Pink Floyd’un kurucularından Roger Waters: “Neoliberal ekonomik politikalar bizi öyle zayıflattı ki isyan etmek bile zorlaştı…”


Birgün Dış Haberler Servisi

Efsane müzik grubu Pink Floyd’un kurucularından Roger Waters, müzik çalışmalarının yanı sıra insan hakları alanında sesini yükselten sanatçılardan biri. Özellikle İsrail-Filistin çatışması konusuyla ilgilenen ve Madonna gibi sanatçıları İsrail’de sahne almasını Filistin halkı adına kınayan Waters, yoksul ülkelerde sıtma ve iklim değişikliği gibi pek çok konuda mücadelesini sürdürüyor.

Bu hafta Al Jazeera’den Hoda Abdel-Hamid’e konuşan Waters, dünyanın içinde bulunduğu duruma dair bir dizi açıklamada bulundu. Dünya görüşünde Komünist Parti üyesi annesinin büyük etkisi olduğunu söyleyen Waters; dünyayı yöneten oligarkların ve onların Trump’tan, Biden’a “kuklalarının” hiçbirinin insan haklarına önem vermediğini belirtti. “ABD anayasası, kurucular tarafından, güç hiçbir zaman halkın eline geçmesin diye, çok dikkatli bir şekilde yazılmıştır” diye ekledi.

HEPSİ AVRUPA SÖMÜRGECİLİĞİ GELENEĞİNDEN GELEN KUKLALAR

Trump’ın ise “bilgiye, sevgiye, şefkate, geçmişe, geleceğe, coğrafyaya, ekolojiye, gezegenimize” değil, sadece “kendisine ve egosuna” önem verdiğini belirtti. Joe Biden’ın da daha iyi bir seçenek olmadığını “sadece kukla” olduğunu ve tüm bu isimlerin “Avrupa sömürgeciliği” geleneğinden geldiğini sözlerine ekledi.

FİLİSTİN HALKININ TEMEL İNSAN HAKLARINI SAVUNMAK ANTİ-SEMİTİZM DEĞİLDİR

Filistin halkının temel haklarını savunduğu için anti-semitik olmakla suçlanan Waters, kendisinin hiçbir zaman anti-semitik tek bir söz etmediği ve “büyük bir propaganda makinasının” bu algıyı yaratmaya çalıştığı cevabını verirken, İsrail’in Filistin halkına yönelik politikalarını eleştirmenin anti-semitizm olarak ele alınamayacağını belirtti.
Waters, İsrail politikalarını eleştirmenin anti-semitizm olarak adlandırılamayacağını, Güney Afrika’daki apartheid rejimi eleştirisi üzerinden anlattı: “Beyazlardan nefret mi ediyorsunuz? Hayır, nefret etmiyorum. Sizin kurduğunuz sistemden (apartheid) nefret ediyorum. Derinizin rengine, dininize karşı değilim, Yahudilere karşı olmadığım gibi… Biliyorsunuz, ben bir ateistim. Sizin yarattığınız mistifikasyona dahil olamam, hiçbir İbrahimi dine ya da herhangi bir dine dahil olamam. Bana hiçbir anlam ifade etmiyor. Ama insanlara, inanmak istedikleri şeylere inanamayacaklarını söyleyebileceğimi hayal bile edemiyorum”
Dünyada yaşanan sürecin “tam anlamıyla ‘1984’ romanı” olduğunu belirten Waters, içinde bulunduğumuz sürecin halk ile “günde 24 saat, haftada 7 gün yalanlar söyleyen Hakikat Bakanlığı” arasında bir mücadele olduğunu vurguladı. Waters, mücadele etmeye devam edeceklerini söyleyerek, “Eğitime ihtiyacımız var. Sağlık sistemine ihtiyacımız var. Neoliberal ekonomik politikalar bizi öyle zayıflattı ki bizim için isyan etmek bile zor. Bu nedenle (…) ‘Siyah Hayatlar Önemlidir’ protestolarına teşekkür borçluyuz” diye konuştu.