ODTÜ’de ülkücü grupların yapmak istediği Cumhuriyet Yürüyüşü’ne izin vermeyen öğrenciler açıklama yaptı: “Birçok üniversite planlı şekilde üniversite olmaktan çıkarılmıştır. Cumhuriyet Yürüyüşü çağrısının arkasında yatan sebep de bu plandır”.

Provokasyona cevap ODTÜ’lü öğrencilerden

MELTEM DEMİRALP

Orta Doğu Teknik Üniversitesi’nde (ODTÜ) Türk Eğitim-Sen tarafından düzenlenmek istenen Suriye’ye yönelik askeri harekâta destek yürüyüşüne tepkiler devam etti. ODTÜ Rektörlüğü’nün iptal ettiği yürüyüş ile ilgili öğrenciler bir açıklama yaptı.

Türk Eğitim-Sen’in çağrısıyla yapılmak istenen Cumhuriyet Yürüyüşü’ne karşı yüzlerce ODTÜ’lü öğrenci fizik bölümü önünde toplandı. Türk Eğitim-Sen üyesi 50 kişi ise okulun A1 kapısında toplandı fakat içeri alınmadı. Ayrıca yürüyüşe sürekli çağrı yapan ülkücü gruplar da ODTÜ öğrencilerinin tepkisi üzerine okula gelemedi. Öğrencilerin yaptığı açıklamada “Kayyum rektörler, polis baskısı ve faşist çetelerle birçok üniversite, üniversite olmaktan planlı şekilde çıkarılmıştır. Bugün tek adam rejiminin her türlü olanağından yararlanan bu mafyatik çetelerin canhıraş Cumhuriyet Yürüyüşü çağrısının arkasında yatan sebep de ODTÜ’yü düşürmektir” dendi.

Dİ“Bir kez daha üniversitemize, devrimci geleneğimize ve yıllarca mücadele ederek koruduğumuz özgürlüklerimize yapılan bir saldırı karşısında dimdik ayaktayız” denilen açıklama şöyle devam etti:

“Günler öncesinden duyurularla, fetih havasıyla ODTÜ’ye kırıma geleceğini ilan edenler yine havasını alacak. Yıllardır ağızlarının suyu akarak ODTÜ geleneğini bitirmek istiyorlar. Nerede ne zaman bir haksızlık varsa karşısında cesaretle durmaya devam edeceğiz. İşte bu yüzden bu okul; hükümet yalakalarına, her devrin şakşakçılarına, faşizme, ırkçılığa, homofobiye, sömürüye ve tüm ezilme ilişkilerine kapalı.”

Yürüyüşü düzenlemek isteyenlerin önemli toplumsal meselelerde asla ses çıkarmadıkları ifade edilen açıklamada şöyle dend:

“Ülkede, kriz, katliam, kadın cinayeti, çocuk istismarı, işçi kıyımı olur hiçbirine ses etmez bir tane eylem düzenlemezsiniz.

Ama Özgecan Aslan’ın katilinin, Şulet Çet’i katleden patronları savunan avukatın, Hacettepe’de, Ankara Üniversitesi’nde, İstanbul Üniversitesi’nde ve daha pek çok okulda öğrencilere saldıranların faşist ülkü ocakları üyesi olması bir tesadüf değildir. ODTÜ Ertuğrul Karakaya’ların canlarına pahasına bize miras bıraktığı ve bugünkü özgürlüklerin yıllar süren mücadelelerle savunulduğu bir okuldur. ODTÜ sadece bir üniversite değil, bu ülkenin muhalif, biat etmez, haklı ve onurlu geleneğinin sembolüdür. Fikir özgürlüğü altında AKP’ye, faşistlere ve varyasyonlarına alan açacak yanılsamalara düşmemek gerekir. İnsanlık düşmanı faşist çetelerin, hükümet yanlılarının güçlü olduğu hiçbir yerde kendilerinden farklı olanlara müsamaha yoktur.”

MÜCADELEYE ÇAĞRI

ODTÜ’lüler üniversitenin özgürleşmesi için herkesi mücadeleye çağırdı: “ODTÜ eşit ve özgür bir ortamın egemen olduğu özerk ve demokratik bir üniversite olana dek tüm bileşenler olarak mücadelemiz sürecek. ODTÜ bileşenlerini bu mücadeleye en ileriden sahip çıkmaya çağırıyoruz.”