İktidarın seçimi kazanma şansı azaldıkça muhalefete yönelik provokasyonlar arttı. Saldırılar, seçimi ilk turda kazanmanın önemini gösteriyor. Kamuoyu araştırmacıları saldırıların iktidara kazandırmayacağını, seçmenin bu korku yaratma çabalarını affetmeyeceğini vurguladı.

Provokasyon girişimleri ters tepecek: 14 Mayıs’ta gidecekler
İmamoğlu’nun Erzurum mitingine yapılan taşlı saldırıda çok sayıda yurttaş yaralanırken gerekli müdahale yapılmadı. (Foto: Depo Photos)

Mehmet Emin KURNAZ

Ülkenin en kritik seçimleri için son düzlüğe girilirken iktidar provokasyonlara sığındı. İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun Erzurum mitingine yönelik taşlı saldırı, kaybeden iktidarın acizliğini ortaya koydu. Erdoğan’dan Bahçeli’ye, Soylu’dan Erzurum Valisi’ne peş peşe yapılan çıkışlarla muhalefete yönelik saldırıların zemini hazırlanıyor. Seçimi ikinci tura bırakmak için çabalayan iktidar, toplumda korku iklimi yaymaya çalışıyor. Muhalefetin seçim ofisleri, parti binalarına yönelik saldırılar, mitiglerdeki provokasyonlar, muhalefeti terörle eş tutan pankartlarla kitlesini konsolide etmenin arayışında. İktidarın saldırılarına tepki gösteren geniş halk kesimleri ise “Size verecek daha fazla zamanımız yok, ilk turda bitirelim” mesajı veriyor.

BİR ARTISI YOK

İktidarın her geçen gün dozajı artan nefret dilini ve mitinglerdeki provokasyonları kamuoyu araştırmacıları ve siyasal iletişim uzmanlarıyla konuştuk. Muhalefete dönük provokasyonların iktidara oy kazandırmayacağına dikkat çeken MAK Araştırma’nın kurucusu Mehmet Ali Kulat, “Bir büyükşehir belediye başkanına yapılan son derece çirkin. Burada konuyu belirlenmiş yerde miting yapmama şeklinde izah etmek bir kere sağlıklı bir şey değil. Yani mitingin dışında da siyasetçiler farklı yerlerde konuşmalar yapıyorlar. Sonucu ne olur? Esas ona dönelim. Özellikle ülkede orta yaş ve üstü insanlar bu hikayeleri daha önceden yaşamışlar. 12 Eylül’den önce benzer şeylere tanık oldular. Dolayısıyla herkes bu olaylardan tedirgin oldu. Erzurum’daki saldırıda da böyle oldu. Herkes bunun arkasında başka işler olabileceğini, provokatif konular yaşanabileceği endişesini duyuyor. Bu tür hadiseleri yapan kişilere bir artı sağlamayacağı kanaatindeyim” değerlendirmesini yaptı. “Bu tür provokasyonlar, onu gerçekleştirenlere kesinlikle kazandırmaz” diyen Kulat sözlerini şöyle sürdürdü: “Hatta böyle süreçler daha çok mağdur duruma düşen insanlara artı sağlar. Bu tür provokasyonlardan sadece belli troll gruplar rahatsız olmazlar. Burada safları sıklaştırma hedefi var. Yani özellikle Sayın Kemal Kılıçdaroğlu’nun kucaklayıcı bir dil kullanması önemli. Kimse buradan bir beklentiye girmemeli. Safları sıklaştırma anlamında veya bir çözülmeyi engelleme anlamında bir sağlıklı bir strateji değil bu. Sonuç itibarıyla Türkiye’de toplum böyle konulara çok prim vermiyor.”

TERS TEPECEKTİR

“Giderek bir otoriterlik tartışmasının içine doğru ilerliyoruz” diyen Aksoy Araştırma’nın Kurucusu Ertan Aksoy ise, “Bu görüntülere özellikle İçişleri Bakanı’nın verdiği yanıt şunu gösteriyor. Türkiye’de iktidar, otoriterleşme üzerinden tartışılıyor ama geldiği evreye bakarsak bir radikallik evresi söz konusu. Yani bir grup meczubun bir siyasi adaya bir siyasi lidere saldırması karşısında ister iktidarda olun ister muhalefette olun yapılması gereken son derece açık. Yani önce olayı kınarsınız samimiyetle. Ardından da hukuki süreçleri başlatırsınız. Ama bugün saldırıya uğrayanların ithama maruz kaldığını gördük biz” diye konuştu.

