Profesördüm, pompacı bile olamıyorum!

KHK ile görevinden ihraç edilen öğretim üyesi bir Prof. Dr., Ömer Faruk Gergerlioğlu’na başından geçenleri anlattı.

Bunları sitesinde dikkat çekici bir şekilde aktaran, KHK keyfiliği ve zulmüyle ortaya çıkan dramlara ayna tutan Gergerlioğlu’nun aktardığı bir cümlede, “Öğretim üyesiydim, KHK’yla ihraç edildim, benzin istasyonunda pompacı bile olamadım” ifadeleri geçiyor. İşte ihraç edilen doktorun anlattıklarından bir kaç cümle: “Emeklilikteki hakkım olan kadroma el koydular. Hiçbir hastane işe almıyor beni. Emekliliğimi yapmıyorlar. Emekli ikramiyemi vermiyorlar. Sadece yaşamama izin veriyorlar artık. 10 aydır maaş alamadım. Emekli olamadım. 10 aydır yol param yok diye memleketime gidemedim, gül yüzlü anamı babamı göremedim. Pazara geç gidip ucuza almayı öğrendim. Hangi dükkan ne kadar ucuz satmakta olduğunu öğrenme yollarını öğrendim. Çöpten bir şey toplayanlarının birçoğunun çok nazik birileri olduğunu öğrendim. Çöpten yemek toplayan kişilerin oldukça çok olduğunu öğrendim. “

Tek suçum yardım yapmak

“Benim Bay Lock’um yok. Bank Asya da hesabım hiç olmadı hatta hayatım boyunca banka kapılarını bir defa bile tutmadım. Cemaatin okullarında hiç okumadım. Çocuklarım sadece devlet okullarında okudu. (…)Sadece bana sorulan soru Kimse Yok mu derneğine toplamda 100 TL kadar kandillerde 5 TL lik mesajlara yardım yaptığım söylendi. 15 temmuzdan 2 yıl öncesinden daha önceki tarihlerde kandillerde yardım için gelen mesajlara küçük kızımın evet dediğini ve bu nedenle toplamda 100 TL kadar yardım yapılmış olabileceğini, ancak Cumhurbaşkanımız onları terörist kabul ettikten sonra 1 TL bile yardım olmadığını söyledim. Ayrıca LÖSEV ve Ortopedik Engelli Derneğinden gelen mesajlara da kızımın evet diye cevap yazıp 5 TL yardım yaptığımızı söyledim. Anlayabildiğim kadarı ile tek suçum bu galiba.

Hocam özür dilerim çalıştıramam

İnanması belki zor ama doktor olduğum halde iş yok bana. İhraç derken kadromuzu da bloke ettikleri için kadromuzu kullanamıyoruz. Profesör Doktor olduğum halde özel bir Tıp Merkezine gittim gece pratisyen nöbeti tutayım çocuklarım aç kalmasın diye. Tıp Merkezi sahibinin gözler sulandı. “Hocam özür dilerim çalıştıramam. Gelir burayı incelerler, bize baskı yaparlar. Benim gücüm yetmez buna” dedi. Benzin istasyonunda pompacı ilanı vardı. Gece beni kimse görmez, hastalarım çok beni karanlıkta tanımazlar dedim çalışmak istedim. 40 yaş üstünü çalıştırmıyorlarmış. Yakın gözlük kullanıyorum ne parayı saymada ne de pompayı kullanırken tuşları kullanmada rahat olmazmış. Sağlam gözlü arıyorlarmış. Ne yapayım çok kitap okudum. Sadece 3 kitap sahibiyim. Yüzlerce bilimsel makalem var. Yurt dışı dergilerde ise yayınlanmış toplamda 50 den fazla yabancı dilde yazım var ayrıca, Türkçe makale sayım ise oldukça fazla. Gözlerim bozuldu. “Keşke az okusaymışım”diyorum bazen kendi kendime. 9 ay oldu, ne maaş aldım, ne emekli edildim, ne haklarım verildi, ne de suçum söylendi.