Salgın nedeniyle her gün on binlerce kişi yaşamını yitirirken zengin ülkeler aşı depolamayı sürdürüyor. Sınır Tanımayan Doktorlar Örgütü aşı patentlerinin kaldırılmasını ve yoksul ülkelerle paylaşılmasını istedi.

Patent öldürüyor

DIŞ HABERLER SERVİSİ

Covid-19 aşılarında patent, milyonlarca kişinin aşılara erişmesinin önündeki engellerden biri. Uluslararası tıbbi yardım kuruluşu Sınır Tanımayan Doktorlar Örgütü (MSF) Covid-19 aşılarında patent uygulamasının derhal sona erdirilmesi gerektiğini açıkladı.

ABD merkezli Associated Press’in haberine göre, koronavirüs aşılarının küresel üretiminin artması için şirketlerin patentlerden feragat etmesi gerektiğini savunan MSF, ilk olarak ekim ayında Hindistan ve Güney Afrika tarafından bu önerinin dile getirildiğini hatırlattı. ABD ve Avrupa Birliği (AB) gibi aşı üreticiliğine ev sahipliği yapan yüksek gelirli ülkelerin bu öneriye muhalefet ettiğini belirten MSF, patent kaldırılması işlemlerinin Dünya Ticaret Örgütü’nün (DTÖ) belirlediği uluslararası kuralları ihlal etmediğini savundu. MSF, Ticaretle Bağlantılı Fikri Mülkiyet Hakları Anlaşması (TRIPS) olarak bilinen patent haklarının yer aldığı sözleşmeye uygun bir şekilde aşının evrenselleşmesinin mümkün olabileceğini aktardı.

HAYAT KURTARALIM

MSF sözcüsü Dr. Maria Guevara, “ABD ve AB dahil olmak üzere aşı patentinin kaldırılmasına muhalefet eden tüm ülkeleri hayat kurtarmakla ilgilenmeye çağırıyoruz” açıklaması yaptı. DTÖ üyeleri de dün sanal bir toplantıda, koronavirüsle ilgili diğer tıbbi araçların üretilmesi için fikri mülkiyet haklarından feragat etme önerisini görüştü ancak toplantıdan sonuç alınamadı. Uluslararası Af Örgütü (Amnesty International) de “‘DTÖ aşıda patentleri kaldırmalı” çağrısı yaptı. Açıklamada, “Aşılamayı hızlandırmanın temel yolu DTÖ’nün patentleri kaldırması ve daha ucuz aşıları yine de temin edemeyebilecek daha yoksul ülkelere yönelik hibelerin desteklenmesidir” ifadelerine yer verildi.

ŞİRKETLERİN KÂR HIRSI

Dünya Sağlık Örgütü’nün verilerine göre, salgınla geçen bir yılda, zengin ülkelerdeki her dört kişiden biri yoksul ülkelerde ise her 500 kişiden biri henüz aşılandı. ABD merkezli sosyalist yayın Liberation News’te “Aşı ayrımcılığı: ABD, büyük ilaç kârları için dünyayı riske atıyor” başlığıyla yayımlanan yazıda, dünya nüfusunun yüzde 17’sine sahip olan Afrika’nın dünyadaki aşı dozlarının yalnızca yüzde 2’sini alabildiği hatırlatıldı. Yazıda şu ifadeler yer aldı: “Dünya Sağlık Örgütü, Afrika’daki birçok ülkenin 2024 yılına kadar yaygın aşıya sahip olmayacağı konusunda uyardı. Buna karşılık, üretilen 905 milyon aşı dozunun 209 milyonu ABD’de uygulandı. Batı Avrupa da benzer şekilde on milyonlarca doz uygularken, birçok Afrika ülkesi yalnızca onbinlerce doz alabildi. İlaç şirketleri ve hükümet yöneticileri, fikri mülkiyet hukukunun ‘ulusal güvenlik’ için hayati önemde olduğu konusunda ısrar ediyor ancak aslında sınıfsal çıkarlarını ve kâr haklarını koruyorlar. Milyonlarca hayatı kurtarmak için aşı ayrımcılığına ve aşı istiflemeye hemen son vermeliyiz.”

***

HİNDİSTAN GÜNLÜK VAKADA REKOR KIRDI

ABD ve Avrupa Birliği (AB) ülkelerinde aşılama planlamaları sonucu adım adım normalleşme hamleleri gelirken yurtiçi talepleri karşılamak için Astra-Zeneca aşı ihracatının askıya alındığı Hindistan’da günlük vaka sayısında ilk kez rekor kaydedildi. Ülkede önceki gün son 24 saatte 314 binden fazla Covid-19 vakası tespit edilmesi, şimdiye kadar dünya genelinde görülen en yüksek günlük vaka sayısı olarak kayda geçti. Covid-19 vakalarında en çok can kayıplarının yaşandığı bir diğer ülke olan Brezilya’da ise koronavirüsten hayatını kaybeden kişi sayısının ekim ayında 1 milyona ulaşabileceği tahmininde bulunuldu. Our World in Data’nın verilerine göre, 211 milyon nüfuslu ülkede yaklaşık 32 milyon kişi aşılandı. Aralarında Hindistan Komünist Partisi (Marksist), Brezilya Komünist Partisi-PCdoB ve Yunanistan Komünist Partisi’nin yer aldığı partiler “Aşı ve tedaviler ile ilgili tüm bilgiler uluslararası bilimsel örgütlere şeffaf olarak sunulmalıdır. Kâr hırsı ile insanların yaşamlarını kurban eden tekellere hep birlikte karşı duralım” şeklinde ortak çağrıda bulunmuştu.