Potanın dili olsa
Basketbol federasyonu seçimleri Erdoğan’ın potaya yolladığı iki top kadar gündem olmadı. Sağlık ile basket potası arasındaki sıcak ilişki devam etse de AKP’de bir türlü akort tutmuyor.
Politika Servisi
Türkiye Basketbol Federasyonu’na, Harun Erdanay ve Erman Kunter’i geride bırakan Hidayet Türkoğlu yeniden seçildi. Hidayet Türkoğlu iktidar desteğini alırken başta Erman Kunter olmak üzere adaylar önemli projeler anlattı. Ama hiçbiri Erdoğan’ın boş sahada markaj edilmeden attığı turnike kadar konuşulmadı. AKP’li Cumhurbaşkanı Erdoğan için ne zaman yorgun ya da hasta söylentileri çıksa basketbol topu, pota ve İbrahim Kalın üçlüsü devreye giriyor. Dün de Ümraniye Millet Bahçesi açılışı öncesi benzer bir görüntüye tanık olduk. İletişim Başkanlığı ve AKP’li yandaş medyanın en önemli gündemi Erdoğan’ın sağlığı oldu. Ne kadar inandırıcı olduğu ayrı bir konu ama en azından şimdilik sağlık tartışmalarını ötelediklerini söylemek mümkün. İktidar neredeyse sadece bu konuda birlikte hareket etmeyi başardı. Ülke gündemine gelen onlarca başlık konusunda birlikte görüntü vermekten çok uzak kaldılar. En çok yapabildikleri “doğru değil” demek oldu. Onu da işin asıl muhatapları yapmadı.
YALANLAMA BAŞKANLIĞI
İletişim Başkanlığı’nın geçen hafta boyunca neredeyse yaptığı tek şey sosyal medyada çıkan haberleri yalanlamak oldu. Roma dönüşü Erdoğan’ın rahatsızlığına ilişkin haberler jet hızıyla sert bir dille yalanlandı. Hatta Saray’ın avukatları paylaşım yapanlara ilişkin suç duyurusunda bulundu, ardından gözaltılar yaşandı. Ardından Erdoğan’ın denge ve yürüme problemi olmadığına ilişkin açıklama yerine, iddialar bir görüntü paylaşarak yalanlanmak istendi. Dört beş adım atarken görüntülenen Erdoğan, “dosta güven düşmana korku” başlığıyla sunuldu.
KONUŞTUYSA SORUN VAR
İletişim Başkanlığı’nın son yalanlama çabası Maliye ve Hazine Bakanı Lütfü Elvan’ın istifa ettiğine yönelik haberlere ilişkin geldi. Bilindiği gibi haber, bakanın istifa ettiği Erdoğan’ın istifayı bir süreliğine beklettiği yönündeydi. Bu konuda Elvan’dan herhangi bir açıklama gelmedi. Yine beklendiği gibi Fahrettin Altun devreye girerek bakanın görevinin başında olduğuna dair bir paylaşımda bulundu. Ama dün itibarıyla Bakan Elvan’ın görevden alınıp yerine Berat Albayrak’ın getirileceğine dair söylentiler Ankara kulislerinde konuşulmaya devam ediyordu.
Son günlerde AKP içinde en çok konuşan isimlerden biri de İçişleri Bakanı Süleyman Soylu oldu. Tıpkı eski günlerde olduğu gibi memlekette ne kadar tartışma varsa söyleyecek bir laf buldu. Soylu’nun böyle çıkış yaptığı dönemler genelde parti içinde karışık olan günlere denk geliyor. Ya yeni bir görev değişimi ya da bir tasfiye söz konusu.
Bakan Soylu, AKP içinde yaşanan güç savaşlarında kendini ve arkasında duran MHP’yi unutturmama gayreti içinde. Anlaşılan o ki AKP yine öyle bir dönemin içinde. Bir sene öncesine kadar parti içi rekabet olarak ifade edebileceğimiz mücadele artık Erdoğan sonrasına dair hesapların eklendiği yeni başlıklara sahip. Süleyman Soylu, bu mücadelenin aktörlerinden biri. Suç örgütü elebaşısı Sedat Peker’in ifşalarıyla sarsılsa da hâlâ en önemli aktörlerinden. Berat Albayrak kulisleriyle birlikte düşünüldüğünde Soylu’nun feveranları daha rahat anlaşılabilir. Bir başka önemli nokta da Soylu’nun muhalefetle kavga sürecinin ne parti yönetiminde ne de kabinede yankı bulmuş olması. Parti içinde Soylu’nun gerçek niyeti biliniyormuş gibi, tek bir destek almadı.
EYT’den asgari ücret tartışmasına ne kadar başlık varsa hükümetin ve AKP’nin farklı isimlerinden yorumlar gelmeye devam ediyor. Birbirleriyle alakası olmayan, niyet beyanının ötesine geçemeyen açıklamalar geldi. Hem de bakanlık düzeyinde yetkili sayılabilecek isimlerden yapılmasına rağmen. Ankara’da AKP’li milletvekilleri erken seçim tartışmalarının nereye varacağına dair meraklarını yandaş gazetecilerden gidermeye çalıştıklarını görünce durumun vahameti daha net ortaya çıkıyor.
Parti içinde çok az bir kesim dışında ne olacağına dair kimsenin bilgisi yok. Partinin önemli bölümü Erdoğan’ın ve yakın çevresinin açıklamalarından eğilim belirlemeye çalışıyorlar. Partinin geleceği göremeyen hali Erdoğan’ın konuşmalarına da yansımış. Altı ay öncesinde yapılan konuşmalara birkaç cümle eklenmiş, gerisi kopyala yapıştır ifadelerin olduğu uzun nutuklar. Ne heyecan ne de bir hedef var.
AKP içindeki dağınıklığın, akort tutmaz halin ve endişenin Meclis içindeki muhalefet partilerinin başarı hanesine yazılamıyor olması da bir başka ilginç nokta.