Pentagon’un Tayvan krizinin tırmandığı bir dönemde Çin’i nükleer tehdidini artırmakla suçlaması Pekin’de tepkiye neden oldu. Çin Dışişleri Bakanlığı, Pentagon’un raporundaki tespitlerin gerçek olmadığını savundu.

Rapor tartışması

DIŞ HABERLER SERVİSİ

ABD Savunma Bakanlığı'nın (Pentagon) Çin'i nükleer kapasiteyi artırmakla suçladığı rapor iki ülke arasında yeni bir krize yol açtı. ABD Kongresi'ne sunulmak üzere hazırlanan "Çin'in Müdahil Olduğu Askeri ve Güvenliğe İlişkin Gelişmeler" başlıklı raporda, Çin'in nükleer silah envanterinin beklendiğinden çok daha hızlı bir şekilde büyüdüğü tespitine yer verildi. Pekin ise bu iddiaları yalanladı.


2027 YILI UYARISI

Çin’in nükleer kapasitesini çeşitlendirerek artırmayı hedeflediği belirtilen raporda, "Çin’in nükleer büyümesindeki hız, 2027'ye kadar 700 civarında nükleer savaş başlığı elde etmesini sağlayabilir. Çin, Pentagon'un 2020'deki tahminlerini aşarak 2030'a kadar nükleer savaş başlığı sayısını en az 1000'e çıkarmayı hedefliyor" ifadesine yer verildi. Raporda, 2020'deki yeni gelişmelere göre Çin’in "barış zamanı nükleer harbe hazırlık" durumunu "uyarı üzerine fırlat" seviyesine getirdiği ve çok sayıda yeni füze silosu inşa ettiği de belirtildi.

Ayrıca ABD’nin "ada zincirleri" olarak adlandırdığı ve Çin’in kendisini çevreleyen Guam Adası'nın da bulunduğu ikinci ada zincirini aşacak seviyede yeni füze sistemleri geliştirdiği de raporda yer aldı. Çin’in bölgede askeri etkisini daha da artıracağı kaydedilen raporda, Çin Komünist Partisi'nin 2027’ye kadar Çin ordusunu sistemsel bir ağ altında toplayacak şekilde modernize etmeyi hedeflediği vurgulandı. Pentagon'un geçen yıl yayımladığı rapor, Çin'in mevcut nükleer savaş başlığı stoğunun 200'lerde olduğunu iddia etmişti.

SPEKÜLATİF RAPOR

Çin Dışişleri Bakanlığı ise rapordaki tespitlere tepki gösterdi. Pekin'de dün basın toplantısı düzenleyen Dışişleri Bakanı Wang Wenbin, ABD Savunma Bakanlığı’nın Çin’in nükleer silah kapasitelerinin hızlandırılmış bir oranda artmakta olduğu yolundaki değerlendirmesini kabul etmediklerini ifade etti. Wang, "Savunma Bakanlığı’nın bu raporu, önceki raporlar gibi, gerçekleri hiçe sayan önyargı dolu bir rapor" açıklaması yaptı.

Çin Komünist Partisi'nin resmi yayın organı Global Times'ta dün yayımlanan başyazıda ise Pentagon raporunun "spekülatif" olduğu vurgulandı. Yazıda, "Çin'in nükleer cephaneliği en büyük devlet sırlarından biri olduğundan Washington tarafından yapılan herhangi bir açıklama spekülatiftir. Uydu fotoğraflarına dayanarak Çin'in bu yıl büyük ölçekte füze siloları geliştirdiği varsayılıyor. Ancak bulanık uydu görüntüleriyle bu delillerle desteklenemez. Washington, Çin'in nükleer güç inşası hakkında hiçbir kesin bilgiye sahip değil ve Çin'i nükleer silahlar konusunda baskı altına alma yöntemine de sahip değil" ifadeleri yer aldı.

TAYVAN TEHLİKESİ

ABD ve Çin arasındaki askeri rekabet, özellikle Tayvan konusunda gözle görülür halde. Çin'le Tayvan arasındaki gerginlik eylül ayında yeniden tırmanmış, Pekin yönetimi gerekirse Tayvan'ı yeniden bünyesine katmak için askeri güç kullanabileceği mesajı vermişti. ABD de Tayvan yönetimine askeri destek taahhüdünde bulunmuştu. ABD Başkanı Joe Biden da geçen hafta yaptığı açıklamada, "Çin saldırısı" olduğu takdirde Tayvan'ı "savunmakla yükümlü olduklarını" öne sürmüştü. ABD Genelkurmay Başkanı General Mark Milley ise önceki gün yaptığı açıklamada, ABD kuvvetlerinin Pekin'in Tayvan'ı "ele geçirmeye çalışması" durumunda Tayvan'ı savunmak için "kesinlikle yeterliliğe" sahip olduğunu söylemişti. Çin Devlet Başkanı Şi Cinping, ülkesini 2049 yılına kadar küresel askeri güç haline getirme hedefini açıklamıştı.

***

Avrupa heyeti ilk kez Tayvan’da

Avrupa Parlamentosu (AP) ilk kez Tayvan’a resmi ziyarette bulundu. Avrupa’da Vatikan dışında hiçbir devletle resmi diplomatik ilişkileri bulunmayan ve Pekin’in "tek Çin politikası" kapsamında Çin topraklarının bir parçası olan Tayvan’a yapılan ziyarette "Yalnız değilsiniz" mesajları verildi. Ziyarette heyete başkanlık eden AP’nin Fransız üyesi Raphael Glucksmann, Tayvan lideri Tsai Ing-wen ile görüştü. Ziyaretlerinin “önemli bir ilk adım” olarak görülmesini isteyen Glucksmann “Bundan sonra çok daha güçlü bir AB-Tayvan ortaklığını kurmak için çok somut bir gündeme ihtiyacımız var” dedi. Tayvan lideri Tsai ise “Tayvan ve AB olarak tüm alanlarda ortaklığımızı güçlendirmeye kesinlikle devam edebileceğimize inanıyoruz” açıklaması yaptı. Çin’den ise söz konusu ziyarete tepki geldi. Çin Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Wang Wenbin, Avrupa’nın Tayvan’daki ayrılıkçı güçlere yanlış mesajlar vermemesi gerektiğini ve Avrupa’nın bu yanlışı düzeltmesi için beklediklerini ifade etti. AP geçen ay Tayvan’la yatırım anlaşması gibi adımlarla ilişkileri derinleştirme konusunda bağlayıcı olmayan bir kararı kabul etmişti.