Paris’teki Ahmet Kaya Kültür Merkezi’ne yönelik saldırı pek çok soru işareti barındırıyor: William M., kimler tarafından sokağa bırakıldı?, Fransız merciler neden bunu ısrarla basit bir ırkçı saldırı olarak görme çabasında?

Paris saldırısının düşündürdükleri
Fotoğraf: MA

Prof. Dr. Ali ARAYICI/Paris

Türkiye kökenli göçmenlerin yoğun olarak bulundukları “Türk Mahallesi” olarak bilinen Paris 10. Bölge’deki Enghien sokağında bulunan Ahmet Kaya Kültür Merkezi’ne yönelik saldırı arkada pek çok soru işareti bıraktı. Sokağa arabayla bırakıldığı bildirilen Fransız vatandaşı 69 yaşındaki William M., kimler tarafından buraya bırakıldı?, Silahı nereden aldı?, Bu ırkçı ve yabancı düşmanı bir kişinin yaptığı eylem midir? Saldırının ırkçılık ve yabancı düşmanlığından kaynaklandığı söylenebilir mi?, Yoksa daha derin bağlantıların olduğu bir terör saldırısımıdır? Asıl bu sorular üzerinde durulması ve düşünülmesi gerekiyor.

Irkçı ve yabancı düşmanı saldırganla ilgili elde edilen bilgilere göre kendisi devlet demir yolundan emekli eski bir tren makinisti. Eli silahlı saldırganın, daha önce de iki kez cinayete teşebbüs etmiş olduğu polis kayıtlarında yer alıyor. Özellikle, 2016 ve Aralık 2021’de işlenen iki cinayete teşebbüsten resmi adli kurumlar tarafından tanınıyor ve biliniyor. Paris Başsavcısı Laure Beccuau’ya göre katil adli servisler tarafından zaten biliniyordu.

IRKÇI SALDIRI MI TERÖR MÜ?

Soruşturma saldırganın geçmişteki saldırıları nedeniyle ırkçı ve yabancı düşmanlığı, cinayete teşebbüs, silahlı şiddetle ilgili mevzuatın ihlallerine odaklanıyor. Savcılık, "Bu durumun eklenmesi, müebbet hapis cezası olarak kalan azami cezayı değiştirmez" dedi. Adalet Bakanı Eric Dupond-Moretti, 24 Aralık’ta BFM-TV’ye "Fransa yasta" diyerek "doğası gereği iğrenç bir ırkçı suç ile bir terör eylemi arasındaki farkı hatırlatmak istedim: Fark, iddia edilen bir siyasi ideolojiye bağlı olup olmamanızdır" ifadelerini kullandı. Eric Dupond-Moretti, bu ayrımı yaparak, Ulusal Terörle Mücadele Savcılığı’nın (PNAT) şimdilik soruşturmayı üstlenmediğini belirtti. Fransa’daki Kürt Demokratik Konseyi (CDKF), bu duruma karşı çıktı.

İçişleri Bakanı Gérald Darman ise tetikçinin açıkça yabancılara saldırmak istediğini kaydetti. Ancak, "Bu insanları öldürmek isteyen katilin, özellikle Kürtleri hedef aldığı kesin değil” dedi. Ayrıca, yabancılara yönelik karakterize edilmiş bir saldırı olduğu açık olsa bile, herhangi bir siyasi bağlılığı olduğu kesin değil. Ancak, bunu adli soruşturma doğrulayacak" ifadelerini kullandı.

SOL IRKÇILARI SUÇLUYOR

Bu ırkçı silahlı saldırıdan dolayı NUPES (Halkın Yeni Ekolojik ve Sosyal Birliği) bileşenlerini oluşturan Boyun Eğmeyenler, Komünist Partisi, Sosyalist Parti, Yeşiller Partisi ve diğer sol örgütler; Ulusal Birleşme Cephesi başta olmak üzere tüm ırkçı ve faşist partileri suçluyor. Bu olayın, ırkçı ve faşist partilerin yönlendirilmesi ile meydana geldiğini dile getiriyor.

Irkçı silahlı saldırganın yargılanma biçimine bazı Kürt dernekleri ve Fransız sol siyasi parti temsilcileri sert tepki gösteriyor. Bunlar arasında eski Cumhurbaşkanı adayı ve Boyun Eğmeyenler’in lideri Jean-Luc Mélenchon, Paris’teki yürüyüşte yaptığı konuşmada “Burada bir tesadüf yok” diyerek saldırının suikast olduğuna işaret etti.

Bundan 10 yıl önce, Paris’in 10. Bölgesi’nde üç Kürt kadının katledilmesi ile 23 Aralık’taki katliam arasında bir bağ olduğunu vurgulayan Melenchon, “Bu terörist bir eylemdir ve Ulusal Anti-Terör Savcılığı’nın soruşturma başlatmasını istiyoruz” dedi. Aynı yargıyı CDKF sözcülerinden Agit Polat da paylaşarak şunları söyledi: “Saldırının terörist niteliğinin soruşturmaya dahil edilmemesi ve basit bir aşırı sağcının merkezimizde bu saldırıyı işlediğine bizi inandırmaya çalışmak kabul edilemez.”

