Pakistan, siyasi açıdan karanlık sulara doğru ilerliyor. Han’a yönelik suikast girişimiyle ülke yepyeni bir siyasi çalkantıyla karşı karşıya.

Pakistan’da siyasi çalkantı
İmran Han destekçileri erken seçim talebiyle ‘özgürlük yürüyüşü’ gerçekleştirmişti. (Fotoğraf: AA)

Samina YASMEEN

Pakistan’ın eski Başbakanı İmran Han, 3 Kasım günü saldırıya uğradı ve Pakistan yepyeni bir siyasi çalkantıyla karşı karşıya kaldı. Ülkede siyasal şiddetin artışa geçmesi riski doğdu.

İmran Han düzenlenen saldırıdan iktidardaki Başbakan Şahbaz Şerif, İçişleri Bakanı Sanaullah Han ve Genelkurmay Başkanı Faysal’ı sorumlu tuttu. Bu kişilerin derhal görevden alınmasını talep etti. Partisi Pakistan Adalet Hareketi (PTI) yöneticilerinden Esad Umer aracılığıyla yaptığı açıklamada, saldırının cezasız kalması halinde ülkenin dört bir yanında eylemler düzenleneceğini ilan etti. “Her şey eskisi gibi devam edemez” ifadelerini kullandı.

PTI partisinden Esad Umer, İmran Han ile saldırıdan iki gün önce görüştüğünü ve güvenlik riskleri üzerine konuştuklarını söyledi. İmran’dan, “Cihattayız ve bu noktada yalnızca Allah’a inanmalıyız” yanıtını aldığını söyledi. Parti politikalarında yer alan “uzun yürüyüş” kampanyasıyla “cihat” olgusunu eşdeğer tutan PTI, yakaladığı ivmeyi 4 Kasım günü cuma namazından sonra eylemler düzenleneceğini duyurarak taçlandırdı.

ATEŞLE OYNAMA

Pakistan hükümetinin ilk tepkisi, suikast girişimini kınamak oldu. Fakat İçişleri Bakanı Rana Sanaullah yaptığı açıklamada, “Bu, doğanın kanunudur. Ateşle oynarsanız, yanarsınız” dedi. Ulusal hükümet aynı zamana “Pencap eyalet hükümetinin ortak soruşturma komitesi kurması ve saldırıyı araştırması gerekiyor” açıklamasını yaptı.

Yaşanan saldırı eski Başbabakan’a Pencap eyaletinde tahsis edilen koruma kuvvetleriyle ilgili tartışmaları da alevlendirdi. Pencap eyaletinde iktidarda PTI hükümeti var.

KOMPLO TEORİLERİ

Saldırı hakkında bolca komplo teorisi okumak da mümkün. Saldırıyı bizzat PTI partisinin düzenlediği ve bununla İmran’a yönelik desteği arttırmanın amaçlandığı da bu söylentiler arasında. Sonradan siyasete atılan eski kriket oyuncusu İmran Han, son beş aydır yaptığı ikinci büyük hamle ile yeni bir kampanya başlattığını duyurmuş ve adını “hakiki azadi (gerçek özgürlük)” hareketi koymuştu. Karşı görüşte olanlar ise saldırının, Başbakan Şahbaz Şerif’in Çin’e yapacağı ziyaret öncesinde “dış güçler” tarafından istikrarsızlık yaratmak amacıyla kurgulanmış bir plan olduğunu öne sürüyorlar. Şerif, Çin’de Şi Cinping ile görüştü ve Çin-Pakistan Ekonomi Koridoru Projesi bir kez daha ivme kazanmış oldu.

Saldırı sonrası yayılan haberlerden bazılarına göre, suikast zanlısı temel motivasyonunun dini gerekçeler olduğunu öne sürmüş, İmran’ın yürüttüğü kampanyalarda ezan vaktinde dahi müzik çalmasına öfkelendiğini ifade etmişti. Pencap eyaleti valisi Salman Tasir’i öldüren Mümtaz Kadri’nin ifadesini akıllara getiren bu haberler, suikastın gerekçelerinin “siyaset mekanizması” dışında yer aldığı sonucunu doğuruyor.