“Yani ortada bir radikalleşme evresi var ve toplum da bunu görüyor” diyen Aksoy, “Bu toplum hiçbir zaman bu radikallik meselesine prim vermez. Bu tür siyasal saldırılar geçmişte de vardı. Ama toplumun ezici çoğunluğu saldıranların değil saldırıya uğrayanların yanında yer aldı. Burada birinci sorun siyasetin bu kadar sertleşerek gitmesi. İkinci sorun bu yaşananlar karşısında amasız fakatsız kınamak yerine saldırıya uğrayanları itham etmek. Bu politika iktidara da kazandırmaz” ifadelerini kullandı.

İNANDIRICILIĞI KALMADI

“İktidar kutuplaştırıcı dilin tabanındaki konsolidasyonundan emin, ancak kendinden kopan kitlenin en az yarısı hala kendisine dönmüş durumda değil, kararsızlar da cabası” diyen Siyasal İletişim Uzmanı Suat Özçelebi de şu değerlendirmeyi yaptı: “Bu konuda mutedil sayılabilecek bir dili aslında temkinli bir biçimde kullanmaya çalıştı. Çünkü bugüne kadar sürdürdüğü gerilimin birden bire sona ermesi büyük bir çelişki ve soru işareti yaratabilir. Hâlâ muhalefeti ‘düşmanlaştırarak’ asıl adresin kendisi olduğuna, muhalefetin Türkiye için bir beka sorunu yaratacağı algısına ihtiyacı var. Seçime bir hafta kala bundan vazgeçemez. AK Parti’ye dönmeyenler için alternatif bir dil arayışında. Ancak bunu bulamıyor. Çünkü bu değişikliğin bir karşılık yaratma, inandırıcı olma olanağı yok.”

“Toplumun uzun zamandır yay gibi gerilmek istendiği, seçim haftasında bu yaydan fırlatılacak okların 14 Mayıs’ta hedefi vuracağı yanılgısı iktidar çevrelerine egemen” diyen Özçelebi, “İktidarda hikayeyi medya gücüyle istediği gibi yazabileceği, gündemi ekonomik kriz, muhalefetin gittikçe toplumda karşılık bulan ekonomik vaatleri ve pozitif kampanya dilinden uzaklaştırabileceğine inanıyor. Buna odaklanmış durumda. Terör örgütüyle işbirliği propagandası ile muhalefeti, Kılıçdaroğlu’nu itibarsızlaştırmanın bir çıkış olabileceğine ikna olmuş görünüyor. O kadar ki tamamen montaj olan terör örgütü PKK lideri ile Kılıçdaroğlu’nu aynı seçim videosunda gösteren kurgu videoları İstanbul mitinginde oynatmaktan çekinmiyor. Bu ve benzeri söylemlere, yalanlara başvurarak kendisinin kurtarıcı değil, aslında çaresiz olduğunu afişe etmesi riskini de göze almış durumda. Seçime çok az zaman kalmış olmasına güveniyor” şeklinde konuştu.

Ancak iktidarın asla ders almadığına değinen Özçelebi, “2019 seçimlerinde yaşadıklarını hatırlamıyor. Her şeyin canlı yayında halkın gözü önünde olduğunu bildiği halde kamu otoritesi ve medya gücünü kullanarak Ekrem İmamoğlu ile ilgili başka bir hikaye yazma, anlatma gayreti içinde... Ancak kontrol edemediği sosyal medya üzerinden gerçeklerin yayılmasını önleyemeyeceğini, tüm Türkiye’de toplumsal karşılığı çok yüksek ‘Ekrem İmamoğlu Mağduriyeti’nin kendisine ne kadar yüksek bir maliyeti olabileceğini yine hesaplayamıyor. Toplum tarafından, bu konuda izlenen tutum, Vali, Belediye Başkanı ve İçişleri Bakanı’nın açıklamaları, yaralanan yurttaşlar hakkındaki kayıtsızlık, ısrarla söylenen yalanlar, saldırganların peşine düşülmemesi vb. organize olduğu açık bir olayın üstünü örtme çabası olarak algılanıyor. İktidar yine bile bile lades diyor” diye konuştu.

