Rakka, Suriye geleceğini hazırlamak için sembolik adım

Suriye’nin kuzeyindeki Halep ile Irak sınırı arasında bulunan Rakka 6. büyük Suriye şehridir. 2011 yılında ülkede iç savaş patlak verdiğinde, Rakka muhtemelen Beşar Esad’ın yerel kabilelerle özenle oluşturduğu ittifaklar nedeniyle herhangi bir anlaşmazlık ile karşılaşmadı. Ancak Rakka, 2011 yılı itibariyle cihatçılarla Suriye yönetimi arasındaki savaştan kaçan on binlerce mülteciye ev sahipliği yapmaktaydı. Mart 2012’de Suriye krizinin başlangıcının birinci yıl dönümü boyunca Rakka’da protestolar düzenlendi. Bu olayların ardından protestolar şiddetlendi ve cihatçı gruplar Özgür Suriye Ordusu’na (ÖSO) katılan Rakka Askeri Konseyi’ni oluşturmak için güçlerini birleştirdi. Şubat 2013’te cihatçılar, Rakka’nın birkaç kilometre batısındaki Al Tabaka beldesini ele geçirdi. Ertesi ay, Suriye ordusuyla cihatçı gruplar arasındaki savaşta, Selefi Ahrar ur Şam ve o dönemde El-Kaide’ye yakın El Nusra Cephesi ÖSO’nun desteğini aldı. Mart 2013 ‘de cihatçılar Rakka’nın kontrolünü ele aldılar. Bu, Suriye krizinde bir dönüm noktasıdır. Ocak 2014’te bu kez IŞİD Rakka’yı, altı ay sonra da Irak’ın ikinci şehri olan Musul’u ele geçirdi. Emir Ebu Bekir el Bağdadi Suriye ve Irak’taki kontrol ettiği topraklarda hilafet ilan etti. Rakka yeni kurulan IŞİD’in Suriye “başkenti” oldu.

Rakka, IŞİD’in karar ve propaganda merkezi haline geldi. Haziran 2014’ten sonra kent Musul’la birlikte IŞİD’in iki “kutsal” alanından biridir. Rakka örgütün baskısının ve totaliter yöntemlerinin sembolü haline geldi. İslam devletinin propagandasına karşı çıkmak için, IŞİD tarafından kentin ele geçirmesinden üç ay sonra, Nisan 2014’te “Rakka sessizce katlediliyor” adlı topluluk Rakka’da kuruldu. Bağımsız gazeteciler tarafından kurulan bu topluluk, IŞİD’in kontrolündeki kenti gözlemlemeyi sağlayan az sayıdaki pencereden biridir. Bu gazeteciler tarafından iletilen videolar ya da fotoğraflar zorluklarla dolu bir günlük yaşamla birlikte sefaleti ve bağnaz kuralların uygulanmasını aynı zamanda IŞİD’in baskılarını da tasvir ediyordu. Aktarılan videolar çoğunlukla Suriyeli askerlerin, IŞİD karşıtlarının, eşcinsellerin veya zina yapan kadınların infaz görüntülerini içermekteydi.

2015’ten itibaren IŞİD, Irak ve Suriye’deki temelini zayıflatan toprak kayıpları yaşamaya başladı. Suriye’de, çoğunlukla Kürt militanlardan oluşan Suriye Demokratik Güçleri (SDG), ülkenin kuzeyinde ki toprakları kurtarmaya başladı. Aralık 2015’te Rakka’yı Musul’a bağlayan önemli yolları kesmişlerdi. Temmuz 2016’da bir taraftan SDG’nin ilerlemesi ve diğer taraftan Türk ordusu tarafından desteklenen bazı cihatçı gruplar IŞİD’in Türkiye’ye olan tüm erişimi kesiyordu. Aynı zamanda, bugüne kadar Suriye ordusu Halep’in doğusuna doğru ilerliyordu. Suriye çatışmanın bu aktörlerinin ilerleyişi, Rakka’daki IŞİD’in çevresindeki mengeneyi sıkılaştırmayı ve IŞİD’in başkentinde bir saldırı için uygun zemin hazırlamayı mümkün kıldı.

