“Beceri eğitiminde berbat bir durumdayız. Çocuklar 21. yy becerilerine sahip değil. Başarılı olan sistemler ödevsiz sistemler ve Türkiye’nin bu konuda alması gereken çok yol var”

Prof. Dr. Selçuk Şirin: Beceri eğitiminde alınacak çok yol var

MUSTAFA KÖMÜŞ mustafa.k@birgun.net

Yaz-boz tahtasına dönüştürülen, sık sık yeni sistem ve uygulamaların hayata geçirildiği eğitim sistemindeki yanlışlara her geçen gün yenisi ekleniyor. Eğitimcisinden sendikasına, öğrencilerden velilere kadar hemen her kesimin eleştirdiği eğitim sistemindeki çarpıklıkları Newyork Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Selçuk Şirin ile konuştuk. Prof.Dr. Şirin, vizyon belgesini, çocuklara uygulanan ödev baskısını, dünyada ön planda tutulan beceri eğitiminin Türkiye’deki durumunu konuştuk. Fazla ödevin başarı getirmediğini söyleyen Şirin, beceri eğitiminde Türkiye’nin çok yol alması gerektiğini söylüyor.

Ödevsiz sistemler daha başarılı
►Son olarak ödeve dikkat çeken bir yazı yazdınız. Öğretmenler ve veliler ödevin eğitimde önemli bir etkisi olduğu algısında. Siz ev ödevi konusunda ne düşünüyorsunuz?
Fazla ödevim fazla başarı getirmediğini gösteren çok güçlü bilimsel çalışmalar var. Fazla derken ilkokul 1’de günde 10 dakikadan fazlayı kastediyorum. Her sınıfa 10’ar dakika ekleyin. Mesela 4 sınıfta limit 40 dakika ödev olmalı. Hafta sonlarını ise sadece proje ödevlerine ayırmalı. O da çok sınırlı olmalı. Bundan fazlası çocuğu okuldan soğutmaktan başka bir işe yaramıyor. Başarılı sistemlerin ödevsiz sistemler olması tesadüf değil.

►Ödev dışında önerileriniz nedir? Ne gibi çalışmalar yapılabilir?
Önemli olan yaşayarak öğrenmedir. Ben o nedenle “GezKonuşOyna” diye bir kampanya başlatmıştım Twitter’da. Bu bakımdan çocukların tarihi kültürel ören yerleri gezmesi, yetkin yetişkinlerle diyalog kurması ve tabii bolca akranlarıyla oyun oynaması çok önemli. Çok erken yaşta, doğumdan itibaren, kitapla haşır neşir olmak ise hala paha biçilemez. Bunun ötesini çocuk zaten kendi ister, bulur. Sporsa spor, sanatsa sanat.

21. yy becerilerine sahip değiliz
►Son dönemde dünyada beceri eğitimi ön planda tutuluyor. Sizce Türkiye bu konuda nerede?
Berbat bir durumdayız. En kötü olduğumuz beceri alanı eleştirel düşünme, problem çözme. Elimizdeki beceri bazlı tüm verilerde hem dördüncü sınıf hem sekizinci sınıf hem de 15 yaş gençlerde yapılan pek çok uluslararası veri hep aynı şeyi söylüyor. Çocuklarımız 21. yy becerilerine sahip değil.

prof-dr-selcuk-sirin-beceri-egitiminde-alinacak-cok-yol-var-524539-1.

►Eğitimdeki son durumumuz hakkında ne düşünüyorsunuz?
Ziya Selçuk hoca ile gelen bir umut iklimi var eğitimcilerde. Arama toplantıları, sendikaların sürece katılımı, en son vizyon belgesi bana da umut veriyor. Şimdi bu umudun hayata ne kadar geçebileceğini yaşayıp göreceğiz. Umutlu olmak güzel ama aslolan tabii ki uygulamadır.

►Eğitim vizyon belgesi açıklandı. Beklentinizi karşıladı mı? Artısıyla eksisiyle nasıl değerlendiriyorsunuz?
Açıklanan belge uzunca bir süredir eğitim camiasında ben dahil pek çok kişinin ortaya koyduğu genel çerçeveye uyuyor. Veriye dayalı karar alma prensibine yapılan vurgu, ana okulunun zorunlu olması, öğretmen ve müdürlere inisiyatif verilmesi gibi benim öteden beri olmazsa olmazlarım bu belgede var. Zaten veriye dayalı karar verme prensibi işlerse, eğitim sisteminde kararlar keyfe keder değil, verilerle belirlenirse gerisi gelir.


Tabii gerçekçi olmamız gerek. Açıklanan belgenin adı üstünde. Bu belge bir gelecek vizyonu çiziyor, 2023’ü hedef koyuyor. Şimdi hepimize düşen uygulamada bu vizyonun takipçisi olmak. İkincisi ilkinden çok daha zor. Zira aslolan uygulamadır. Vizyon Belgesi eğer hakkıyla uygulanırsa eğitim sistemimiz orta uzun vadede dünya ile açılan makası kapatabilir.