40 yıldır neoliberal politikalar ve Pinochet anayasasının tahakkümü altında yaşamak zorunda kalan Şili yeni bir dönemeçte. 4 Eylül’de referanduma gidecek olan halk, yeni anayasayı oylayacak. Şili Üniversitesi’nden Doç. Dr. Helss, “1980 Anayasası tarihe gömülecek" dedi.

Pinochet anayasası tarihe gömülecek

Umut SERDAROĞLU

Şili'de askeri diktatörlük döneminden kalma anayasanın yerine yenisini yazmak için seçilen Kurucu Meclis çalışmalarını tamamlamak üzere. Faşist General Augusto Pinochet döneminde 1980’de hazırlanan anayasa kökten değiştiriliyor. Yaklaşık bir yıl önce başlayan anayasa yazım süreci tamamlandı. Pek çok kazanımı barındıran anayasa 4 Eylül’de referanduma sunulacak. Yeni anayasayı ve yapım süreci üzerine merak edilenleri Şili Üniversitesi’nden Siyaset Bilimci Doç. Dr. Claudia Heiss’e sorduk.

Anayasadaki genel değişikliklerden bahseder misiniz?

Şimdiki anayasa ile 1980 anayasası arasında çok büyük farklar var. İlk olarak sosyal haklar konusunda önemli değişikliklere gidilecek. Sosyal haklar kurucu meclis tarafından yeni anayasada güçlü bir şekilde vurgulanmaya çalışıyor. Hazırlanan anayasa Şili’yi sosyal devlet olarak kabul ederken, 1980 Anayasası’nda sosyal hakların sağlanmasında devletin rolü küçüktü ve kamu hizmetlerinin sağlanmasında ayrıcalıklı kişilere öncelik veren girişimlere açıktı. Zaten yeni anayasa bunu temelinden ortadan kaldırmaya yönelik bir oluşum içerisinde. Diğer önemli farklılık ise siyasi hükümler. Pinochet Anayasası’nda yerli gruplara yönelik büyük ayrımcılıklar içeren, dışlayıcı maddeler yer alıyordu. Yeni anayasada ise daha bütünleştirici, politik sistemi daha çoğunlukçu yapma girişimi var. Diğer taraftan eski anayasa çok katı ve içerisindeki maddelerin değiştirilmesi zorken, yeni anayasa daha esnek bir özelliğe sahip çünkü daha esnek, daha çoğulcu bir politik sistem kurma amacında.

Somut olarak yapılan değişiklikler neler?

Şili, bakıldığında 40 yıldır demokrasiden uzak, sıkıntılı ve ihlallere açık bir yönetim biçimine sahipti. Bunun temelinde Pinochet’in kurduğu sistem vardı. Bu yüzden yeni anayasada değiştirilmesi gereken birçok nokta var. Değiştirilecek bir başka sistem olarak politik yapı güçlü bir şekilde merkezileştirilmesi diyebiliriz. Bu yüzden bölgesel yönetimlerin çok bir gücü yoktu. Yeni anayasa ile planlanan ise ülkenin merkezi devlet olarak kalması ancak bölgelere çok daha fazla özerklik ve daha fazla güç tanınması. Uzun zamandır ayrımcılıkla karşılaşan yerli gruplara karşı, cinsiyet eşitsizliğine karşı pozitif ayrımcılık yaratacak bir sistemin sinyalini veriyor. Yayımlanan taslakta yerel gruplar için özerklik seviyeleri ve cinsiyet perspektif beyanına sahip olacağı yer alıyor. Bu iki konu şimdiye kadar taslağın pek çok farklı maddesinde bulundu.

Şili köklü bir rejim değişikliğine gidiyor değil mi?

Hâlihazırda onaylanmış dört yüzü aşkın madde var ancak nihai taslağı oluşturma süreci hâlâ devam ediyor. Ayrıca mevcut sistemden hazırlanan sisteme nasıl geçileceğine karar verecek olan geçiş komisyonu da taslakta tanımlanıyor. Ayrıntılara indiğimizde siyasi rejimdeki başkanlık sisteminde de değişiklik olduğunu görüyoruz. Yeni sistem şimdiki başkanlık sistemini andırıyor ancak daha simetrik bir yapıda. Bu yapıyla beraber yasama, yürütme ve yargıda da büyük değişikler olacağı öngörülüyor. Değişen bir başka şey ise mevcut senatonun işlevi. Senato bölge meclisleri olarak bölünecek ve bölgelerde merkezi yönetime göre daha fazla temsil edilme olacak. Böylelikle yönetim farklı bileşen ve işlevlere de sahip olacak. Ancak anayasanın ilan ettiği bu genel yönelimin ayrıntılarını yasallaştırmak zorunda kalacak olan ise kongredir. Dolayısıyla, anayasanın genel anlamda ilan ettiği, ancak yetkiyi kongreye götürmek ya da ayrıntıların tek başına söylenmesini talep etmekten daha fazla değişiklik var.

pinochet-anayasasi-tarihe-gomulecek-1018402-1.

