Erdoğan’ın uzaktan eğitime geçileceğini duyurmasının ardından apar topar harekete geçildi. Öğrenciler, fırsat tanınmadan yurtlardan çıkarıldı. Uzmanlar, salgındaki açıkları da hatırlatarak kampustan uzak kalınmasının büyük hata olduğunu savundu.

Plansızlığın faturası öğrencilere kesildi
KYK yurtlarının apar topar boşaltılması tepkiye neden oldu. (Fotoğraf: ANKA)

Mustafa BİLDİRCİN

Maraş merkezli depremlerin ardından açığa çıkan organizasyonsuzluk, hemen her alanda etkisini gösterdi. Depremzedelere yeterli sayıda çadır ulaştıramayan, barınma sorununa çözüm getiremeyen iktidar, çözümü üniversiteleri uzaktan eğitime geçirerek Kredi Yurtlar Kurumu (KYK) yurtlarını boşaltmakta buldu. Uzmanlar, düşünülmeden alınan kararın uzun vadede büyük zararları olacağını belirtti.


Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “KYK yurtları misafirhane olacak” açıklamasından hemen sonra yurtlardaki öğrenciler apar topar yurtlarından çıkarıldı. Çok sayıda öğrenciye toplanması için fırsat dahi verilmezken yurdu boşaltması talep edilen öğrenciler arasında ailesi depremzede olan çok sayıda öğrencinin bulunduğu da öğrenildi. Yurtlarından çıkarılan öğrencilerden M.Ç. ve C.M. ise yaşadıklarını BirGün’e anlatırken Prof. Dr. Yankı Yazgan ve CHP Eğitim Politikalarından Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Milletvekili Lale Karabıyık, iktidarın uzaktan eğitim kararının olası sonuçlarına yönelik BirGün’e değerlendirmelerde bulundu.

DAYANIŞMA İLE AŞACAĞIZ

Kaldığı yurtlardan çıkarılan öğrencilerden M.Ç. çaresizliğini dile getirdi. Ailesinin, depremden etkilenen kişilere evlerini açtığını ifade eden M.Ç., “Bizi yönetenlerin aklına ise ilk olarak öğrenci yurtları geldi. Çözümsüzlüklerinin cezasını biz çekeceğiz” diye konuştu. Çok sayıda arkadaşının depremden etkilendiğini kaydeden M.Ç, “Doğrudan ya da dolaylı olarak depremden etkilenen arkadaşlarımızın yaralarını birlikte saracağız. Bunun için de en uygun ortam üniversitemiz. Dayanışma ile neler yapılabildiğini herkes gördü. Üniversiteleri uzaktan eğitime geçirmek doğru değil” ifadelerini kullandı.

Üniversite öğrencisi C.M. de arkadaşlarıyla birlikte afet bölgelerine gitme planı yaparken yurttan çıkarıldığını ifade etti. Eşyalarının çöp torbasına konulduğunu ve “Yarın gelip al” mesajı aldığını anlatan C.M. “Tüm ülke yaraları sarmaya çalışırken yeni yaralar açtılar. Turizm tesisleri, yüzlerce kamu misafirhanesi varken niye KYK yurtları boşaltılıyor? Eğitimden vazgeçmek bu kadar kolay mı?” diye sordu.

RUHSAL İYİLEŞMEYE İMKAN VERİR

Üniversite yerleşkelerinde toplumsal hayatın canlandırılmasının vazgeçilemez bir öncelik olduğunu belirten Prof. Dr. Yankı Yazgan, “Gençlerin ruh sağlığını dayanışma ve sosyal bağların muhafazası koruyacaktır” dedi. Öğrencilerin, doğal yaşam alanları olan kampuslerle diğer öğrenciler ve öğretim üyeleriyle bir arada olmasının geleceğe hazırlanmayı sürdürmeleri için zorunlu bir ihtiyaç olduğunu kaydeden Yazgan, şu ifadeleri kullandı:

“Üniversite hayatına dönebilmek depremden doğrudan etkilenmiş, kayıplar yaşamış gençlerin ruh sağlığını düzeltici etkiler sağlayacaktır. Depremden doğrudan etkilenmemiş ama depremin acı ve yıkımına tanık olmuş, ruhsal dünyaları sarsılmış gençlerin okullarında bulunabilmeleri arkadaşlarının, toplumumuzun yaralarını sararken kendi ruhsal iyileşmelerine imkan verecektir. Bize düşen anaokulundan üniversiteye çocukların ve gençlerin bir arada ve öğretmenleriyle bir arada oldukları yerlerin ruh sağlığında iyileşme alanlarına dönüşmesi için yapabileceklerimizi yapmak olacaktır.”

