Tayland’da muhalefet partileri, cuntanın gölgesindeki iktidara karşı büyük bir zafer elde etti. Siyaset Bilimci Lohatepanont’a göre muhalefetin yapısal reform vaatleri ile gençlerin yoğun desteği zafere giden yolu açtı.

Reform talebi zaferi getirdi
Tayland’da halk 14 Mayıs’ta sandığa gitti. (Fotoğraf: AA)

Umut Can FIRTINA

Güneydoğu Asya ülkesi Tayland’da pazar günü gerçekleşen seçimde halk sandığa giderek neredeyse 10 yıldır cuntanın hâkimiyetindeki yönetime karşı büyük bir zafer kazandı. Pita Limjaroenrat liderliğindeki muhalefetteki İleri Hareket Partisi (MFP) yüzde 36 oy ile birinci olarak 500 koltuklu Temsilciler Meclisi’nde 151 koltuğa sahip oldu. 2006’da askeri darbe ile yönetimden indirilen eski Başbakan Taksin Shinawatra’nın kızı Paetongtarn Shinawatra’nın liderliğindeki Taylandlılar İçin Partisi (PTP) ise yüzde 26 oy alarak 141 sandalyeyle Temsilciler Meclisi’nde en güçlü ikinci parti konumuna geldi.

HÜKÜMET KRİZİ

Fakat Limjaroenrat'ın başbakan olarak yeni hükümeti kurmasının önünde bazı engellerin olduğu dile getiriliyor. Bunların birincisi Shinawatra ailesinin kontrolündeki PTP’nin, diğer küçük partiler ile anlaşarak üyelerini askeri cuntanın atadığı 250 koltuklu Senato’nun da desteğini alarak hükümet kurma ihtimali. İkinci neden olarak ise Anayasa’nın monarşi ve askeri cuntaya karşı suçlarda ağır ceza ve yaptırımları içeren 112’nci maddesinde reform yapacağı vaadiyle seçimlere giren Limjaroenrat’ın bu konudaki ısrarının, monarşi ve askeri cunta yanlısı temsilcilerin ve senatörlerin desteğini kaybetmesi tehlikesi olduğu öngörülüyor.

Eski Başbakan Taksin Shinawatra’nın, kızının başında olduğu parti PTP’nin monarşiye zarar verecek reformları desteklemeyeceğini açıklaması ise ülkede hükümet kurma umutlarının azalmasına neden olan bir başka faktör oldu.

Her ne kadar hükümetin kurulamayacağı endişeleri ülkeye hakim olsa da tek bir gerçek var: Tayland halkı, özellikle de gençler otoriter rejime demokratik yollarla başkaldırdı.

Tayland seçimlerini Michigan Üniversitesi’nden Siyaset Bilimci Ken Mathis Lohatepanont, muhalefetin zaferine ilişkin sorularımızı yanıtladı.

Yıllardır cuntanın etkisi altındaki ülkede muhalefet demokratik yolla zafer elde etti. Ülke bu noktaya gelene kadarki süreç nasıl gelişti?

Muhalefet 2019’daki genel seçimlerde de zafere oldukça yaklaşmıştı ancak Başbakan Prayut Chan-o-cha gücü elinde tutmayı başardı. Aradan geçen yıllar süresince, Başbakan Prayut’un hükümeti giderek zayıflayan ekonomi, yolsuzlukların arttığına yönelik toplumdaki algı ve MFP’nin yapısal reformlara yönelik vaatleriyle yarışacak alternatif söylemlerde bulunamaması sebebiyle popülerliğini kaybetti. Ayrıca Prayut ve yardımcısı Prawit Wongsuwan’ın farklı partilerle seçim kampanyası yürütmesi, muhafazakâr partileri böldü, onları oldukça zayıflattı.

Ken Mathis Lohatepanont

Muhalefetin bu zaferi elde etmek için doğru yaptığı şey neydi? Bu desteği nasıl elde ettiler?

MFP ilerici prensiplerinden taviz vermedi. Oldukça anlaşılır, açık ve kapsayıcı bir seçim çalışması yürüterek genç seçmenleri kendi tarafına çekmeyi başardı. Ayrıca sosyal medyayı oldukça etkili bir şekilde kullanarak seçmenlerinin çevresini MFP’ye oy vermeye ikna eden doğal temsilciler olmalarını sağladı. Bu, hâlâ eski tarzda ‘himayeci’ siyaset yürütmeye bel bağlayan partileri alt eden bir durum oldu.

RUHU KORUDULAR

Gençlerin bu zaferdeki rolü neydi?

Anayasa Mahkemesi tarafından kapatılan Geleceğe Doğru İleri Partisi (FFP), 2019’daki seçimlerde gençlerin oylarını kazanmayı başarmıştı. Ardından FFP’nin ardılı olan MFP bu tabanı korudu, hatta daha da büyüttü. MFP seçmenlere siyaset ve ekonominin yapısal sorunlarına ilişkin yeni bir Tayland vizyonu sundu. Prayut yönetimi altında büyüyen genç seçmenler de görmek istedikleri değişimin bu olduğuna karar verdi. Özellikle gençlerin 2020’de monarşiye karşı başlattığı ve Prayut’a karşı kitlesel protestolara dönüşen eylemler sona erdi. Ancak gençler öfkelerini ‘herhangi bir şeye yöneltmese de’ canlı tuttu. Sonuçta da bu enerjilerini son seçimde sandığa yansıttılar.