Meclis’e yürümek isterken gaz, su ve coplu polis saldırısına uğrayan Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu...

YANDAŞ VE BURJUVA Medya:
Polis şiddetine 'kapalıyız'

Meclis’e yürümek isterken gaz, su ve coplu polis saldırısına uğrayan Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK) üyelerine dönük müdahale basının emek ve demokrasi örgütlerine karşı tavrı açısından da turnusol kağıdı oldu. İktidara yakın, muhafazakar basın saldırıya doğrudan polis gözlüğüyle bakarken, ana akım utangaç emniyet diliyle içeriksiz ‘çatışma çıktı’ haberciliği arasında sallanıp durdu, eleştirellikten ve dürüstlükten itinayla uzak duruldu.

YANDAŞ CENAH BİLDİĞİMİZ GİBİ…

Devletin yeni resmi ideolojisinin basın alanındaki muhatapları olan Zaman, Yeni Şafak ve Bugün gazeteleri KESK eylemine birinci sayfalarında hiç yer ayırmayarak polis saldırısının adeta sesi oldular. Bu utanç verici tarz, iç sayfalarda yapılan haberlerin diline de yansıdı. “KESK üyeleri Meclis’e yürümek isteyince Kızılay savaş alanına döndü” başlığı altındaki haberde gerçekler tahrif edildi ve polis saldırısı meşru gösterildi. Yürümek için barikatın açılmasını bekleyen emekçilere su ve gaz sıkılmasını atlayan Zaman, “Polis atılan taşlara yanıt vermek için müdahale etti” diyerek yalan haber yaptı. Haberin tamamında polis müdahalesine yönelik en küçük bir gerçekçi ifadeye rastlanmadı. Birinci sayfasında saldırı yerine Kocaeli’nde gerici bir grubun yaptığı eylemi öne çıkardı ve “KESK’li öğretmenler zaman hırsızı” başlığını kullandı. Akit’in KESK haberi ise “KESK zorbalığına polis müdahalesi” başlığı altında “KESK üyeleri Ankara’da ortalığı birbirine kattı” gibi yorumlar yapıldı.

AMAN BİZE DOKUNMAYIN

Şarkıcı Kenan Doğulu ve oyuncu Beren Saat’in aşk dedikodularını sürmanşete çeken Hürriyet, KESK’lilere yapılan saldırıya ise birinci sayfasında kibrit kutusu büyüklüğünde yer ayırdı. İç sayfalarda da “4+4+4 Ankara’sı” gibi hiçbir rengi olmayan bir başlık kullandı” Verdiği haberlerde polisin yaptığı müdahaleyi bir adli bir vaka olarak sunan Hürriyet gazetesinin kullandığı dil ‘Ankara savaş alanına döndü’ retoriğinin ötesine geçmedi. Merkez basının simge isimlerinden olan Hürriyet gazetesinin devlet refleksine olanilgisi her dönem sürüyor. Demokratik haklarını kullanıp çıkan bir yasayı protesto etmek isteyenleri savaş alnına döndü denklemine sıkıştıran Hürriyet’in yanında Milliyet de polisin müdahalesini yalnızca sert olarak nitelendirmekle yetindi.

BASIN NE ZAMAN GÖRÜR

KESK’in önderliğinde Ankara’ya yapılan yürüyüşe polis tarafından yapılan müdahale sonrası gazetelerin birçoğu bildik reflekslerini tekrarladı. Birçok gazete verdiği haberde eylemin nasıl olduğu ya da polisin müdahalesini görmek yerine yine bildik yaktı yıktı gazeteciliği tavrını sergiledi. Demokratik kitle örgütlerinin en temel haklarından olan protesto hakkını bir ‘savaş’ edasıyla sunan gazetelerin iktidarla olan yanyanalıkları da beraberinde düşünüldüğünde denklem ortaya çıkıyor. Basının son dönemde sıkça dillendirdiği Suriye meselesinde olduğu üzere demokrasi kavramını sadece kendileriyle ilgili meselelerde kullanan yandaş basın ile iktidarla karşı karşıya gelmemek için adeta çaba sarfeden burjuva basının tavrındaki ortaklık dikkat çekiyor. Demokrasiyi bir biblo misali yakıştığı yerde kullanma alışkanlığı yandaş basının en önemli özelliklerinden olurken merkez basın da bu konuda yandaşları aratmadı.