Özçelebi sözlerinin devamında şu ifadeleri kullandı: “14 Mayıs’ta seçimin sonucunu, hatta birinci turda bitmesini sağlayacak olan konumdaki, artık yüzde 10’ların altına düşmüş araftaki kitle, ilk defa oyunu kullanacak gençler ve İNCE/OĞAN seçmeni, İmamoğlu’na yapılanları, bu mağduriyeti görmezden gelmeyecektir. Seçmen, sandıklara yönelik bu korku ve yılgınlık yaratma çabalarını da affetmeyecektir.”

***

SALDIRIYA SAHİP ÇIKTILAR

İBB Başkanı İmamoğlu’nun Erzurum’daki mitingine yönelik provokatif saldırıya yandaşlar sahip çıktı. İktidar ortaklarından BBP Genel Başkanı Mustafa Destici, “Size Dadaşlar meydanı boş bırakır mı? Kaybettiklerini anladılar, provokasyon yapıyorlar” diye konuştu. Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Derya Yanık ise "HDP ile flörtleşmeden sonra Erzurum’un belli bir tepki göstereceğini varsaymaları gerekiyordu" diye konuştu. AKP Sözcüsü Ömer Çelik “Kafanıza estiği gibi bir yerde bir şey yapmaya kalkarsanız partiler arasında kaos çıkar, vatandaşla ilgili sıkıntı olur” ifadesini kullandı. Dün Kırklareli ve Edirne’de seçim mitingi düzenleyuen Erdoğan da suçu muhalefete atarak ,"Milleti tahrik ederek buna güçleri yetmeyince tahkir ederek yaşayacakları hezimete şimdiden kılıf arıyorlar" dedi.

***

SONUNU BIRAKMAYIZ

Erzurum’da saldırıya uğrayan İmamoğlu, dün de Konya mitinginde halkla bir araya geldi. Kızılay’ın Selçuklu Yönetim Kurulu üyesi Ahmet Dağlı İmamoğlu’nun Konya mitingi için "Şeytan taşlamak isteyen Anıt Meydanı’na gidebilir" ifadelerini kullandı. Kızılay’dan konuya ilişkin açıklama geldi. Açıklamada söz konusu kişi hakkında işlem başlatıldığı ve kurumdan el çektirildiği iddia edildi. Mitingde provokasyon girişiminde bulunan bir kişi polis aracına alındı. Mitingde konuşan İmamoğlu, Erzurum’daki saldırıda Emniyet Müdürü ve Vali’nin sorumluluğunu hatırlattı. İmamoğlu sözlerini şöyle sürdürdü: “Kışkırtıcılar önce sandıkta milletten ders alacaklar, sonra da her biri yaptıkları yanlışlardan, ihanetlerden ötürü bağımsız mahkemelerde yargılanacaklar. Bu işin sonunu bırakmayacağız.”

***

SOL PARTİ’DEN İLK TUR ÇAĞRISI

SOL Parti, seçime günler kala Memleket Partisi Genel Başkanı Muharrem İnce’ye adaylıktan çekilmesi için çağrıda bulundu. “İnanın; bu kötülükler iktidarı gidiyor, bırakın inceldiği yerden kopsun” başlıklı açıklamada, “Kaybetme korkusu büyüdükçe mevcut iktidar ötekileştirici ve tehditkâr bir dili devreye sokuyor. Dine ve milliyetçiliğe dayandıkça yalana iftiraya başvurmaktan çekinmiyor” ifadeleri kullanıldı. Seçimin ilk turda kazanılmasının öneminden bahsedilen çağrıda şu ifadeler yer aldı: “Mevcut iktidarın kaybetme korkusuyla kaos çağrısı yaptığı bir durumda seçimin ilk turda kazanılması son derece önemlidir. İkinci turda yaratılacak kaos ikliminin sorumlusu olmak tarihi bir yanılgıdır.”