Fırat Operasyonu Saldırısı
Hali hazırda bulunan güçler kimlerdir? Diğer taraftan, IŞİD mensupları şehrin büyük bir bölümünde hala yer almaktalar. Yerli ve yabancı olmak üzere, kalelerini savunmak için 3 bin ila 4 bin arasında IŞİD mensubu bölgede yer aldı., Suriye Demokratik Güçleri ilgili bölgede Kasım 2016’dan beri Rakka’yı kurtarmak için saldırıya öncülük ediyordu. Bunlar çoğunlukla PYD’de ye bağlı Kürt militanlardı ayrıca ÖSO’ya yakın Arap savaşçılardan oluşuyordu. SDG, büyük oranda hava bombardıman, mali ve stratejik destek sağlayan Birleşik Devletlerin baskın olduğu bir uluslararası koalisyon tarafından desteklenmektedir.

Bu arada Şam yönetimi 6 Haziran’da Rakka Operasyonunun başlamasından birkaç saat sonra oyuna dahil oldu. Şam, SDG lehinde IŞİD’in bölgeden temizlenmesinden sonra Doğu Suriye’nin denetimini kaybetmekten korkuyordu. Yerel yönetime bağlı güçlerin varlığı Şam ve Washington arasında gerginliklerin tekrar canlanmasına yol açtı: 18 Haziran’da Birleşik Devletler, Rakka’nın 40 kilometre güneybatısındaki Suriye savaş uçağını düşürdü ardından İki gün sonra Washington, Irak ve Ürdün’le sınırı olan El Tanf bölgesindeki Suriye’ye ait drone’u düşürdü. Bu gerginliğin yenilenmesi, Amerika’nın Suriye’nin hava üssüne düzenlediği saldırı sonrasından iki aydan biraz fazla bir süredir devam ediyordu. ABD’nin amacı, Şeyh Han köyünde Şam’a bağlı kimyasal silah saldırısının ardından kuvvetli bir uyarı yapmaktı.

Ayrıca, çatışmanın bölgesel boyutu arttı çünkü 18 Haziran’da, İran, kendi topraklarında Rakka’nın 140 kilometre doğusunda, Deyr ez zor bölgesinde IŞİD kontrolündeki topraklara karşı bir dizi füze saldırısı düzenledi. Tahran’ın kendi topraklarında füzeleri ilk kez ateşlemesiydi bu. Resmi olarak, bu ateşleme, IŞİD’in Tahran’daki İmam Humeyni Türbesi ve Meclisine karşı düzenlediği 7 Haziran saldırılarına misilleme olarak gerçekleştirildi. ARakka’nın kurtarılması, IŞİD’e karşı belirleyici ve sembolik bir zafer teşkil eder. IŞİD’in kendi kendine başkent ilan ettiği Rakka merkezi bir karar alma yeriydi. Suriye’nin altıncı şehrinin kurtarılması IŞİD’in aşamalı olarak zayıflamasını sağlayan önemli bir adım olacaktır. Rakka operasyonu Suriye’de başladığında, Musul Irak hükümet güçleri tarafından kurtarılmak üzere. Irak’ın ikinci şehri Rakka’dan altı ay sonra IŞİD tarafından işgal edilmişdi. IŞİD’in Irak kalesini oluşturuyordu. Bu gelişmeler, IŞİD savaşçılarını şimdiden Irak-Suriye sınırının çok daha az stratejik kentlerine geri çekilmeye zorluyor. 6 Haziran’da, Rakka’yı kurtarmak için birkaç ay hazırlanan saldırı kentte başlayarak IŞİD’e bir darbe daha getirdi. Rakka savaşının başlaması, doğal olarak, IŞİD açısından neredeyse Musul’un tamamının kaybedildiğini yansıtıyor. Musul ve Rakka’nın kurtarılmaları aynı anda gelişti ve benzer bir sembolizmaya sahip oldukları görülüyor. Musul’da, uluslararası koalisyon tarafından desteklenen Irak hükümeti, şehri kurtarmak için ön saflarda yer alıyor. Böylece, Musul Savaşı, Irak Devletinin bölgeyi kontrol altına alması için bir araç olmuştur. Rakka’dayken, SDG saldırısı Suriye rejimini kapsamıyordu. Bu şehrin alınması, Suriye’nin bölünmesi doğru bir gelişimi göstermesini sağlayacaktır.

Les clés du Moyen-Orient’den çeviren Cihangir Akşit