KAMUOYU NE DÜŞÜNÜYOR?

Yaşananlar karşısında Fransa’da sağ ve sol kamuoyu bolünmüş durumda. Kamuoyunun büyük bir kesimi ırkçı olayı kınıyor. Bunun yanında gerek 23 Aralık’ta olay yerinde, gerekse de 24 Aralık’ta Cumhuriyet Meydanı’nda Fransız solunun da destek verdiği gösteri sırasında yaşanan şiddet onaylanmıyor. Ortaya çıkan görüntüleri Kürtlerin önemli bir kesimi de onaylamıyor. Bunun Kürtlerin bu ülkedeki mücadelesine ve imajına zarar verdiğini bizzat kendileri tarafından dillendiriliyor. Aşırı sağ ve merkez sağcılar yaşananlar sonrası Macron Hükümeti’ni ve yabancıları suçlamayı sürdürürken sol kamuoyu ise kanlı saldırıdan dolayı aşırı sağcı Ulusal Birleşme Cephesi’ni sorumlu tutuyor. Sol görüşlü Liberation gazetesinde Eve Szeftel tarafından yazılan “Kürtlere ırkçı saldırı: Emine Kara "Fransa’yı korudu, Fransa onu korumadı" başlıklı yazıda “Emine Kara, IŞİD’e karşı savaşırken yaralanmış olmasına rağmen Ağustosta siyasi mülteci statüsü verilmemişti” diye belirtiliyor.

Cumhuriyetçi kimliği ile bilinen Le Monde gazetesinde Christophe Ayad imzalı “Paris’te öldürülen Kürtler: 2013’teki üçlü cinayetin hayaleti” başlıklı yazıda on yıl önce öldürülen üç kadın Kürt aktiviste dikkat çekildi. Yazıda, cinayetlerin, Türkiye’de şiddetin peşini bırakmadığı Kürt topluluğunun öfkesini taşırdığı belirterek şöyle denildi: “Saldırılar Kürt toplumunun kendilerini korumamakla suçlanan Fransız devletine karşı öfkesini uyandırıyor. Münferit bir ırkçı suçtan çok, Türkiye’nin harekete geçtiği hipotezi onlara en güveniliri gibi görünüyor.”

ENGHIEN KATİLİ GÖREVDE

Komünist Partisi’ne yakınlığıyla bilinen l’Humanite Gazetesi’nde olay derinlemesine analiz ediyor. Choman Hardi’nin “Kürtleri düşünün” başlığı altındaki yazıda Kürtlerin ezildiği ve yok olmaya mahkum edildiği vurgulanıyor. CDKF Sözcüsü Polat da "Kürtlerin korunmaya ihtiyacı var " diyerek saldırının 60 Kürt kadının bir toplantı içinde bir arada olması gereken bir zamanda yapıldığına dikkat çekti. “l’Humanité’de Pierre Barbancey tarafından yazılan “Enghien Sokağının katili, Kürt militanlara karşı bir görevde mi? başlıklı yazıda, “Cuma günü Paris’te meydana gelen ölümcül saldırı, yabancı düşmanı bir delinin işi mi? Kürtler için bu saldırı, 2013 yılında üç siyasi aktivistin öldürüldüğü saldırıyı anımsatıyor” ifadeleri kullanıldı.

***

GÜVENLİK İÇİN BAŞVURU YAPILMIŞTI

Fransa’daki Demokratik Kürt Toplum Merkezi Dış İlişkiler Sözcüsü Berivan Fırat, saldırı öncesi tüm Kürt kurum ve derneklerinde güvenlik önlemlerinin alınması için İçişleri Bakanlığı ve Paris Valisi’ne başvuru yapıldığını söyledi. Fırat, "Başvuru dikkate alınsaydı katliam olmazdı" dedi.

***

TAKSİM’DE PROTESTO

Fransa’nın İstanbul konsolosluğu önünde saldırıyı protesto etmek isteyen sanatçı ve siyasetçiler polis müdahalesi sonrası gözaltına alındı. Gözaltına alınan 14 kişi daha sonra bırakıldı. Öte yandan Fransa’nın Ankara büyükelçisi Paris’teki eylemler nedeniyle Dışişleri Bakanlığı’na çağrıldı.

***

PARİS’TE BİNLER YÜRÜDÜ

Paris’te KCK Yürütme Konseyi Üyesi Emine Kara, Mehmet Şirin Aydın ve Abdurrahman Kızıl’ın hayatını kaybettiği saldırıya karşı bir araya gelen binlerce kişi yürüyüş düzenledi. Yürüyüşte ayrıca Paris’te 9 Ocak 2013’te Ömer Güney tarafından öldürülen Sakine Cansız, Fidan Doğan ve Leyla Şaylemez’in fotoğrafları da taşındı.