“Ha Bu Nasul Dev-Genç’tur Uşağum?” kitabı tanıtıldı. Ayrıntı’dan Kahraman: Biz fotoğraf çektirmeyi ve belgeleri saklamayı sevmezdik. Mümkün olursa bütün fotoğraflarımızı ve belgelerimizi yırtardık. Arşivin önemini yeni yeni anladık

Pazarlı devrimcilerin hikâyesi bu kitapta

YAŞAR GÖKDEMİR

Karadeniz’deki devrimci hareketin 80 öncesi en önemli merkezlerinden Rize Pazar’daki mücadeleyi anlatan, Mustafa Korkmaz’ın Ayrıntı Yayınevi’nden çıkan “Ha Bu Nasul Dev-Genç’tur Uşağum?” adlı kitabın tanıtım toplantısı Makine Mühendisleri Odası İstanbul Şubesi’nde yapıldı. Toplantının açılış konuşmasını Ayrıntı Yayınevi adına İlbay Kahraman yaptı. “Benim en büyük şikâyetlerimden bir tanesi devrimcilerin bir arşivinin olmaması” diyen Kahraman, “Bu, bütün devrimci hareketler için geçerli. Biz fotoğraf çektirmeyi sevmezdik, belgeleri saklamayı sevmezdik ve mümkün olursa bütün fotoğraflarımızı ve belgelerimizi yırtardık. Ama yıllar sonra bu tür kitaplar hazırlamak, belgelemek ihtiyacı hâsıl olduğunda aman bir fotoğraf bulalım, aman bir belge bulalım, nasıl bulalım nereden bulalım kaygısı oluştu. Ve sağ olsun Sedat Göçmen önümüzü açtı. ‘Karadeniz’den başlayalım’ dedi. Başladık ve belge yağmaya başladı.Şimdilerde hemen hemen bütün ilçelerin iddianameleri var, fotoğraflar var. Gelecekte eğer bir tarihçi çalışma yaparsa bu kitaplardan, bizim oluşturduğumuz arşivden, her şeyimizden yararlanarak tarihçiler bizim tarihimizi yazsın” ifadelerini kullandı.

Kahraman konuşmasını şöyle sürdürdü: “Sağolsun Mustafa, Pazar’daki arkadaşlarımızı unutmamaya yönelik bir şey yaptı. Bir şey daha yaptı; devrimciliğin ufak tefek adamlardan küçük dev adamlar yaratmak olduğunu bize hatırlattı. Ben Mustafa’yı uzun zamandır tanıyorum, açıkçası kitap önüme gelene kadar ‘yaa işte bundan bir şey çıkar mı’ falan diye düşünüyordum. Sonra kitabı elime aldığımda bayağı da iyi şeyler çıkmış. Hatta öyküleri okudum, bayağı iyi bir öykücü. Yani Pazar’dan yeni bir yazar daha çıkıyor. Bugüne kadar yayımladığımız öyküler, anılar var. Hepinizin anıları bizim için değerli, anılarınızı yazın unutulmasın. Söz veriyorum ben de yayımlayacağım.”

‘Herkesin bilmesini istedim’

Kahraman’dan sonra kitabın yazarı Mustafa Korkmaz bir konuşma yaptı. Korkmaz, “Mücadele içerisindeki anılarımı yazıyor, biriktiriyordum. Ancak bazı dostlarım ve arkadaşlarım ‘bencillik etme, herkes yaşanan yakın tarihi bilmeli’ deyince ben de herkesin bilmesini istedim” diye konuştu.

***

pazarli-devrimcilerin-hikayesi-bu-kitapta-428707-1.

Rize’de demokrat geleneği yeniden yeşerteceğiz

Tanıtım toplantısında söz alan Özgürlük ve Dayanışma Partisi Başkanlar Kurulu Üyesi Alper Taş, “Pazar, Rize bir bütün olarak devrimci demokrat birikimin yoğun olduğu yer. Şimdi buralarda büyük bir kuşatma var” dedi.

“Pazar eski Pazar değil, Rize de eski Rize değil. Şimdi doğal olarak uzun zamandır bu devrimci demokrat birikimi yani Azim Keskinlerin, Hüseyin Kansızların, Ahmet Uzunların, Bayram Ali Tatoğulların, bütün o arkadaşlarımızın geliştirdiği mücadeleyi bugünlere taşımak açısından çeşitli çalışmalar, çabalar içerisindeyiz” diyen Taş, şöyle devam etti: “Rize’de bütün ilçelerde gençlerin, kadınların ve çocukların kendilerini ifade ettikleri, bizim değerleri paylaştıkları, ürettikleri yerler, mekânlar açıyoruz. İşte Pazar’da kültür sanat evi açtık. Fındıklı da buna benzer mekânları çoğaltacağız. Çamlıhemşin’de, Rize’nin bütün ilçelerinde kültür evleri, sanat evleri, aydınlanma evleri ne dersek diyelim buna benzer çabalarımız artacak. Bu çabaları desteklemek açısından İstanbul’da Demokrat Rizeliler Derneği kurmayı amaçlıyoruz. Buradaki amacımız oradaki çalışmaları buradan beslemek, buradan dayanışmayı esirgememek.”

1 Mayıs’ı Rize’de kutlamak istediklerini söyleyen Taş, konuşmasını şöyle sonlandırdı:

“Yine geçtiğimiz günlerde yaptığımız Rizeli Devrimcileri Anma etkinliğinde bir karar verdik, bu yılki 1 Mayıs’ta Rize’de olacağız. Gelebilecek her arkadaş Rize’de olursa Rize Kent Meydanı’nda yıllar sonra ne kadar büyük olursa 1 Mayıs’ı kutlayalım istiyoruz. Rize’de devrimci demokrat fikirlerin yeniden güçlenmesi ve arkadaşlarımızın yıllar önce yaktığı o ışığın sönmemesi için hepimize görev ve sorumluluk düşüyor.”