Anayasayı yazanlar arasında çok farklı kesimlerden kişiler görüyoruz. Anayasa yazım sürecine değinebilir misiniz?

Kurucu Meclis’in çok önemli bir yeri olduğunu düşünüyorum. Kurucu Meclis öncelikle anayasa kongresinde anayasanın yazılması için müzakerelerin bir parçası. Kurucu Meclis’in içerisinde çok farklı gruplardan temsilciler yer alıyor. Örneğin Şili’de ilk defa yerli grupların siyasi temsilcileri kurucu meclisin içerisindeler. Aynı zamanda cinsiyet eşitliği de söz konusu. Diğer taraftan kurucu mecliste kongrede olduğu gibi sadece üst gelirliler bulunmuyor. Farklı sosyo-ekonomik düzeyden birçok katılımcı var. Şili Kongresi, farklı siyasi partilerin oluşturduğu elit yapıda bir oluşum. Kurucu meclis bu yüzden daha çok halka hitap eden bir oluşum içerisinde. Topluma çok daha benzer bir yapıda olduğunu söyleyebiliriz ve siyasi parti üyeleri tarafından geleneksel siyasi örgütlenme temsilinden çok daha azını oluşturuyor. Kurucu meclisin üçte ikisini toplum içerisinden kişiler oluştururken, üçte birini siyasi partilerin temsilcileri oluşturuyor. Bu üçte ikisinin yarısını ise belirli sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri oluşturuyor. Bunların içerisinde çevre örgütlerinden, kadın hakları örgütlerinden, taban örgütlerden kişiler var. Diğer yarısı ise siyasi partilere üye olmayan ancak geçmişte partiler ile ilişkisi olan kişiler. Geri kalan üçte biri ise parti temsilcileri. Böyle bir dağılımın olmasının nedeni anayasa yapım sürecinin toplumsal bir patlama, eski anayasaya yönelik bir başkaldırıyla meydana gelmesi.

Sokağın sesinin rengini verdiği bir süreçten bahsediyorsunuz...

Anayasa yapım sürecine yol açan toplumsal patlama ve sokaklardaki insanların tepkileriydi. Siyasi partiler ya da siyasi aktörler tarafından tetiklenen bir süreçten bahsetmiyoruz. Aylar süren ayaklanmalar ve toplumsal patlama özellikle alım gücünün düşüşü ve yıllardır süregelen siyasi çalkalanmaların eseriydi. Siyasi elitlerin söylemleri ise toplumsal hareketin kontrol edilemez hale gelmesine yol açmıştı. Bu olaylar geleneksel siyasetten daha farklı, daha temsili bir anayasa yapım sürecine yol açtı. Bu sistem sayesinde belirli bir sosyal harekete mensup, daha önce sesini çıkartamayan kişilerin de amaçlarına ulaşması için ilk defa bir sistem oluşmasına, Anayasa komisyonu içerisinde birçok sorunların tartışılıp, ona göre düzenlenmesine yol açtı.

Yeni anayasadaki dikkat çekici kararlardan birisi de işçilerin şirketlerin karar alma süreçlerine katılacak olması. Bu karar neden önemli?

Bu madde anayasanın değişen kurallarından birisi. Yeni anayasa, geçmişin sorunlarını çözmeye çalışıyor. Bununla beraber kamu kurumlarının ve özel kurumlar arasındaki dengesizliğin çoğunun çözüldüğünü düşünüyorum. Eski anayasanın açtığı sorunlardan biri işçi ve işçi sendikaları ile ilgiliydi. Anayasanın liberal yapıda olması işçilerin müzakere kapasitesini engelliyor, emek gücüne son derece düşmanca yaklaşıyordu. Yeni anayasayla birlikte ise Şili’de nerdeyse ortadan kaybolan işçi sınıfı ve sendikaların daha rahat nefes almasına, daha geniş alanlar sunması hedefleniyor. Bu imkanların sağlanması tabii ki neo-liberal politikaları sistemden çıkartıp daha sosyal demokrat bir modelle gerçekleştirilebilecekti.

Genel olarak sağcıların yeni anayasaya karşı çıktığını biliyoruz. Bu durum anayasanın referandumdan geçmesine engel olur mu?