BİLİNMEZLİK HÂKİM

İmran’ın destekçileri de saldırıya tepki vermekte gecikmediler. Ülkenin dört bir yanında eylemler düzenlendi ve eylemciler saldırının “çizgiyi aştığını,” İmran için canlarını vermeye hazır olduklarını ifade eden sloganlar attılar. İmran’a verilen desteğin artması ve hükümete yönelik öfke, ülkedeki istikrarsızlık tehlikesini arttırdı ve geleceğe dair bilinmezler yarattı.

Geçmişte bu tür istikrarsızlık durumları Pakistan ordusu tarafından bastırılıyordu. Ordu, ülkede yasaların ve düzenin koruyucusu gibi davranıyordu. 75 yıllık Pakistan egemenliği boyunca ülkede ne zaman istikrarsızlık olsa, ordu siyasete doğrudan ya da dolaylı şekillerde müdahale etmişti. Müdahalenin meşru gerekçeleri olmadığında ya da müdahale kamuoyu nezdinde kabul görmediğinde bile siyasetçiler ve toplum ordu müdahalesine boyun eğmiş ve çözüm sürecini ordunun çizdiği çerçevede ele almıştı.

KUTUPLAŞMA ARTTI

Fakat günümüz Pakistan’ında, siyasi ve toplumsal kutuplaşma geçmişte görülmemiş boyutlara ulaştı. Ordunun bu rolü üstlenmesi artık mümkün olmayabilir. Askeri kurmaylardan Kamer Cavit Bajva, mevcut krizde ordunun tarafsız kalacağını öne sürdü.

İstikrarsızlığın sürdüğü ve ordunun siyasete müdahil olduğu bir senaryoda, İmran’ın destekçilerinin vereceği tepkinin, toplumun geçmişte benzer durumlarda verdiği tepkiden farklı olma ihtimali oldukça yüksek. İmran’a yönelik suikast girişimi, insanların kendilerine uyguladıkları “otosansürü” büyük ölçüde ortadan kaldırdı.

İnsanlar Peşavar Kolordusu Karargahı önünde de eylemler düzenlediler. Bazı eylemcilerin attığı sloganlarda terörizmin arkasında “üniformalıların” olduğu söyleniyordu. Geçmişte bu tür keskin yorumları ancak “Paştun Koruma Hareketi” gibi gruplardan duyabilirdiniz.

Şimdilerde ise bu tür iddiaların farklı çağrışımları oluyor. Ordunun Pakistan siyasetindeki rolünü sık sık eleştiren Pakistanlı gazeteci Eşref Şerif, Kenya’da kısa süre önce öldürüldü. Suikastı tertipleyenin Pakistan ordusu olduğu, sık dile getirilen bir iddia oldu. İstihbarat Dairesi Genel Müdürlüğü bir basın toplantısı düzenleyerek iddiaların asılsız olduğunu söylemek zorunda kaldı.

Bu tür gelişmeleri hesaba kattığımızda, askeri yönetimin siyasete doğrudan müdahil olmaktan kaçınması olası görünüyor. Olası bir netice, Pencap ve Hayber Pahtunhva eyaletlerinde bir tür olağanüstü hal ilan edilmesi olabilir fakat bu seçenek de İmran destekçilerini öfkelendireceği için pek ihtimal dahilinde görünmüyor.

Pakistan, siyasi açıdan karanlık sulara doğru ilerliyor.

SALDIRININ OLDUĞU YERDEN BAŞKENTE DOĞRU YÜRÜYÜŞ

Eski Pakistan Başbakanı İmran Han, saldırıya uğradığı Vezirabad şehrinden başkent İslamabad’a yürüyüş başlatılacağını açıkladı. Ulusal basındaki haberlere göre, Lahor’da tedavi gördüğü hastanede basın mensuplarına açıklamada bulunan Han, liderliğini yaptığı Pakistan Adalet Hareketi Partisi’nin (PTI), Vezirabad’dan 8 Kasım’da yürüyüş başlatacağını, kendisinin de Ravalpindi’den dahil olacağını söyledi. Han, her gün televizyonlarda konuşma yapacağını ifade ederek, “Yürüyüşe Ravalpindi’den liderlik edeceğim. Ravalpindi’ye varılması 10-15 gün sürecek” dedi.

Çeviren: Fatih Kıyman
Kaynak: The Conversation