TRAVMATİK ETKİLERİ AZALTIR

“Toplumun bu afetin etkilerinden toparlanması, iyileşmesi ve kendine gelmesi perspektifi ile düşündüğümüzde gençlerin okul hayatına dönmesi bir zorunluluktur” diyen Yazgan şöyle devam etti: “Depremde yaşam alanlarını yitirmiş yurttaşlarımızın barınmasının sağlanması bir zorunluluktur. Toplumu adeta bu iki zorunluluk arasında bırakmak büyük bir yanlıştır. Depremzede yurttaşlarımızın barınma ve beslenme ihtiyaçlarının, çocuklarının eğitim ve gelişim ihtiyacının bir an önce karşılanması ruh sağlığının korunması açısından da vazgeçilmez bir öncelik. Deprem bölgesinden ayrılmak zorunda kalan çocukların yeni yaşam yerlerinde katılabilecekleri sağaltıcı bir okul hayatına ihtiyaçları olacak. Deprem bölgesinde barınmaya devam edecek çocukların ve ailelerinin gündelik hayatın gereklerine hızlıca dönmesi için barınma düzenine uygun okul hayatının sağlanması depremin ruh sağlığı üzerinde travmatik etkilerini azaltacaktır.”

DOĞRU YÖNTEM BU DEĞİL

CHP’li Lale Karabıyık ise uzaktan eğitim pratiğinin pandemi sürecinde başarısız olduğuna dikkati çekerek şunları söyledi: “Bir çözüm üretmek gerektiğinde hemen eğitimi feda etmek doğru bir yöntem değil. Uygulamalı alanlar var, buralardan hiç uygulama görmeden mezun olacak çocuklar. Uzaktan eğitimle bu iş olmaz. Oradaki okullar kapatılabilir, oradaki gençlere yatay geçiş imkanı sağlanabilir. Gençlerin hakları dondurulabilir. Kampüs ortamı sosyalleşme açısından da devam etmeli. Arkadaşları ile olmak, eve kapanmamak depremden etkilenen gençlerimiz için son derece önemli.”

***

Tüm mekanları açmaya hazırız

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, "üniversiteleri uzaktan eğitime alma kararının gözden geçirilmesini bekliyorum" dedi. Kılıçdaroğlu, Twitter hesabından yaptığı açıklamada, "Biz siyasal partiler olarak Türkiye’deki tüm altyapımızı açalım, afetin faturasını gençlerimize ödetmeyelim, onları hayattan koparmayalım. Genel Merkez binamız dahil, örgütümüzün tüm mekanlarını vermeye hazırım. Buna aile evlerimiz de dahildir. Bu sefer gençlere dokunmayalım. Elimizde bir tek onlar kaldı" ifadelerini kullandı.

***

Öğrencileri mağdur etmeyin

Üniversite Öğretim Üyeleri Derneği de konuya ilişkin bir basın açıklaması yaptı. Yapılan açıklamada şunlar denildi: “Depremzedelerin barınma ihtiyacının üniversite eğitimini uzaktan eğitime çevirmek yoluyla çözülmesi kabul edilemez. Özellikle pandemi döneminde yapılan uzaktan eğitimin öğrencilere verdiği hasar henüz onarılamamışken alınan bu yeni karar öğrencilerimizin gerek ruh sağlığı gerekse de alacakları eğitimin kalitesi yönünden olumsuz sonuçlar doğuracaktır. Üniversite öğrencilerinin ihtiyaçlarına göre planlanmış yurtlar, milyonlarca depremzedenin barınma ihtiyacını karşılayamayacağı gibi, depremzedelerin uzun süreli kullanımı açısından da iyi bir çözüm değildir. Yetkilileri, turizm sektöründeki yatak kapasitesini, devlet misafirhanelerini, konukevlerini, atıl durumdaki konut stokunu ve diğer seçenekleri tekrar değerlendirerek öğrencilerimize daha fazla zarar vermeyecek yeni bir çözüm üretmeye davet ediyoruz.”

***

Yurtlardan bizi kovamazsınız

Bazı yurtlarda, uygulamanın deprem bölgesinde olan, yakınlarını kaybeden öğrencileri de kapsadığı iddia edildi. “Barınamıyoruz Hareketi”nin paylaşımlarında bununla ilgili “Deprem bölgesinde olan, ailesini kaybeden, yol parası olmayan, onlarca öğrenci evinden apar topar kovuluyor” denildi.
Hareketin paylaşımlarında, şu ifadeler kullanıldı:

“Öğrencileri yurtlarından kapı dışarı ederek sorumluluklarınızdan kaçamazsınız. Yurtları değil, otel ve boş konutları derhal depremzedelere açın. Alınamayan sorumlulukların bedelini öğrenciler ödüyor. Biz de soruyoruz. Oteli yok mu bu devletin? Depremzedeleri de bizi de mağdur ediyorsunuz. Otellerinizi, saraylarınızı, boş evleri açın. Yurtlarımızdan bizi kovamazsınız. Bir mağduriyeti başka bir mağduriyetle çözemezsiniz.”
“Yurtlarımızı değil, otellerinizi boşaltın. Depremzedeleri de öğrencileri de mağdur etmeyin.”