Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “Yedi yıllık rüyam” dediği yerli otomobil projesini değerlendiren Prof. Dr. Erkut, “Hepimizin gurur duyacağı bir ürün olacağını düşünmüyorum” dedi

Prof. Dr. Erkut: ‘Yerli otomobil’ projesi seçimlere dönük bir hamle

MUSTAFA MERT BİLDİRCİN

Erdoğan’ın, “Beş babayiğit” diye tanımladığı BMC, Kıraça Holding, Turkcell ve Zorlu Holding’ten oluşan ortaklığın hayata geçirmesi planlanan ‘yerli otomobil’in prototiplerinin 2019’da yapılacağı, 2021’de de üretime geçileceği açıklandı. Erdoğan’ın 22 Mayıs’ta Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği’nin (TOBB) Genel Kurulu’nda çağrısını yaptığı yerli otomobil çalışmalarının Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı ile TOBB’un koordinasyonunda gerçekleştirileceği öğrenildi. Beş grubun şirketleşmesi için gerekli hukuki süreçlerin ise 2018 yılının başında tamamlanacağı ifade edildi.

Yerli otomobil tartışmaları Türkiye’nin gündemine ilk kez gelmedi. Erdoğan’ın 2011 yılında Başbakanlığı döneminde TÜSİAD İstişare Konseyi toplantısında “yerli otomobil” markası geliştirilmesi çağrısında bulunmasının ardından TÜBİTAK’ın bünyesinde bazı çalışmalar gerçekleşse de yedi yıldır somut bir adım atılmadı. Çalışmalar kapsamında İsveçli Saab’dan 40 milyon avroya satın alınan platform, yüksek maliyetine karşın rafa kaldırıldı. Önceki gün kamuoyuna duyurulan çalışmalar ise yerli otomobili Türkiye’nin gündemine bir kez daha getirdi.

MEF Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Erhan Erkut, projeyi BirGün’e değerlendirdi. Erkut, sekiz yıldır üzerine konuşulan bir projenin şu anda hayata geçirilmeye çalışılmasının temel motivasyonunun 2019 seçimleri olduğunu düşündüğünü kaydetti.

Mühendislik arka planı yok
Türkiye’de otomotiv endüstrisinin gelişmiş durumda olduğunu söyleyen Erkut, sektörün mühendislik ve işçilik yönünden tümüyle yerli bir araç üretebilme kapasitesine sahip olduğunu, ancak bunun ekonomik anlamda anlamlı olmadığının vurguladı. Tofaş, Egea gibi marka ve modellerin yerli içerik oranının yüzde 70’e kadar çıktığının altını çizen Erkut, “Bu yeteri kadar ‘yerli’ değil mi?” diye sordu.

Maliyeti 10 milyar doları geçebilir

Erkut, şöyle devam etti: “Yeni oluşturulacak bir markanın tanınır olabilmesi için gereken pazarlama maliyetinin ve yeni markanın dağıtım ve servis ağının oluşturulma maliyetinin de birkaç milyar dolar olması beklenmeli. Otomotiv sektörünün gidişine baktığımızda, yeni çıkacak bir markanın başarılı olabilmesi için otomobilin alternatif yakıt kullanmasının yanında otonom olması da gerekli. Bu özelliklerde bir otomobili üretecek bir projenin maliyeti rahatlıkla 10 milyar doları geçebilir. 10 milyar doları inovasyona ve katma değeri yüksek ihracat ürünlerine yatıracak isek, bu kaynağın en doğru kullanımı yerli otomobil projesi mi?”

Pazar daralıyor, riski görmek gerek
Fabrikanın ekonomik olabilmesi için yıllık üretiminin yarım milyon araç civarında olması ve ürettiği araçların büyük bir kısmını ihraç edebilmesi gerektiğinin altını çizen Erkut, “Şu anda dünyadaki otomobil üretim kapasitesi yılda 125 milyon araç civarında. Fakat üretim 100 milyon araç. Yani elindeki kapasiteyi tam olarak kullanamayan bir sektöre ek kapasite oluşturmaktan bahsediyoruz” ifadelerini kullandı.

Erkut, “Daralan bir pazarda yeni kurulacak bir fabrika ve markanın başarılı olması tabii ki mümkün ama bu markanın -Tesla gibi- sistemi altüst eden bir yenilik ile gelmesi gerek. Bunu yapabilmemizi çok isterdim ama ciddi bir risk alındığını da görmek gerek” diye konuştu.

100 yıllık ulaşım modeline yatırım
Devletin ihracata yönelik ürünlerin imalatına önem vermesini takdir etmek gerektiğini belirten Erkut, “Fakat şu anda böylesine dev bir kaynağı bu kadar rekabetçi ve daralan bir pazara yönlendirmek doğru olmayabilir” dedi. Erkut, otomobil yerine daha radikal inovasyon peşinde koşup, bireysel ulaşım araçlarının tasarım ve üretimine ağırlık verilmesi gerektiğini belirterek, “Drone, hoverboard ve roket ile insan taşıma deneyimleri yapılıyorken biz 100 yıllık bir ulaşım modeline çok ciddi yatırım yapıyoruz” dedi.

Motivasyon 2019 seçimleri
Sekiz yıldır üzerine konuşulan bir projenin şu anda hayata geçirilmeye çalışılmasının temel motivasyonunun 2019 seçimleri olduğunu düşündüğünü kaydeden Erkut şunları söyledi:

“Böyle bir proje için öngörülen bir, üç yıllık süre bence hiç gerçekçi değil. Fakat verilen süre bu olduğuna göre, konsorsiyumdaki paydaşların bazı kestirme yollardan gidip -var olan bir üretim hattını ve araç modelini kullanmak gibi- ortaya bir ürün çıkarabilmesi mümkün. Fakat bu ürünün hepimizin gurur duyacağı alternatif yakıt ile çalışan, otonom olan, paylaşım ekonomisine entegre olmaya hazır ve makul (rekabetçi) fiyatlı bir ürün olacağını düşünmüyorum.”

***

46 milyon avro çöpe gitti!

CHP Kocaeli Milletvekili Tahsin Tarhan, yerli otomobil üretimiyle ilgili eleştirilerde bulundu, “Batmış bir markanın bu modeline milyonlarca lira ödeyerek vatandaşın parasını hiç etmeyin dedik. Tam olarak 46 milyon 609 bin 322 avro çöpe gitti” dedi. Türkiye’nin yerli otomobil üretecek donanımda olduğunu, ancak uygulanan yöntemin yanlış olduğunu söyleyen Tarhan, “Bu şekilde olmaz dememize rağmen 6 yıl boyunca yerli otomobil geliyor diyerek milletin hayalleriyle oynadılar. Göz göre göre bu kadar büyük hata yapılabilir mi? Şimdi her şey sil baştan başlayacak ve Cumhurbaşkanı'nın söylemiyle '5 babayiğit' bu projeyi gerçekleştirecek. Peki, ekmek alırken hesap yapmak zorunda kalan vatandaşın milyonlarca lirasını heba edenler hakkında bir işlem yapılacak mı?" diye sordu.