‘Normalleşme’ye dönüşün başlangıcını temsil eden 2022, tiyatrocular için ekonomik krizin gölgesinde geçti. Sırtlarındaki borç yüküyle üretmeye çalıştıklarını belirten tiyatrocuların yeni yıldan beklentileri ortak: Tiyatro Yasası.

Perdenin ardında 2022: Sırtımızda borç yüküyle ürettik

Işıl ÇALIŞKAN

Pandemide çok kan kaybeden tiyatro emekçileri için 2022 yılı yaralara merhem oldu mu?” sorusuna “Evet” cevabını almayı çok isterdik. Ancak ne yazık ki öyle olmadı. “Normalleşme”ye dönüşün başlangıcını temsil eden 2022 yılı, tiyatro dünyası için var olan sorunları beraberinde getirirken yeni sorunları da doğurdu. Hemen her alana sirayet eden ekonomik kriz gerek salon kiralarına gelen zamlar, gerek yabancı yazarların oyunlarına ödenen ücretteki artış ile tiyatrocuları zora soktu. Ekonomik açıdan tersi söz konusu olsa da üretim açısından zengin bir seneydi. Tiyatrocular sırtında borç yüküyle de olsa seyirciyle buluşmaktan vazgeçmedi. Sigorta ve vergi sorunu ise bu yıl da çözülmedi. Sektör temsilcileri Tiyatro Yasası’nın zorunluluğuna dikkat çekiyor. Tiyatroculara nasıl bir yıl geçirdiklerini ve yeni yıldan beklentilerini sorduk. Tiyatro Kooperatifi’nde Yönetim Kurulu Başkanı Yeşim Özsoy, Tiyatromuz Yaşasın İnisiyatifi Yürütme Kurulu Üyesi Gizem Duman Şeşen, Oyuncu ve yönetmen Nezaket Erden ve tiyatro eleştirmeni, dramaturg Eren Aysan yanıtladı.

***

ÖRGÜTLENMENİN TADINA VARDIK

Tiyatro Kooperatifi Yönetim Kurulu Başkanı Yeşim Özsoy: Son iki senedir hiçbir şeyin normal olmadığı sert iklimli bir ortamdayız. 2022 ise bizim için normale dönüşün başlangıcını temsil etti. Sahnelerimiz kapandı pandemi sırasında büyük yaralar aldık. Pandemi öncesinde Tiyatro Kooperatifi olarak 34 tiyatroyu temsil ederken 26 sahnemiz vardı. Şimdi 75 tiyatroyu temsil ediyoruz ama 21 sahnemiz var ki bunlardan bir tanesi 2022’de aramıza katıldı, yani aslında 20 sahneye inmiştik. Sahne problemi 2022’nin temel problemlerinden biri oldu. Prova alanı dâhil her şey sıkıntı. Benzine gelen zamlar turne kapasitemizi, kiralara gelen zamlar mekân ihtiyaçlarımızı çok zora koştu. Kooperatif olarak Kültür ve Turizm Bakanlığı ve belediyelerle iletişimimiz tüm senelere göre çok daha arttı ama sürekli masaya koyduğumuz umutlarla ayrıldığımız toplantılardan yaşadıklarımıza göre çok az şeyler alarak çıktık. Hâlâ vergi sorunumuz büyük yük, tacir statümüz değişmedi, destek mevzuatı konusunda gelişmeler var ama yine de çok yetersiz, sahnelerimiz koruma altına alınmadı. Bu ve bunun gibi bir sürü sorun pandemiden yara alarak çıkan kahraman tiyatrolarımızın sırtında bir bıçak saplanmışçasına büyük yük. Yanı sıra giderek sayımız artıyor, örgütlenmenin tadına vardık ve hiç bırakmayacağız hissi 2022’nin güzel hislerinden biri oldu. Ayrıca sahnelere koşan, bizi kucaklayan, özleyen bir seyirciyle karşılaştık ve bu her şeyin üstünde, çok değerli oldu.

***

DERHAL BU DÜZEN DEĞİŞMELİ

Tiyatromuz Yaşasın İnisiyatifi Yürütme Kurulu Üyesi Gizem Duman Şeşen: 2022 yılında yaşadığımız ekonomik kriz elbette Tiyatroları fazlasıyla etkiledi. Kur farkı nedeniyle yabancı yazarların oyunlarının teliflerini ödeyemez olduk. Yakıta ve ulaşıma gelen düzenli zamanlar sayesinde turneler neredeyse imkânsızlaştı. Çoğu tiyatro tek kişilik ya da üç beş kişilik, az dekorlu oyunlar yapmaya başladı. Yerel yönetimler ne yazık ki sahne kiralarına fahiş zamlar yaptı. Zaman zaman satın aldıkları oyunların bütçeleri inanılmaz düşük. Özellikle çocuk oyunlarının fiyatları çok çok komik. O bütçeye depodan dekoru çıkaramazsın. Seyircisi küçük olunca bütçesi niye küçük oluyor yıllardır anlamıyoruz. Gırtlağımıza kadar vergi ödüyoruz. Pandemi döneminde yapılan vergi indirimler geri alındı. Tiyatro yasası çıkmadığı sürece bu sorunlar ne yazık ki devam edecek. Hepimizin sigortalı olması, seyahat özgürlüğünün olması, vergiden muaf olması gerekiyor. Yasa ile temel haklarımızı belirlemeli ve koruma altına almalıyız. Tiyatromuz Yaşasın İnisiyatifi’nin 2 senedir ciddi çalışmaları var. Meslektaşlarımızı en azından bu konuda birlik olmaya çağırıyorum. 2023 yılından umutluyum elbette umut olmazsa devam edemeyiz. Fakat gerçekçi olmamız gerek. Daha zor bir yıl bizi bekliyor. Derhal bu düzen değişmeli.

