Karadeniz’in güzel ilçelerinden Pazar’ın ev sahipliği yaptığı Pazar Kültür Sanat Evi, dayanışmayı, üretmeyi ve sosyalleşmeyi hedefine yerleştirdi

Pazar’da rüzgâr sanattan ve dayanışmadan esecek

Yunus Emre Ceren

Rize’nin Pazar ilçesinde açılan ve ilçenin havasını kültürden ve dayanışmadan yana estirecek olan Pazar Kültür Sanat Evi, önceki gün yoğun bir katılımla açıldı. ÖDP Başkanlar Kurulu Üyesi Alper Taş, gazeteci İsmail Saymaz, yazar Seray Şahiner ve sanatçı Cengiz Bozkurt’un da katıldığı açılışta sohbetler edilip söyleşiler yapıldı.

Biz de Pazar Kültür Sanat Evi’nin kurucularından Hatice Özgürbüz ile konuştuk. “Kültürel ve sanatsal etkinliklerin insanı güzelleştirdiğine” inandıklarını ifade eden Özgürbüz, “Yüzlerce yıllık geçmişi boyunca, onlarca medeniyete ev sahipliği yapan Pazar’ımıza yeni bir soluk verecek Kültür-Sanat evimizi açtık” diyor.

Nefes almaya ihtiyacımız vardı
Neden böyle bir mekâna ihtiyaç duyduklarını sorduğumuzda ise aslında hepimizin ortak bir sorununa değinerek cevap veriyor Özgürbüz: “İnsani değer ve ilişkilerin, giderek yozlaştırıldığı bu günlerde özellikle kadınlarımız, çocuklarımız ve gençlerimizle birlikte, nefes alabileceğimiz bir mekâna ihtiyacımız vardı.”

Kuruluş aşamasında büyük bir dayanışmanın olduğuna da vurgu yapan Özgürbüz, sıvasından boyasına, ahşap işlerinden temizliğine kadar her şeyi Pazar halkıyla yaptıklarını kaydederek sözlerini şöyle devam ettiriyor: “Kültür-Sanat Evi’mizi tıpkı kuruluşunda olduğu gibi dayanışma ile her gün daha da büyüteceğiz. Çeşitli atölyelerimiz ve kurslarımızla birlikte üreteceğiz. Yorulmadan her gün yeni şeyler öğrenerek, hayatı yeniden üreterek önce ilçemize sonra da bölgemize katkı sunmaya çalışacağız.”

Neşe ön planda
Kafelere ve okul üniformalarına sıkışan, üretemeyen, tüketim çılgınına çevrilmek istenen gençlere büyük bir alternatif sunması planlanan kültür evi, kadınları da hapsoldukları evden çıkarmayı amaçlıyor. ‘Belki pembe panjurlu değil ama içi sıcacık sevgi dolu’ diyen Özgürbüz sözlerini şöyle noktalıyor: “Birbirimizin gözlerinin içine bakarak konuşacağız, anlatacağız, tartışacağız. Neşe ile çalışarak yeni şeyler öğreneceğiz. Öğrendiklerimizi daha çok insana ulaştıracağız. Elden ele dilden dile ve biliyoruz ki evden eve. Özellikle kadınlar, çocuklarıyla birlikte çayımızı yudumlarken ihtiyaç duydukları konuşmalara ve dayanışmaya kavuşabilecekler. Sorunlarımızı paylaşacağız. Paylaşacağız ki çözüm üretelim ve hep birlikte kültür ve sanat üretimleri yapabilelim. Herkesi bu dayanışmaya ve etkinliklerimize katılmaya çağırıyorum.”