanın, yoğurdun, tereyağının, bulgurun fiyatı her nasılsa düşmüş. Gel de inan. Ucuzcu market diye sağa sola açtıkları tarım kredinin marketlerinde bile, TÜİK marketindeki fiyatlar yok… Bu marketler nerede? Milletimize söyleyin. Milletimizi şu Ramazan ayında daha fazla perişan etmeyin.

"GENÇLERİN GELECEKLERİNİ KARARTTILAR"

Ne yazık ki sarayın ekonomide işlediği günahların ağır bedelini, çocuklarımız ve torunlarımız da ödeyecek. Sarayın ‘kur korumalı mevduat’ diyerek, ‘kamu özel iş birliği’ diyerek, çocuklarımızın ve torunlarımızın üzerlerine bıraktığı gizli-koşullu yükler yetmedi. Bir de eve oturmaya mahkûm ettikleri gençleri, yüksek ve belirsiz bir faiz yükü altına sokup, geleceklerini iyice kararttılar. Yüksek enflasyon, ülkenin rekabet gücünü zayıflatır. Fiyatlarda yaşanan hızlı artış, ülkenin mal ve hizmetlerine olan dış talebi düşürür. Geçtiğimiz eylül ayında ‘Çin olacağız’ dediler. Nasreddin Hoca’nın fıkrası gibi bir model uydurdular. Faiz inecek, döviz çıkacak, rekabet gücü artacak, dış açık kapanacak, rezervler artacak, enflasyon düşecekti ama hiçbiri olmadı. Enflasyon azdı, üretici maliyetleri şahlandı, kurdan gelen avantaj üç ayda yok olup gitti, ihracatta rekabet gücünü gösteren geçtiğimiz eylül ayında 79,2 olan ÜFE bazlı reel kur endeksi, aralıkta 68’in altına düştü ama bu yılın mart ayında yeniden 78,7’ye geri geldi.

"GENEL BAŞKANIMIZA KAPANAN KAPILAR ASLINDA BU YAVRUMUZUN SURATINA KAPANDI"

Bir nesli kaybediyoruz. Çocuklarımızın yeterli beslenme hakkı artık milli öncelik, milli bir meseledir. İşte bugün Sayın Genel Başkanımız; kadın milletvekillerimiz ve Kadın Kolları Başkanımızla beraber, ülkemizdeki çocuklarımızın açlığına dikkat çekmek için Et ve Süt Kurumu’na gitti. ‘Öğün atlamak zorunda kalan çocuklarımızın kursağından et ve süt geçsin’ dedi. Beşli çeteye verilen milyarlarca doların binde biriyle, ülkede açlık sorununun biteceğine işaret etti. Genel Başkanımıza bugün kapatılan kapılar, aslında bu yavrumuzun yüzüne kapatıldı.

Ülkenin gerçek sorunlarını karartabilmek için, artık sadık savcılarıyla, hâkimleriyle, Genel Başkanımızın sesini kısmaya cüret eder oldular ama ne yaparlarsa yapsınlar Genel Başkanımızın söylediği gibi, biz milletimizin hakkını, hukukunu, sonuna kadar korumaya devam edeceğiz. Kararlıyız. Milletimiz sizin ülkeyi nasıl çöpe, çukura, çamura batırdığınızı görüyor. Milletimiz, dertlerine nasıl bigâne kaldığınızı ibretle izliyor. Size sandıkta evinizin yolunu göstermek, milletin ittifakını iktidara getirmek için gün sayıyor.”

"SARAY'DAN BAKILINCA ÖĞRETMENLERİN HALİ GÖRÜLMÜYOR"

Öztrak, açıklamalarının ardından gazetecilerin sorularını da yanıtladı.

Erdoğan’ın Türkiye’nin son 20 yılda öğretmen maaşlarını en çok iyileştiren ülke olduğu yönündeki ifadelerin sorulması üzerine Öztrak, şunları söyledi:

“Biz boşuna kendisine ‘çakma ekonomist’ demiyoruz. Saray istatistikleri eğip bükebilir, ama gerçekleri ekip bükemezsin. Üyesi olduğunuz OECD içinde Türkiye öğretmen maaşlarının en düşük olduğu altıncı ülkedir. Kore’deki Meksika’daki öğretmen maaşları, bizdekinin iki katıdır. Atanamayan yüz binlerce öğretmenimiz var. Atananlar ise hayat pahalılığı altında ezilmektedir. Analar babalar evlatlarını bu ülkede okutuyor, ‘evladım öğretmen olsun’ diye yemiyor yediriyor, giymiyor giydiriyor ama bu hükümet bu evlatları atamayıp evde bekletiyor. Atanmayan öğretmen Fedai Altun, çalıştığı inşaatta elektriğe kapılıp yaşamını yitirdi. Atanmayan öğretmen Mustafa Kaya, Şanlıurfa’da yaşamını yitirdi. Bunun gibi kaybettiğimiz nice gençlerimiz var. Bu şartlarda kalkıp ‘bizim öğretmenlerimiz en az stres yaşayan öğretmenlerdir’ nasıl diyebiliyorlar? Demek ki saraydan bakıldığında milletimiz gibi öğretmenlerimizin hali görülmüyor, sesleri duyulmuyor.”

"SARAYIN DUVARLARI ÇOK YÜKSEK MİLLETTEN BU KADAR MI KOPTUNUZ"

Et ve Süt Kurumu Genel Müdürlüğü’nün, Kılıçdaroğlu’na randevu vermemesi ile ilgili sorusuna ise Öztrak, şu yanıtı verdi:

“Bakan atanmış bir siyasidir. Et ve Süt Kurumu ise bir kamu iktisadi teşebbüsüdür. Sayın Genel Başkanımız, ana muhalefet lideri olarak üstelik 27 buçuk yılını bu devlete hizmet ederek geçirmiş bir lider olarak elbette millet adına devletin kurumlarını ziyaret hakkına sahiptir. Hele ki bu milletin et hakkını süt hakkını konuşmak için Et ve Süt Kurumu’nu ziyaret edebilir. Peki, bunlar bu kapıları hangi hakla kapatmaktadır. Sayın Genel Başkanımız bu ziyareti yapacağını ilan edince, atama bakan çıkmıştır gece vakti, devletin resmi kanalında pişkin pişkin ‘bu ülkede aç açıkta kimse yok herkesin karnı tok’ diye masallar anlatmıştır.

Allah aşkına siz hangi ülkede yaşıyorsunuz. Sarayın duvarları çok yüksek onu biliyoruz da milletten bu kadar mı koptunuz? İşte Genel Başkanımıza eşlik eden Hacer Foggo, derin yoksulluğu fotoğraflarla anlattı. Bu fotoğrafı da mı görmüyorsunuz? Biz önümüzdeki seçimde iktidara geliyoruz, bunun bilinci ile hareket ediyoruz. Sayın Genel Başkanımızın yaptığı ziyaretler aynı zamanda devlet kurumlarının içinde bulunduğu durumu görmek ve milletimize göstermek için yaptığı ziyaretlerdir. Bu ülkenin hakkını soracak bir Kemal Kılıçdaroğlu var, biz varız. İktidara gelir gelmez, bu bozuk düzeni düzeltecek adımları hızla atacağız.”

(ANKA)