"Nas var" diyerek faize karşı çıkan AKP iktidarında, seçimlerin ardından ikinci kez faiz artışına gidildi. Ekonomi yönetiminin faiz artırımlarındaki amacının sıcak para çekmeye yönelik olduğu bir kez daha açığa çıktı.

Para Körfez’den, enflasyon MB’den
Fotoğraf: Depo Photos

BirGün/ANKARA

Merkez Bankası (MB), seçimlerin ardından ikinci faiz kararını açıkladı. MB politika faizini yüzde 15'ten 250 baz puan artırarak yüzde 17,50 seviyesine çıkardı. Politika faizindeki artışın ardından kredi kartı ve kredli mevduat hesaplarında (KMH) da faiz tavanı yükseldi. 1 Ağustos itibarıyla kredi kartı ve KMH faiz tavanı aylık yüzde 1,91’den 2,13’e çıkacak. Ticari krediler için tavanlar ise 37,8’e yükseldi.

MB karar metninde Türkiye'de yakın döneme ilişkin göstergelerin enflasyonun ana eğiliminde yükselişin sürdüğüne işaret ettiğini, bu gelişmede yurt içi talepteki güçlü seyir, ücret ve kur kaynaklı maliyet yönlü baskılar ile hizmet enflasyonundaki katılığın belirleyici olduğunu kaydetti. MB, bunlara ek olarak vergi düzenlemeleri ve fiyatlama davranışlarındaki bozulmanın da enflasyon üzerinde ilave olumsuz etki yapacağını öngördü. Ekonomistler vergi artışları ve TL’deki değer kaybı ile TÜFE’nin yılsonuna kadar yükselişini sürdürerek yüzde 60’a doğru çıkması bekleniyor. MB’nin 2023 sonu için TÜFE tahmini yüzde 22,3 seviyesinde bulunuyor.

KÖRFEZ ETKİSİ

Körfez ülkeleri ile yapılan anlaşmaların ardından gelen faiz kararından sonra MB, doğrudan yabancı yatırımlar, dış finansman koşullarındaki belirgin iyileşme, rezervlerde süregelen artış ve turizm gelirlerinin desteğiyle cari işlemler hesabındaki dengelenmenin fiyat istikrarına güçlü katkıda bulunacağını ifade etti.

Erdoğan’ın gerçekleştirdiği Körfez turunda çeşitli anlaşmalara imza atıldığı açıklanmıştı. BAE ile açıklanan 50,7 milyar dolarlık anlaşmalara Suudi Arabistan ve Katar için henüz resmi tutar açıklanmayan anlaşmaların da dahil olacağını tutarın bu nedenle tarihte ‘eşi görülmemiş’ miktarlara işaret ettiği ileri sürülüyor.

Faiz kararı öncesi 27 lira seviyelerine çıkan dolar/TL, sıcak para haberleriyle karar sonrası aynı seviyelerde kalmaya devam etti.

MB Başkanı Gaye Erkan

SICAK PARAYA BAĞIMLI

Öğretim Üyesi Doç. Dr. Atilla Çifter, MB kararında BAE’den geleceği söylenen bu sıcak paranın, önemli bir faktör olarak değerlendirildiğini söyledi. Doç. Dr. Çifter, sıcak paranın bir para politikası aracı olmadığını ve para politikasının yerine geçemediğini belirtti. Hem MB Başkanı Hafize Gaye Erkan hem de Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in yatırım bankacısı kökenli olduklarını hatırlatan Çifter, “Alınan para ve maliye politikası kararları, rasyonel zemine işaret etmiyor. Her iki politika sıcak paraya bağımlı bir istikrar programı tablosu çiziyor” değerlendirmesini yaptı.

Vergi artışlarıyla birlikte temmuz enflasyonunun rekor düzeyinde geleceğini öngören Çifter’e göre, özellikle akaryakıt fiyatlarında vergi artışı ve döviz kurunun etkisi ile maliyet enflasyonu önemli bir risk olarak öne çıkacak. Çifter, Para Politikası Kurulu'nun faiz oranlarına ilişkin açıklamasında fiyatlama davranışlarındaki bozulmanın kontrol altına alınmasından söz etse de sınırlı faiz artışı enflasyon ile mücadelede para politikasının etkisizleştirildiğini söyledi.

AŞIRI ÖLÇÜDE TL VERİLDİ

MB rezerv biriktirirken piyasaya aşırı ölçüde TL verdiğini belirten Çifter, “Bu nedenle parasal sıkılaştırmadan da söz edilmesi mümkün değil. Diğer yandan 28 Mayıs tarihinde 20 TL altında olan dolar kuru iki ay olmadan 27 sınırına geldi. Sınırlı faiz artışı TL'nin önümüzdeki günlerde daha fazla değer kaybetmesine neden olabilir. Döviz kuru ve enflasyon gecikmeli olarak birbirini etkiliyor, etkisizleştirilen para politikası ve yüklenen dolaylı vergiler ile bu döngünün hızlanarak enflasyonun kontrol dışına çıkmasına neden olabilir” rdedi

Enflasyonla mücadele edilmediğinin altını çizen Ekonomist Güldem Atabay, Erdoğan’ın müdahalelerinin devam ettiğini kaydetti. Atabay, “Karar metninde önümüzdeki dönemde enflasyondaki ana eğilimin yükseliş olduğu söyleniyor. Doğrudan yatırımlara vurgu yaparak bunun enflasyonla mücadelede fayda sağlayacağını söylüyorlar. Bahsettikleri enflasyonla mücadele aslında sıçrayıştan sonra tekrar baz etkisiyle bir iniş. Ancak baz etkisiyle düşüş bu kez seçimlere denk gelmeyecek. Yüzde 60’lara çıkıp oralarda kalıcı olduğunu göreceğiz tam da yerel seçimler zamanında. Yerel seçimlerden sonra baz etkisiyle düşüşecektir” ifadelerini kullandı.

Önümüzdeki hafta enflasyon raporu açıklanacağını hatırlatan Atabay, buradaki tahminlerin önemli olduğunu vurguladı. “Gaye hanımın konuşmasını ilk kez dinleyeceğiz” diyen Atabay, “Oradaki enflasyon beklentileri ne derece değişti onu göreceğiz. Heyecan verici pek bir şey görmeyeceğiz. Genel olarak, orta ve sabit gelirliler enflasyondan hasar göremeye devam edecek” şeklinde konuştu. Politika faizinin iki sene önceki seviyelere geldiğini anımsatan Atabay, şöyle konuştu: “Faiz bu seviyelerdeyken enflasyon yüzde 19-20 seviyesindeydi. Enflasyon kontrolden çıktı. Çok hızlı şekilde yükseldi ve yapışkan hale geldi. Belki faiz aynı yere geldi ama enflasyon 3-4 katına çıktı. Bu durum sabit gelirliler üzerinde çok önemli bir aşınma yarattı. Rezervler savruldu. KKM gibi bir saatli bomba devam ettirilmek zorunda. Yanlış para politikasıyla insanların hayatları çok daha zor bir noktaya geldi. Cari açık yükseldi, büyüme çok büyük dengesizlikler üzerine kuruldu. O nedenle bugün Körfez’de para arıyoruz. Bu duruma isteyerek getirildi. İsteyerek servet transferi yapıldı. Türkiye ekonomisi artık böyle yönetiliyor.”