***

TÜRKİYE TİYATRO YASASI ŞART

Tiyatro eleştirmeni ve dramaturg Eren Aysan: Yıllardır kendini yaşadığımız coğrafyayı olgunlaştırmakla, iyileştirmekle yükümlü gören, adaletin önemini dayatan, daha gelişkin bir ülke, daha duyarlı bir toplum, daha sağlıklı bir çevre ve hayat adına sahneden seslenmeyi görev edinen tiyatro sanatı emekçileri, salgından sonra yeni yeni kendine gelmeye çalışıyor. Özel tiyatrolarda provalar ve seyirciyle buluşmalar başlamış gibi görünse de eski müzminleşmiş sorunların üstüne uzun süren işsizlik ve parasızlık eklendi. Ne yazık ki özel tiyatrolara dair bir yasa elimizde yok. Yönetmeliklerle idare edilmeye çalışılan, buna karşılık vergilerle boğuşulan bir çark söz konusu. Amatör tiyatrolar için de durum aynı. Öte yandan Devlet Tiyatroları’nın 5441 sayılı kuruluş hakkındaki kanunu eldeki tek yasa. Ama yasanın isterleri, (özel yasa, tüzük, yönetmelik) 1949’dan bu yana yapılamamış. Diğer yandan yeni yeni yaygınlaşmaya başlayan (Mersin Şehir Tiyatrosu, Antep Şehir Tiyatrosu, İzmir Şehir Tiyatrosu ve en son Edirne Şehir Tiyatrosu) belediyeden ödenekli tiyatrolar da onca sıkıntı ile karşı karşıya. Yine tiyatroyu ve tiyatrocuları savunan bir yasal düzenleme yok. Dahası bu boşluk nedeniyle tiyatrocular, bürokrasi ile kendi değerlerini korumak adına sürekli bir pazarlık masasında olmak zorunda. 12 Eylül sonrasında konservatuvarların ve yurt çapında denetimsiz çoğalan sanat bölümlerinin de YÖK denetiminde olduğunu belirtirsek içler acısı durum katmerleniyor. Sanat eğitimi alanında da yepyeni ve özgün bir adıma ivedilikle ihtiyaç var. Bütün bu yaşananlar bir kere daha bize geniş kapsamlı bir Türkiye Tiyatro Yasası’nın gerekliliğini ve zorunluluğunu acı acı hatırlatıyor. Hiç şüphesiz tiyatro insana dair en büyük yatırım. Kültürün bir toplumun inşası olduğu göz önüne alınırsa bize düşünce ve ruh zenginliği biçiminde geri döneceği mutlak! Bu nedenle yasal zemine bir an önce kavuşacağımız, bu sayede ülkemizde tiyatronun yaygınlaşmasını sağlam temellerle sağlayacağımız, tiyatrocular arasında ben-sen ayrımı olmaksızın birleşik bir hat kuracağımız bir yıl olsun. Öte yandan sansür ve otosansür sözcüklerinin boşa çıkarıldığı, işaretlenmiş sanatçılar için ifade verme kapılarının yerine yeni salon kapılarının açıldığı, oyuncuların desteklenmesinin bir kültür politikası haline dönüştürüldüğü verimli bir yeni yıl diliyorum.

***

HÂLÂ SAHNESİ OLMAYAN YERLER VAR

Oyuncu ve yönetmen Nezaket Erden: 2022 tiyatro sezonu pandemi sonrası, insanların bir araya gelebildiği her alanın kıymetini anladığı ve tiyatroya gitmenin bir ihtiyaç olduğunu fark ettiği bir sezon oldu. Hepimizin yalnız olmadığını hissetmeye ihtiyacı vardı. Üretimler ve seyirci sayısında artış oldu. Kapanan sahneler ve borç içinde üretmeye devam etmeye çalışan sahnelere seyircinin bir araya gelme çabası güç verdi. Ama giderek kötüleşen ekonomik koşullarda bir tiyatro oyununu üretip sahnelemek de, seyirciler için oyunları izleyebilmek de giderek zorlaşıyor. Yüklü elektrik faturalarıyla, artan kiralarla giderek borçlanan bazı tiyatrolar her an kapanma tehlikesi altında. Bu koşulların düzelmesini hayal ediyorum. Üretmek isteyenlerin desteklendiği, özgür bir üretim ortamı hayal ediyorum. Tüm Türkiye’de bir araya gelebileceğimiz koşullara sahip sahnelerin devlet tarafından inşa edilmesini ve kullanıma açılmasını hayal ediyorum. Tiyatro oyunu izlemek herkesin ihtiyacı ve hakkı. Gidebildiğimiz her yere turneye gitmeye çalışıyoruz ve hâlâ sahne olmayan bir sürü yer var. Hiç tiyatro oyunu izlememiş bir sürü insan. Umarım tüm Türkiye’de tiyatro izleme oranı artar. Bir araya gelebileceğimiz daha fazla alanımız ve imkânımız olur.

Not: Yarın yayıncılık dünyası anlatıyor