Faiz kararı, toplumun tüm kesimlerini etkileyecek yeni bir dönemin başlangıcı oldu. Toplumun tüm kesimleri, pahalı para döneminin kaybedeni olacak. Durgun ve yüksek enflasyonlu yeni dönem erken gelecek.

Para artık çok daha pahalı

Havva GÜMÜŞKAYA

31 Mart'taki yerel seçimler öncesinde sabit tutulacağı beklenirken artan döviz talebi ve enflasyondaki yükseliş Merkez Bankası’nı faiz artırmaya zorladı. Son kararla yüzde 50’ye çıkarılan faiz oranı Türkiye’yi en yüksek faize sahip ülkeler arasında Arjantin’in ardından ikinci sıraya yerleştirdi. Böylece Türkiye’de para daha da pahalı hale geldi. Bu durum toplumun tüm kesimlerini etkileyecek yeni bir dönemin başlangıcı olacak. Yüksek faizlerle birlikte durgunluk ve yüksek enflasyonun aynı anda yaşanması bekleniyor.

Faiz kararının ilk mağdurları kredi faizlerinin yüksekliğine rağmen yaşamını sürdürmek için borçlanmak zorunda kalan yurttaşlar olacak. Borçlanmanın maliyetinin artmasıyla dar gelirlileri daha zor günler bekliyor. Bankaların bireysel kredi ve kredi kartları nedeniyle vatandaşlardan olan alacaklarının bakiyesi 2 trilyon 903 milyar liraya kadar çıktı. Batık tüketici kredilerinde yılbaşından bu yana 9,2 milyar liranın üzerinde artış gözlendi.

KOBİ’LER ZORLANACAK

Finansmana erişim maliyetlerinde yaşanan artış KOBİ’ler başta olmak üzere kredilerle ayakta kalmaya çalışan şirketler için de şartların zorlaşması anlamına gelecek. Çünkü faiz kararı ile birlikte şirketlerin kullandıkları kredinin yıllık faiz maliyeti yüzde 70’leri aştı. KOBİ’lerin bankalara olan kredi borcu 15 Mart haftası itibarıyla 3,5 trilyon lira seviyesine ulaştı.

Finansman zorlukları yeni şirketlerin kurulmasının önünde de engel oluşturacak. Mevcut durum da yeni işlerin kurulmasında gerileme yaşandığını gösterdi. Bu yılın ocak-şubat döneminde kurulan şirket sayısı, geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 12,2 azalışla 20 bin 810'a geriledi. Aynı dönemde kapanan şirket sayısı ise yüzde 32,3 artışla 3 bin 631'e yükseldi.

SANAYİDE ÜRETİM ZAYIF

Ayrıca borçlanma maliyetlerinin yüksek olduğu bu dönemde sanayi üretimindeki zayıf performansın da önümüzdeki aylarda büyüme ve istihdam verilerini olumsuz etkilemesi bekleniyor. En son açıklanan verilere göre sanayi üretim endeksi, ocakta aylık bazda değişmedi, yıllık bazda yalnızca yüzde 1,1 artış gösterdi.

∗∗∗

FAİZDE YAŞANAN DEĞİŞİKLİKLER

• 2010-2018 arasında politika faizi genelde istikrarlı seyrederken 2014’te bir defa yüzde 4,5’ten yüzde 10’a yükseldi.

• 2018 ortasına kadar faiz yüzde 10’un üzerine çıkmadı.

• Haziran 2018’de yüzde 16,5’e yükselen faiz Rahip Brunson krizinden sonra keskin bir şekilde yüzde 24’e çıkarıldı. 2019 ortasına kadar yüzde 24 bandında kaldı.

• Mart 2021’de Naci Ağbal, politika faizinin yüzde 19’a çıkarılmasının ardından görevden alındı.

• Ocak 2010-Haziran 2023 arasında en yüksek politika faizi oranı yüzde 24 oldu.

• “Yeni ekonomi modeli” adı altında düşük faiz politikasıyla faiz oranı kademeli olarak yüzde 8,5’e kadar geriledi.

• 14-28 Mayıs seçimlerinin ardından Hazine ve Maliye Bakanlığı koltuğuna Mehmet Şimşek’in oturmasıyla “rasyonel zemine” dönme çabaları başladı.

• Bu dönemde hazirandan itibaren TCMB her ay faiz artışına giderken ocakta oran yüzde 45’e kadar çıktı.

• Şubatta verilen aranın ardından Mart’ta yüzde 50’ye çıkarıldı.