Koronavirüs salgınında alınan önlemler, kadınların hayatlarında köklü değişimlere neden oluyor. Kadınların yıllardır sürdürdüğü eşitlik mücadelesinin kazanımları her geçen gün geriye düşüyor.

Pandemide cinsiyet eşitliği tehdit altında

Özde Çelikbilek

Birleşmiş Milletler’in (BM) yayımladığı raporlara göre, kadınların yıllardır elde ettikleri kazanımlar, salgın koşullarının getirdikleri nedeniyle geriye düşebilir.

Yaş, eğitim durumu fark etmeksizin dünyanın dört bir yanında kadınlar, mevcut ya da eski partnerleri tarafından fiziksel ve cinsel şiddete maruz bırakılıyor, şikayet etme seçenekleri daralıyor. Yine yapılan araştırmalarda kadınlar, hükümetlerin uyguladığı zorunlu kapatmalarda ev işi ile çocuk, hasta bakım yükünü erkeklere göre daha fazla yükleniyor. Erkeklere oranla daha yüksek oranda işsizlik tehdidiyle baş başa bırakılıyor.

İŞ YÜKÜ ARTTI AMA GELİR AZALDI

Covid-19 salgınının etkileri sadece sağlık alanında değil ekonomik ve sosyal alanda da birçok yıkıcı etki yarattı. BM ve ona bağlı kuruluşların hazırladıkları raporlar, zorunlu karantina ve ekonomideki daralmalar nedeniyle kadınların ücretsiz işlerde erkeklerden daha fazla sorumluluk aldığını ortaya koydu. İşten çıkartmaların erkeklere oranla daha fazla olduğu görüldü. Aynı şekilde evi içi çocuk, hasta ve yaşlı bakımında ücretsiz emek sömürüsünün arttığı gözlemlendi. Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) hazırladığı raporlarda, işten çıkartmalarda üçte ikisinin kadın olduğu yönünde sonuçlara işaret etti. İşten çıkartmaların yaygın olmasının en büyük nedenlerinden biri, kadınların kayıtdışı çalışmanın yaygın olduğu hizmet, turizm gibi sektörlerde daha fazla istihdam edilmesi olarak gösterildi.

BİLDİRİLENDEN FAZLA ŞİDDET VAKASI

Salgının başladığı günden bu yana dünyada 243 milyondan fazla kadın cinsel ve fiziksel şiddete maruz kaldı. Salgın döneminde kadınların yaşadığı şiddet “yakın ilişkide olduğu partnerleri” tarafından gerçekleştirildi. Bu sayılarda salgınla birlikte beş kat artış gözlemlendi. Salgının neden olduğu karantina kararları birçok kadını evlerine hapsetti ve onları daha büyük ev içi şiddet riskiyle karşı karşıya bıraktı.

Ülkelerden gelen raporlar, yardım hatlarına, kadın sığınma evlerine ve polise bildirilen aile içi şiddet vakalarında artış olduğunu ortaya koydu.

Raporda verilen bilgilerin birçoğunun tam sayıları yansıtmayacağının altı çiziliyor. Bunun en büyük nedeni, COVID-19 salgınında yardım hatlarına “ulaşabilen” kadınların veri alınması oldu. Bazı ülkelerde, bildirilen ev içi şiddet olaylarının sayısında, kadınların sınırlı mahremiyete sahip olmaları ve cep telefonlarına erişememe gibi nedenlerle azalma olabileceği tahmin ediliyor.

***

Güvencesiz göçmen kadınlar korkuyor

Salgın koşullarının en güvencesiz nüfuslarından birini ise kadın göçmen işçiler oluşturuyor. Kadın göçmen işçilerin çoğu kayıt dışı ekonomi aracılığıyla istihdam edildiği için sağlık hizmetlerine erişme imkanları sınırlı. Salgın döneminde artan çalışma saatleri, cinsel şiddet karşısında hizmetlere ve hukuk kanallarına erişimin azalması, kadın göçmen işçilerin en büyük sorunu olarak ortada duruyor. Kayıtdışı veya düzensiz göçmen işçiler, seslerini yükselttikleri takdirde tutuklanmaktan veya sınır dışı edilmekten korktukları için şikayet etmedikleri bildirildi.

***


Mücadelede önde, liderlikte geride

Koronavirüs salgınına karşı en önde mücadele eden hemşirelerin yüzde 85’i kadın. Ancak raporlarda kadınların bu krizde liderlik gruplarının bir parçası olmadığı görüldü. Büyük oranda kadınların istihdam edildiği sağlık sektöründe dahil, liderlik pozisyonlarındaki görünürlükleri erkeklerden daha geride. Toplanan verilerde, COVID hakkında kamuoyuna açıklama yapan her üç kişiden sadece biri kadın.