Bence muhalefetin bir kısmı da artık eski anayasanın etkili olmadığını biliyor. Siyasi sistemin artık bir geçerliliği ve güvenilirliği olmadığı ortada. Burada sağın asıl korkusu kurucu meclisin çoğunlukçu olması çünkü bizde çok parçalı bir politik sistem var. Daha fazla gruba temsil verilmesi, yönetilebilirlik sorunlarına yol açabileceğini düşünüyorlar. Daha öncede söylediğim gibi bu anayasa geçmişteki çoğu sorunu çözüyor ama muhtemelen şimdiye kadar yaşamadığımız yeni sorunları da beraberinde getirecek. Ancak yönetilebilirlik artık bir seçenek değil. Temsiliyet eksikliği, önceki sistemin meşruiyetini tamamen bitirdi. Bu yüzden, sağdan bazı kişiler bile yeni kurallar ve sistemde derin değişiklikler yapmamız gerektiğinin farkındalar. Referandumdan geçebilir mi diye soruyorsunuz ancak buna açık bir cevabı yok sanırım. Ekim 2020’de halkın yüzde 80’i yeni anayasa için oy kullanmıştı. Buna karşı olanlarda artış oldu mu bilmiyoruz. Ancak eski anayasanın kalmasını isteyen sayısının çok düşük olduğunu düşünüyorum. Kalmasını isteyenler ise aşırı muhafazakâr kesim. Şili’de çok uzun süredir derin bir muhafazakârlık var. Ancak belirli sorunlardan dolayı tekrardan muhafazakârlıkta artış olabilir. Seçimlerden sonra ekonomide biraz toparlanma başladı ancak hâlâ çok büyük bir enflasyon baskısı var. Bu ekonomik belirsizlik yaratıyor ve ayrıca kısmen pandemi, kısmen göç krizi, kısmen Mapuche halkı gibi yerli halkların yaşadığı sorunlar nedeniyle kamu düzeyinde şiddet olayları da baş gösteriyor. Ayrılıkçı bazı gruplar kamyon şoförlerine, güneydeki ormancılık şirketlerine şiddetli eylemlerde bulunmuştu. Bu durum yeni anayasanın reddedilmesine pekâlâ yol açabilir. Diğer taraftan sağ kanat metinle ilgili sıkça dezenformasyon yapıyor, yalan bilgiler ortaya sunuyor. Ancak anayasanın içeriği hakkında konuşmaya başladığımızda insanlar gerçekten çok tehlikeli, çok farklı ya da korkacak bir şey olmadığını görecek.

Ülkedeki sol yeni anayasaya nasıl bakıyor? Hazırlanan taslaktan memnun mu?

Genel olarak sol, 1980 anayasası yerine bu anayasayı daha çok onaylıyor. 4 Eylül’de referandumda neler olacağını göreceğiz ancak Şili, siyasi sistemi değiştirmeye hazır ve ne olursa olsun 1980 anayasası tarihe gömülecek diyebiliriz.


ULAŞIM PROTESTOSUNDAN KURUCU ANAYASAYA!

Başkent Santiago’da metro ulaşımına yapılan zamma karşı 6 Ekim 2019’da başlayan protestolar kısa sürede ülke geneline yayılarak toplumsal bir ayaklanmaya dönüştü. Aylar süren protestolar sonrasında sağcı devlet başkanı Sebastian Pinera, protestoları dindirmek için muhalefet ile masaya oturarak yeni bir anayasa yazımı konusunda anlaşmaya vardı. 25 Ekim 2020’de yapılan "Yeni bir anayasa hazırlansın mı?" referandumunda halkın yüzde 80’i “evet” oyu verdi. Ardından da Kurucu Meclis oluşturulması için çalışmalar başladı. 15-16 Mayıs 2021 tarihlerindeki resmi olarak adına Anayasal Konvensiyon denilen Kurucu Meclis seçiminde sağ partiler azınlıkta kalırken çoğunluk sol, sosyalist partilerin üyeleri ile sosyal hareketlerin bağımsız üyelerinin oldu. 78 erkek ve 77 kadın toplam 155 üyeli Meclis’te yerli halkların da 17 temsilcisi bulunuyor. İlerici, demokrat, sol güçler Kurucu Meclis’i domine ediyor.

pinochet-anayasasi-tarihe-gomulecek-1018403-1.

Kurucu Meclis Başkanlığına kendisi de bir yerli olan 58 yaşındaki Santigo Üniversitesi’nde öğretim üyesi Mapuche Elisa Lancon seçildi. Kendisi de öğrenci hareketinden gelen Boric, Mart 2022’de görevi resmen devraldı.