Rengel edebiyatına ilk adım: Bahtsız katil, ölüme karşı

Kardelen TATAR

Juan Jacinto Muñoz Rengel, İspanyolca konuşulan coğrafyada epey tanınmış bir yazar. Özellikle, düzenli kaleme aldığı gazete yazıları ve kısa öyküleri, onu edebiyatın saygı duyulan isimleri arasında anmaya yeterli olmuş. Kısa öykü yazarlığı dolayısıyla aldığı ödüller de bu bağlamda konuşulmaya değer. Bu türde, ulusal ve uluslararası elliden fazla ödülün sahibi kendisi. Fakat Türkiye’de Rengel’i, Yapı Kredi Yayınları tarafından yakın zaman önce okur karşısına çıkan ilk romanı ‘Hastalık Hastası Kiralık Katil’ ile tanıdık, kısa öyküleriyle değil.

İnce ironisi ve malumatfuruş içeriğiyle ilgi çeken bir roman ‘Hastalık Hastası Kiralık Katil’. Yazar hakkında yapılan küçük bir araştırma ile öğrenileceği gibi kısa öykülerine de hâkim olan mizahı içine alan zengin anlatım dili, romanın gerçek rengini bulmasında önemli etken olarak dikkat çekiyor. Bu doğrultuda ‘Hastalık Hastası Kiralık Katil’in, Rengel edebiyatına adım atmak için güzel bir başlangıç kitabı olduğunu söylemek mümkün.


Romanın ismi, konusuna dair pek çok unsuru açık ediyor aslında. Kiralık katil olan bir kahramanımız var ve bu kiralık katil yakasını bir türlü bırakmayan hastalıklarından mustarip. Buraya kadar tamam. Romanı ilginç hâle getiren ve özgün yapısına kavuşmasını sağlayan meseleler esas bundan sonra başlıyor. Romanın kahramanı ve anlatıcısı Bay Y., kiralık katil olarak aldığı son işi bir an önce bitirmek zorunda hissediyordur kendini çünkü bu işinin parasını peşinen almıştır. Ahlaki kuralları, kendince yarattığı etiği buna izin vermiyordur. İşin aksi yani şu ki en fazla iki günlük ömrünün kaldığını düşünüyordur. Bunu nereden mi biliyor? Elbette yıllarca tüm günlerini beraber geçirdiği milyonda bir kişide görülen hastalıkları sayesinde… O günün, ölüm gününün artık gelip çattığını içten içe hissediyordur. Son zamanlarda yatağına, yarın kalkamayacağı duygusuyla giriyordur. Ömrü boyunca yaşamıştır bu duyguyu ama artık emindir. Tam da bu nedenle parasını peşin aldığı işi bitirememe korkusuyla harekete geçer.

Fakat aşması gereken bir şey daha vardır: Bahtsızlık…

Bay Y.’nin kronik hastalıkları kadar kronik bahtsızlığıyla da başı derttedir. Bu da hikâyeyi ve Bay Y.’yi gerçek anlamda bir çıkmaza sokuyor. O çıkmaza girdikçe ise hikâye daha ironik bir hâl alıyor, karmaşıklaşıyor ve Bay Y. her adımda derhal öldürmesi gereken Eduardo Blaisten’in peşine daha bir hırsla takılıyor.

Fakat romanın kahramanı Bay Y.’nin tüm bu cinayet hırsına rağmen hikâyenin okura vaat ettiği şey ölümden çok ölüme giden yoldaki hissiyat, kafa karışıklığı ve hamleler. Bay Y. de tüm bunlar için kelimenin tam anlamıyla biçilmiş kaftan; özellikle de kafa karışıklığı açısından…

Bay Y.’nin ne kadar enteresan bir roman kahramanı olduğu şimdiye kadar anlatılanlardan ortaya çıkmıştır diye düşünüyorum fakat bu kadarla kalmıyor. Tüm hayatını hastalıklarıyla birlikte mesleğine adadığı için yalnızlık bir tercih değil yaşam biçimi olmuştur onun için. Yalnızlığını dolduran ise edebiyat ve felsefe olmuştur. Özellikle de edebiyat ve felsefenin tıpkı kendisi gibi hastalık hastalarının eserleri ve hayatları. Poe, Proust, Voltaire, Tolstoy ve Molière bunlardan sadece bazıları… Tıpkı kendisi gibi hayalî, psikolojik ve fiziksel pek çok hastalığa sahip yazarlar da anlatıcımız Bay Y.’nin hikâyesine katılıyor sürekli. Böylelikle elimizdeki roman edebiyat ve felsefe dünyasından pek çok ayrıntı bilgiyi de içeren, enteresan katmanlarıyla her sayfasında okurunu kendi dünyasına biraz daha bağlayan bir yapıya kavuşuyor.

Bay Y.’nin makus talihini yenme çabası çevresinde dolaşan dünyanın ünlü edebiyatçıları ve felsefecileri arasında keyifli bir yolculuk vaat ediyor Juan Jacinto Muñoz Rengel’in Türkçede yayımlanan ilk romanı ‘Hastalık Hastası Kiralık Katil’. Polisiyeyi, biyografiyi ve modern edebiyatın verdiği imkânları kullanarak özgün anlatım biçimlerinden yararlanan kendine has bir tür yaratmış âdeta Rengel. Bu da gelecekte yayımlanacak kitaplarını merak etmek için yeter sebep.