Onyedi Eylül Üniversitesi Denizcilik Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Mustafa Sarı, Marmara Denizi'ndeki müsilajı görüntülemek için dalış yaptı. Sarı, "Müsilaj oluşumu devam ediyor ne yazık ki. Denizin dibi müsilaj örtüsüyle kaplanmış durumda" dedi.

Prof. Dr. Sarı fotoğrafladı: Müsilaj kırmızı mercan alanlarını öldürdü

Uzmanların 'Marmara Denizi'nin pandemisi' olarak nitelendirdiği müsilaj, denizin altını, üstüne göre daha da olumsuz etkiledi. Binlerce balığın öldüğü Erdek Körfezi'ne dalış yapan Bandırma Onyedi Eylül Üniversitesi Denizcilik Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Mustafa Sarı, çektiği fotoğrafı kişisel Twitter hesabında paylaştı.

Sarı, "Bugün kendim daldım. Kıyıdan 18 m'ye kadar indim. Müsilaj oluşumu devam ediyor ne yazık ki. Denizin dibi müsilaj örtüsüyle kaplanmış durumda. Fotoğrafı büyütüp bakın lütfen" dedi.

​Dalışın ardından İHA'ya açıklamada bulunan Prof. Sarı, ilk olarak müsilajı "Denizdeki biyolojik süreçlerin başlangıcını teşkil eden fitoplankton gruplarının yani mikroalglerin, mikroskobik bitkiciklerin denizdeki bazı şartlara tepki olarak aşırı salgı üretme olayı. Bunlar denizdeki şartlar anormal şekilde gelişmeye başladığında hızla çoğalıyorlar ve çoğalma esnasında da salgılar üretiyorlar. Bu salgılar daha sonra bakteri ve virüsler tarafından da çok uygun bir ortam olduğu için kümelenme alanı oluyor ve böylece denizin altında şeffaf, sümüksü, metrelerce uzayan bir yapı ortaya çıkmış oluyor" diye anlattı.

Prof. Sarı, bunun Marmara Denizi'nde kasım ayından bu yana görüldüğünü belirtti. "Balıkçılar kasım ayından bu yana şikayetçiler ama biz şu anda artık kıyıya vurup, yüzeye çıktığı zaman şikayetçi olduk" diyen Sarı, şunları kaydetti:

"Biz bununla ilgili kasım ayından bu yana açıklamalar yaptık. Dedik ki, balıkçılar iflas ediyor, balıkçılık durdu hemen arkasından başka sektörlerde gelecektir dedik ama ne yazık ki şu anda müsilaj artık parçalanma aşamasına geldi. Çok yoğun bir şekilde bulunuyor. Yüzeye çıkanlar kıyıları, körfezleri, limanları, barınakları doldurmaya başladı. Şimdi hepimiz birden uyanıverdik."

'GÖZ GÖZÜ GÖRMÜYOR'

Sarı, yüzeyde görünenlerin 'buz dağının görünen kısmı' olduğunu söyledi. Esas tehlikenin aşağıda olduğunu vurgulayan Sarı, "Aşağıda üretimde hiçbir azalma yok. Üretim devam ediyor. Göz gözü görmüyor. Biz üç dalgıç aşağı indiğimizde yarım metre mesafeyi elimizde fenerlerle zor görüyoruz. Aşağıda görüş sıfıra yakın" diye konuştu. Sarı, şöyle devam etti:

"Müsilaj aşağıdaki bütün organizmaların dip yapısına çöküp dipte kalın bir tabaka oluşturmaya başlamış durumda. Süngerlere, mercanlara, Marmara Denizi'nde bulunan sarı, beyaz, siyah ve kırmızı mercanlara zarar vermiş durumda. Büyükada'da benim proje ekibinden arkadaşlarım Serço Ekşiyan, Ateş Evirgen onlar da daldılar.

'ÖLÜ TAKLİDİ YAPMAMIZA GEREK YOK'

"Dalışları esnasında kırmızı mercan alanlarının öldüğünü ne yazık ki belgeleyip, görüntülediler" diyen Sarı sözlerini şöyle sürdürdü:

Bu nedenle yapmamız gereken şey basit aslında. Bir an önce Marmara Denizi'nin çevresinde kim varsa; Belediyeler, Kaymakamlıklar, Valilikler, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, Tarım Orman Bakanlığı, Üniversiteler, STK'lar çok kısa sürede bir araya gelmemiz lazım. Ölü taklidi yapmamıza gerek yok. Beklemeye gerek yok. Kendi kendine geçmeyecek bu. Kendi kendine de olmadı. Biz yaptık. Bizim atıklarımız yüzünden oldu.

'BUGÜNDEN TEDBİR ALMAMIZ GEREKİYOR'

Eğer gelecek yıl daha uzun periyotta daha sık ve daha yoğun bir müsilajla karşılaşmak istemiyorsak, önümüzdeki yıllarda balıkçılığı, turizmi, endüstriyi daha fazla etkilemesini istemiyorsak müsilajıa karşı bugünden tedbir alınması gerektiğinin altını çizen Sarı, "Yeni bir atık yönetim politikasına ihtiyacımız var. Marmara Denizi'nin çevresinde bir litre bile atığı artık bundan sonra arıtmadan denize bırakmamalıyız. Deniz çaresiz vaziyette. Aşağıda durum vahim. Lütfen tedbir alalım" dedi.